BÖLÜM 20. "ÖZLEM.."

2.9K 132 24
                                    

Keyifli okumalar...

Şarkı ;
Bilal Sonses - Cereyan

●○●○●

"Ne söylediğinin farkındasındır umarım?" Sesindeki soru tınısı bariz kendini belli ediyordu. "Sen öpşürken farkında değilsin de ben yanında yatmak istediğim de mi farkında mı olmalıyım?" Kirpiklerini hızla kırpıştırarak yutkundu.

Hazar'ın dilinin kemiği hiç yoktu. Söyleyecek bişi bulamazken beklemediği bu yan yana uyuma düşüncesi kalbinin sesini yine kulaklarına duyururken yanan yüzünü saklamak için hızla banyoya girdi. Bir süre rutin işlerini hallederek amacı odaya erken dönmemek için oyalanmaktı. Fakat çok çabuk işi bitince içinden dualar ederek Hazar'ın uyumasını diledi.

Yavaşça kapıyı aralayarak başını hafifçe içeriye uzattı. Hazar'ın mavi gözleriyle göz göze gelince irice açıldı. "Bana çocuk diyorsun ama benden betersin!" Derken sesindeki eğlence tınısı apaçık belli oluyordu. "Alışık olduğum birşey değil! O yüzden lütfen sus!" Diyerek bedenini de kapının ardından çıkararak odaya ilerledi.

Liya geldiğinden beri fazlasıyla yüzünden eksik olmayan tebessüm yine dudaklarının arasında yer edinmişti. "Alışsan iyi edersin. Bundan sonra böyle!" Hayat garip bir döngüydü. İlk başlarda ikisi de bir birine sinir olurken geçen zamanın ardından bir birlerine alışmışlardı. Belki de şuan ki olan da fazla geliyordu.

Derin bir nefes alarak yatağın örtüsünü kaldırarak oturdu. Hala çok tedirgindi bir anda bu kadar yakınlık tamam iki defa öpüştüler de bir anda böyle duruma uğratmıştı. Liya'yı Hazar'da bakışlarını Liya'nın yüzüne çevirdi tepkilerinden dolayı dudakları hafif kıvrılırken başını iki yana salladı.

"Ne o planında yok gibi. Kardeş kardeş yatarız." Diyerek küçük bir kahkaha attı. "Çok komiksin ya ha ha ha gülmekten karnıma ağrılar girdi!" Yatağa iyice yerleşerek en uc köşeye kadar gitti. "Belli oluyor!" Hazar'da yerleşerek başını yastığa koydu.

****

Yüzünü buruşturarak hareket etmeye çalıştı. Sadece çalışmıştı çünkü yerinden bir milim dahi kımıldayamıyordu. Çünkü buna engel olan birşey vardı! Hızla gözlerini açtı. Bakışları etrafta dolanırken esmer bir tene denk gelmişti. Sertçe yutkundu, yavaşça başını yukarıya kaldırdı adem elması, ardından çenesi ve hafif pembemsi dudakları...

Hazar'ın kolları fazlasıyla bedenini dolanmış ve Liya'yı sıkı sıkıya sarmalamıştı. Yüzü kızarmaya başlarken Hazar'ın uykulu nefes alış-verişlerini dinledi. Ne kadar istese de yerinden bir milim dahi kımıldayamadı. Daha fazla diretmedi ve kendini serbest bıraktı. Her nefesini verişinde saçlarının arasında kayboluyordu.

Keskin sigara kokusu burnuna gelirken farkında olmadan gözlerini kapatarak derin nefesler aldı. Yapmaması gerekiyordu fakat sanki farkında olmadan mimiklerini kendisine ihanet ediyordu. Dalgaların arasında kaybolan yosunlar gibi savrulup gidiyordu.

Kalbinin sesi kulaklarını arşınlarken bedenin heyecandan rahat bir uykuya teslim ederken Hazar'ın dibine biraz daha yaklaşarak boyun boşluğuna soluğunu bırakarak bedeni mayışırken tam uykuya daldığı sıra da Hazar gözlerini kırpıştırarak araladı.

Liya'nın bedenini saran kollarına kaşları şaşkınlıkla kalkarken derin uykuda olan Liya'nın uyanmaması için yerinden bir milim dahi kımıldamadı. Garip bir döngü içindelerdi her ikisi de sanki ikisi de uzak kalmak istemiyor gibiydiler. Ama duyguların verdiği gariplikle korku bedenlerini kapladığı için her ikisi de uzak durmaya çalışıyorlardı.

KIZIL ŞEYTAN (BERDEL) Where stories live. Discover now