[20]

270 28 54
                                    

- Bir kez daha öpeyim mi?

Regulus, James'in mızmızlanmasına gülümsedi.

- Olur, ama kalkıp etrafı toplamalıyız.

James, Regulus'un boynunu öperken mırıldandı.

- Ben hallederim.

Son bir kez sevgilisinin kafasını karıştırdı ve kalktı yataktan. Regulus kısa bir ıslık çaldı.

- Off yavrum bu fizik şaka mıdır?

James kahkaha attı.

- Sana layık olmaya çalışıyoruz güzellik.

- Bana layıksın zaten James. Fazlan var eksiğin yok. Tüm şansımı seninle ve abimle harcadığımı düşünüyorum.

Regulus abisini çok seviyordu. O her zaman yanında olmuştu, dertlerini dinlemişti.

James'i de çok seviyordu. Hayatının aşkıydı sonuçta.

İkisi de onun için bambaşka bir yere sahipti. Babasının vermediği sevgiyi, değeri, dostluğu onlardan görmüştü.

Ve onlara sahip olduğu için ne kadar şanslı olduğunun farkındaydı. Onlar olmasaydı hayatı çekemezdi.

James tişörtünü giyerken Regulus'a döndü.

- Ben de sana sahip olduğum için çok şanslıyım. Kendi değerini bil Reg. Sen basit bir insan değilsin. Tek vasfın benim sevgilim olmak ya da Sirius'un kardeşi olmak da değil. Sen Regulus Black'sin. Ne kadar kıymetli olduğunu unutma tamam mı?

Regulus, kendisine olan saygısını bir süre kaybetmişti. Dış görünüşü, hareketleri... Her şeyi ona batıyordu. Dibi görmüştü. Dibi yaşamıştı.

Sevdiği kişinin onu sevmeyeceğiyle de yüzleşmişti. Yüzleşmek zorunda kalmıştı.

Derler ya dibi görmeden yükselemezsiniz diye. Tam olarak öyle olmuştu Regulus'un durumu. Evet, çok kötü şeyler yaşamıştı. Hayat ona yaşatmıştı bazen. Bazen de kendi kendine baskı yapmıştı, kendi kendini aşağılamıştı ama en sonunda kendisini kabullenmişti. Bu hayatta sıkıca tutunması gereken kişi kendisiydi.

Geçmişteki halini mutlu edecek, onu gururlandıracak şeyler yapmak için yaşıyordu.

Eskisi kadar kötü hissetmiyordu. Moralini bozan olaylar illa ki oluyordu zaman zaman. Ama çabucak toparlanabiliyordu. Kaldı ki artık yanında James de vardı. Her türlü sorunun üstesinden gelebilirdi.

- Unutmam.

- Sen unutmaya kalksan ben unutturmam.

**********

- Kahvaltıyı yaptık, ortalığı toparladık. Artık seni denize götürebileceğimi düşünüyorum?

James ellerini sandalyeye koymuş Regulus'a bakıyordu onay istercesine.

- Tamam, gidelim. Akşam yola çıkacağız değil mi? Eve denize girmeden dönersem rahat uyuyamam.

Eğer ertesi gün okula gitme planları varsa Regulus'un dediği gibi akşam yola çıkmaları gerekiyordu.

İkisi de üzerlerine deniz için daha rahat, daha uygun şeyler giyip evden çıktılar.

Deniz eve yakındı. Ulaşmaları uzun sürmedi.

Denizin kumlarla birleştiği yere oturup konuşmaya başladılar. Sirius ile ilgiliydi konuları.

- Abime ne dedin buraya gelirken?

my brother's friend | jegulus ✓✓Where stories live. Discover now