-1.BÖLÜM- ACI

32 16 221
                                    

Bir gözün gördüğünü kalp,
Bir kalbin hissettiğini göz görmez.

4 Mayıs 2023 Perşembe
00:17

Uçsuz bucaksız bir uçurumun önünde aşağıya düşmeyi beklemek fakat aşağıya düşmek istememek kadar felaketti yaşamım. Gözlerimin  önündeki manzara kadar güzel, manzaradan gözüken binaların ışıklarının altında yatan gerçekler kadar da acı…
Her bir evden yansıyan ışıkların manzaralarını izlemek hoş olsa da o evdeki acıları düşünmek ıstırap verici…
İşte tam olarak hayatımın anahtar kelimesi, ıstırap…
Kalbimdeki acının, ruhumdaki tükenmişliğin ve beynimdeki düşüncelerin sebebiydi bu ve beni daha bir yıl oluyordu ele geçireli…
Ben sadece 19 yaşındaydım. Bu ıstırabı çekmek için çok küçüktüm fakat ölüm kimsenin ne yaşını bekliyordu ne de zamanını…
Tam doğum günümde şehit olan babamın kopuk kolunu bedenine takmaya çalışırken öğrendim ben ölümün beklemediğini. O an annem bayıldığında, beni orada, babamın cenazesinde  baygın bedeniyle yalnız bırakan annemle birlikte öğrendim…
Babamın yanmış suratına içim acıya acıya baktım, ilk girdiğimde morga tanıyamadım hatta. Ben kendi öz babamı tanıyamadım. Yanmış yüzü, kurşunlu bedeni, kopuk kolu…
Bu acının tarifini kimseye veremezdim, işte asıl tarifsiz acı tam olarak buydu.

Ve şimdi de bir uçurumun başında babama kavuşmak için kendimi aşağı atmayı düşünüyordum lakin  annem gözlerimin önüne geliyor, beni durduruyordu. Annemin yalnız başına delirdiği sahneler beynimde basbas bağırıyor, vicdan azabı çekmemi sağlıyor ve beni duraksatıyordu. Fakat ben babamı çok özlemiştim, onun yanına gitmek istiyordum..

"Şimdi gelsem yanına baba, kuvvetli kollarınla sarar mısın beni? Alır mısın beni de cennetine?"

"Almaz." arkamdan gelen sesle korkuyla dudaklarım aralandı ve arkamı döndüm. Kızıl saçlı bir kız bana gözlerini kısarak bakıyordu ve sağ elinde de muhtemelen daha yeni yakmış olduğu sigarası vardı.

"Neden almasın?" bana küçümser bir şekilde baktı ve dudaklarını hafif kıvırdı.

"Allah cennetine günahkârları almaz da ondan. Eğer babanın cennette olacağını düşünüyorsan ki -cennette de olacağı ne mâlum-  ama düşünüyorsan böyle iğrenç bir günahla cennete giremezsin."

"Babamın cennette olduğunu düşünmüyorum, ben buna eminim."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" elindeki sigarasına bir bakış attım. Bakışımı fark eder etmez  benimle konuştuğu için içemediği ve külünün çoğaldığı sigarasını parmağıyla silkeleyerek külünü düşürdükten sonra dudaklarının arasına götürdü ve bir yudum aldı.

"Bir tane de bana verir misin?"  elindeki sigarasına olan arzumun ağır basmasının sebebi babamın da içmesiydi ve babamın vatanımızdan ve ailemizden sonra en çok değer verdiği şeydi sigara. Ben de içmek istemiştim, ben de zehirlenmek istemiştim, ben de anlamak istemiştim babamı.

"Veririm fakat tek bir şartım var."

"Şartın ne?"

"Bana hayatını anlatacaksın, neden burada intihar düşündüğünden bahsedeceksin."

"Senin bundan çıkarın ne olacak ki?"

"Ben psikiyatri öğrencisiyim. Ben seni dinleyerek sana yardımcı olacağım, sen de bana makalem için bir örnek olacaksın."

"Kabul." neden kabul ettiğimi bile bilmiyordum.  Fakat birilerinin beni dinlemesini istiyordum. Birileri beni dinlesin, birileri kalbimdeki bu yarayı sarsın istiyordum.  Olduğu yerden bana doğru yaklaşırken cebinden paket sigarasını çıkarıyordu. Yanıma geldiğinde paketini çıkartmış ve içinden bir dal sigarayı bana uzatmıştı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 15, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

HEDEF 303Where stories live. Discover now