19

1.4K 222 185
                                    

"Çok fena şimşek çakıyor." Karina camın kenarında durup dışarıyı izledi. Yağmur yüzünden koşuşuturan insanlar ve havayı aydınlatan şimşeklerle garip bir şekilde içinin rahatladığını hissediyordu. "Bu gece burada kal kaza yapmanı istemiyorum." uzandığı yataktan başını kaldırıp Karina'ya baktı. "Ne zaman kaza yaptığımı gördün? Ustayım ben." yüzüne yapışmış olan ukala gülümsemesiyle konuşup göz kırptığında Karina güldü. "Ne zaman deli gibi dayak yiyip hastanelik olmuştun? Bir hafta öncesine kadar hiçbir zamandı değil mi? Bunun da ihtimali aynı işte."

Camının kenarda duran perdesini çekti ve perdehi kapatıp Soobin'in yanına uzandı. "Bu havalar hep bize dağılmış halde geldiğin günü hatırlatıyor." dedi ve iç çekti. Bunu söylemesiyle Soobin vücudunu ona doğru çevirdi ve Karina da aynısını yaptığında yüzleri karşı karşıya geldi. Karina'nın aksine Soobin gülümsüyordu. Elini uzattı ve Karina'nın başının altına koyduğu kolunu nazikçe okşadı.

"Sana travmalar yüklediğim için üzgünüm kelebeğim." şakayla karışık kurduğu cümle Karina'yı güldürdü ancak hala buruk hissediyordu. "Ama iyi ki geldim değil mi? Gelmesem böyle yakışıklı bir abin olmayacaktı." Karina yüzünü buruşturup kusar gibi yaptı. "Abi kartını oynama midem kaldırmıyor."

Birbirlerine baktılar ve bir anda gülmeye başladılar. "Seni çok seviyorum." dedi Karina Soobin'in gözlerinin içine bakarken. "İğrençsin." Soobin gülerek yanıtladığında Karina da güldü. Bunun Soobin'in kendi çapında ben de seni seviyorum demek olduğunu biliyordu.

"Duygusallığı bırakalım da gerçekten bizde kal bence." sözü biter bitmez evren de ona katılıyormuş gibi yağmur şiddetini arttırdığında Soobin güldü. "Yeonjun'a erken gelirim dedim." Karina'nın yüzünün aldığı hali görünce gözlerini devirdi. "Yeonjun'la ne iş?" dedi gülerek. Soobin uzanıp kafasına vursa da gülümsemesi silinmedi. "Konuyu sakın buralara çekme." dedi ciddiyetle. "Aman tamam sustum. Kalıyor musun kalmıyor musun?"

Bir süre sessizleşti ve ne yapacağına karar vermeye çalıştı. Tam cevaplayacağı sırada ise cebindeki telefon titredi ve kaşları çatıldı. "Yeonjun'dur." dedi Karina imayla. "Bekle."

Kendini yana attı ve cebindeki telefonu çıkarıp gelen bildirime baktı. "Yeonjun'muş gerçekten." Karina'nın bir şeyler söylediğini duyuyor olsa da mesaja odaklandığından anlamıyordu.

**

(yeonjun-soobin)

cocuk: soobin
ne zaman gelirsin

soobin: karina onlarda kalmamı istiyo
fırtına bastırdıgı icin kaza yapmamdan endiseleniyomus
gelmem sanırım bu gece

cocuk: tamam o zaman
iyi geceler

soobin: bekle
yeonjun

cocuk: efendim

soobin: neden sordun
bi sey mi var

cocuk: ha
hayır yok bi sey
sormak istedim sadece
takıl sen karinayla
selam söyle

soobin: bi sey var
söyle

cocuk: yok gercekten

soobin: inatlasmasak

cocuk: fırtınalardan korkuyorum
tek kalınca daha korkunc oldu
gelmeni isticektim
ama gelme
yani kaza yaparsın falan
benim yüzümden sey olmasın
kal orada tamam mı

28 reasons • yeonbinWhere stories live. Discover now