9

393 71 42
                                    

Medya: Kartal Demirci

*Rica etsem buraya bölümü okuduğunuz saati yazar mısınız?

*Yorumlarınız benim için aşırı motive edici. Lütfen bir cümle dahi olsa yorum bırakmayı ihmal etmeyin.

***

selambenkurbaga3:

Canımın sıkkın olduğunu nasıl anladın bilmiyorum ama haklısın.

Bugün canım biraz sıkkın.

Ama üzgünüm, bunun nedenini sana anlatamam.

kartaldemirci:

Nedenmiş o?

selambenkurbaga3:

Çünkü eğer anlatırsam kendimi acındırdığımı filan düşünebilirsin...

kartaldemirci:

Acıklı bir hikâye diyorsun?

selambenkurbaga3:

Acıklıdan ziyade, benim açımdan hayli 'küçük düştüğüm' bir hikâye diyorum...

kartaldemirci:

Anlat?

selambenkurbaga3:

Anlatmak istemiyorum?

kartaldemirci:

Ben de seninle baloya gelmek istemiyorum ama gel gör ki istemediğimiz her şeyi öylece geride bırakmayı başaramıyoruz?

selambenkurbaga3:

Ne alaka???

kartaldemirci:

Çok alaka.

Hadi, daha fazla uzatma da anlat.

selambenkurbaga3:

Eh, madem bu kadar ısrar ediyorsun...

Madem, bu kadar merak ediyorsun...

Beni?

Beni merak ettiğin için değil mi?

Can sıkıntısından da olsa beni merak ettiğin için?

kartaldemirci:

Öyle.

selambenkurbaga3:

:)

İyi tamam, anlatayım o zaman...

Bugün okulda her zamanki gibi bir gün geçirdim; yalnız, sıradan, sıkıcı ve insanların alay dolu bakışına maruz kaldığım bir gün.

Benim yerimde bir başkası olsa, belki her gün bu saydıklarımı yaşamaya tahammül edemez.

Bir noktadan sonra kafayı yeme seviyesine gelir.

Ama ben, ilkokuldan beri bu saydıklarıma maruz kaldığım için artık o kadar da etkilenmiyorum.

Gerçi etkilensem ne olacak ki?

Her neyse.

Bugün okul bahçesinde gezerken bir grup kız yanıma geldi.

İçlerinde Doruk'un kaşar sevgilisi Simay da vardı.

Ondan öyle nefret, nefret, nefret ediyorum ki...

Keşke bir kanalizasyon çukuruna düştüğünü görsem!

Ağzına, burnuna, kulaklarına, hatta göbek deliğine bile bokların girdiğini görsem!

Prens ile Kurbağa | TEXTİNGWhere stories live. Discover now