5: i already kissed you

270 36 16
                                    

Beomgyu bu zamana kadar herkesi tanıdığını tek bakışta anladığını sanardı. Bazen öyle bir nokta atışı yapardı ki arkadaşları bile şaşırırdı bu duruma. Bir kişiyle ilgili ne konuşursa o gerçekleşirdi ya da çoktan gerçekleşmiş olurdu.

Yeonjun'u ilk gördüğü zaman hırslı birisi olduğunu anlamıştı mesela. Özellikle ders konusunda öyle hırslıydı ki karşısındaki kişiyi kim olsa tanımazdı. Bunu ortak dersleri sırasında bir konu hakkında profesörün karşısında tartıştıklarında daha da anlamış oldu.
Ailesi zengindi ve şöhreti severdi. Bu yüzden ukala davrandığı zamanlar da olurdu. Beomgyu ondan gerçekten hiç hoşlanmıyordu.

Kim Beomgyu ise ona nazaran daha geri planda kalan ve çok fazla göz önünde olmayan birisiydi. Ama epey bir dikkat çeken birisiydi. Onun hakkında çok fazla bir bildiği yoktu. Ama her zaman Yeonjun gibi bir züppe olduğunu düşünmüştü. En az onun kadar ukala ama sosyal ve sevilen birisi olarak düşünürdü.

Ama o gün, bunda yanıldığını düşünmüştü.

Çünkü o tek başınayken ve yanında Yeonjun yokken ne sevilen birisiydi ne de sosyal birisiydi.

Tüm arkadaşları Yeonjun'un arkadaşı olduğu için arkadaşıydı. En azından gözlemlediği kadarıyla böyleydi.

Yeonjun'a sorduğu çocuk hakkında bilgi alabilmek için 'sözde' arkadaşlarının yanına gidip konuşmak istemişti ki hepsinin yüzünde alaycı ve aşağılayıcı yüz ifadeleri mevcuttu. Kendisini umursayan olmamıştı.

Orada, kantinde oturuyorlardı. Beş kişilerdi ve çoğunun ilgisi başka yerdeydi. Onlara birkaç soru sormaya çalışsa da başarısız olmuştu. Çünkü kimse kendisini dinlemiyordu. Göz devirmeden edemedi.

Bu insanların gözünü açmak için ne lazımdı? Bir ton para falan mı yoksa bir hareket falan mı?
Bunlar normal insanlar olamazdı. Hiçbiri daha yeni hastaneden çıkan 'arkadaşını' umursamıyordu.

Karşısında oturan çocuk alaylı ifadesiyle kendisine bakarken konuştu. En azından aralarından birisi konuşmuştu. "Sanırım Beom bize bir şey anlatmaya çalışıyor beyler ve bayanlar. Ama sesi çok kısık olduğundan duyulmuyor." dedi üzgün bir ifade yaparak. Sonrasında gülmüş diğerleri de ona katılmıştı. Beomgyu da histerik bir şekilde gülmeden edememişti.

Herkesin yargılayıcı bakışları kendisini bulduğunda Beomgyu kollarını bağlayarak arkasına yaslandı. "Çok yazık o zaman bu yaşta işitme bozukluğu yaşıyorsan ilerde ne yapacaksın? Ve şey ismin neydi bu arada?"

Evet onun hakkında birkaç bilgisi vardı. İsmini de gayet iyi biliyordu çünkü kendisi lise kafasından çıkamamış bir zorbaydı. Yandaşçıları da öyle.
Sadece onu gıcık etmek için uğraşmak istemişti o an.

Çocuk güldü ama bu sefer ki zorlama bir gülüştü. Başını yana eğdi ve oturduğu masada biraz ileri gelerek Beomgyu'ya yaklaştı. Beomgyu da gözlerini ondan ayırmıyordu.

"Hafızanın gittiği yalanına kim inanıyor burada sence ilgi yalakası? Rolden çık ve her zamanki gibi davran."

Beomgyu göz devirdi. "Bu kadar kalın kafalı mıydın sen ya?" Yüzünü buruşturup önüne gelen saçları kulağının arkasına attı ve masanın diğer ucundan ona doğru yaklaştı. "Bak aniden bir şey hatırladım. Senin ne kadar aptal biri olduğunu ve ders notu için birilerini tehdit ettiğini hatırladım."

Tehdit ettiği kişi tabiiki kendisi değildi. O cesareti Choi Beomgyu'da asla gösterememişti. Fakat sınıftaki çalışkan bir kızdan ders notu isterken ya da onun yerine sınavı yapmasını isterken özel videoları hakkında tehdit ediyordu onu. Beomgyu buna kendisi şahit olup bölüm hocasına bildirse bile hiçbir şey gerçekleşmemişti.

two souls | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin