CASUS

685 60 2
                                    

"Mathew yapma!"

Mathew Latoya'nın haykırışına aldırış etmeden çevik bir hareketle kolunu tuttuğu Sasha'yı kendine çekti ve sırtını göğsüne yaslayarak boynuna hançeri dayadı.

"Bu kadın bir casus!"

Sasha ve Latoya göz göze geldiler. Latoya'nın bir casus olduğunu anlamışlar mıydı? Sasha korkuyla titrese de kendini savunması gerektiğini biliyordu. Aksi takdirde sessizliği suçlamaları kabul ettiği anlamına gelecekti.

"Hayır! Bu adam kafayı yemiş! Latoya lütfen komutan Alber'e söyle..."

Mathew kadına doladığı kolunu daha da sıkılaştırdı.

"Abimin adını ağzına alma!"

Sasha korkuyla ağlamaya başladığında Latoya onlara yaklaşmaya çalıştı ancak Alber ona izin vermedi.

"Mathew kadını bırak."

Adamın emredici sesi oldukça net ve sakindi.

Mathew beklediği tepki bu olmadığı için şaşırdı. Dişlerini sıktığı için çene kasları şişmişti. Koyu gözleri mümkünmüş gibi daha da kararmıştı.

"Abi o bir casus!"

Alber sakinliğini yitirmek üzereydi.

"Casus ya da değil kadını bırak hemen! Biz kadınlara bıçak dayamayız!"

Mathew abisinin kendi davranışlarına tezat sözlerine sırıtmadan edemedi. Onun kuralları karısında işlemiyordu. Yine de hançeri indirdi. Kadını bırakmaya niyetli gibi görünmese de kollarını gevşetti. Kadının kulağına eğilerek kimsenin duyamayacağı şekilde fısıldadı.

"Sevinmeye kalkma. Benden kurtulamayacaksın."

Kadını sertçe bıraktığında Sasha koşarak Latoya'ya sarıldı. Hıçkırıklarını durduramıyordu. Bu adam onu ölesiye korkutuyordu. Latoya kadını sakinleştirmeye çalıştı. Bir yandan da öfke doluydu.

"Onu nasıl böyle bir şeyle suçlarsın?!"

Joe elinde tuttuğu kağıt parçasını abisi Mathew'in baş hareketiyle komutana verdi.

"Bu papirüsü ulak gizlice bu askere verdi."

Alber kaşları çatık küçük kağıda yazılmış mesaja baktı.

"Kadına dikkat et. Bebeği olduğunu biliyoruz. Korkmasın. Haber göndermeye devam etsin. İşgale az kaldı."

Latoya merakla bir kocasına bir elindekine bakıyordu. Sonunda Alber gözlerini iki kadına çevirdi.

"Chris, hanımları odalarına götür."

Sesi öyle haşin çıkmıştı ki Latoya meraktan ölmek üzereydi.

"Alber ben..."

"Dediğimi duydun Latoya."

Latoya şuan bu adamı kışkırtmanın hiç iyi bir fikir olmadığını biliyordu. Ancak abilerinin kaleye soktukları casus yakalanmış ve gözleri önünde diz çökerken nasıl çekip gidebilirdi? Ya casus her şeyi söylerse o zaman Latoya ne yapardı? Alber onu gözünü kırpmadan öldürürdü. Sasha'ya döndü.

"Hayatım sen içeri gir ve Mariam'ı bul."

Sasha baş sallayıp kaleye ilerlediğinde Latoya döndü ve birkaç adımda Alber'e ulaştı. Yavaşça adamın elini tuttu. Başını kaldırıp endişeli gözlerini kocasına dikti.

"Seni yalnız bırakmak istemiyorum."

Alber kadının ilgisine şaşırdı. Ancak biraz sonra casusu konuşturmak için yapacaklarını karısının görmesine izin veremezdi.

GANİMETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin