İrfan Can Eğribayat

1.7K 54 34
                                    

"Sıla, sen git, benim saatim geliyor, İrfan gelmiştir."

Ceren arkadaşına son kez sarıldı ve odasına doğru ilerledi. Tahmin ettiği gibi İrfan tam zamanında gelmişti, iki gün önce oynanan maçta kaleye isabet eden sert şutu yanlış bir hamleyle kurtarmıştı, iyi olan topun kaleye gitmemesiydi, kötü olan ise bir süre oynayamayacak olmasıydı.

"Hoş geldin Can, geçelim."

Ceren ve İrfan zaten tanışıyorlardı Ceren takımın fizyoterapistlerinden biriydi, İrfan ise Fenerbahçe kalecisiydi ve samimiydiler, Ceren İrfan'la, İrfan da Ceren'le uğraşmayı seviyordu. Ceren raporları az çok gözden geçirmişti.

"Söyleyin bana Nur Hanım, bize ne olacak?"

Can'ın ona göz kırptığını umursamayarak işine odaklandı, Ceren yavaş ve kolay hareketlerle başladı, onu zorlamadan ve canını yakmadan devam etti. İrfan'ın bakışlarının farkındaydı, gözlerin üzerinde olduğunun farkındaydı ama ciddiyetini bozmadı.

"Can, sinirlerimi bozma."

"Belki de amaç budur."

"Diğer kolunu da ben sakatlayacağım, kaleci."

"Olur, tedavisi sana kalıyor."

"Başka kapıya Can?"

İrfan güldü, onu daha da kızdırmayı başarmıştı, ama zaman zaman öfkesini yansıtıyordu Ceren, biraz canını yakıyordu.

"Sonra yine ağlarsın."

İrfan'ın sakatlanmasından sonra Ceren başta korkmuştu, kolay bir şey gibi görünmüyordu, ki hala öyle ama üstesinden geleceklerine inanıyordu Ceren sevdiklerini ve onların düşüncelerini önemseyen bir insandı Can'ın üzülmesi onun üzülmesi demekti, Ceren bir süredir Can'a karşı farklı duygularla mücadele ediyordu.

"O zaman sinirlerim bozulmuştu."

"Genelde gerginsin."

"Kapa çeneni, Can."

"Nur?"

"Ceren!"

"Ben Nur istiyorum."

"Nur'u sana kim söylediyse lanet olsun, efendim Can, ne oldu?"

"Akşam yemeği?"

"Birlikte mi?"

"Evet, sadece ikimiz."

"Hm, bunu düşünmem gerekecek."

"Nur lütfen, sen çok iyi biliyorsun, son zamanlarda bu sakatlığım yüzünden kendimi yine bıraktım, tedaviden çok sana ihtiyacım var, gözlerin, gülüşün, mimiklerin, kızgınlığın bile benim için çok değerli."

İrfan o an kalbinden geçen her şeyi söylemişti, bu akşam onun için son şanstı, o cesaret kaybolmadan duygularını açıklamalıydı, bundan sonra ona göre davranacaktı. Ceren bunu duymayı beklemiyordu, Can'a tebessüm ederek baktı, oldukça utanmıştı, parlayan gözlerle ona bakan, olumlu bir cevap bekleyen adam vardı, nasıl hayır diyebilirdi?

"Tamam, orada olacağım. Bana yeri ve zamanı gönder."

"Ben seni alırım."

"Ama elin?"

"Araba kullanmamda bir sakınca yok."

imagine with footballers / one shotsWhere stories live. Discover now