Bir kefeye iblis bırakırsan diğer kefeye melekler düşer.
Hayatını sana cehennem eden her kusuru düzeltmen için ikinci bir şans. Blackscales'a katıl ve dünyaya zıt hesaplı evrende, gökyüzündeki bir okulda işlediğin cinayetler, ettiğin kötülükler saye...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Vücudu ona tonlarca ağır geliyordu. Ruhunun karanlığı ve bedeninin bitkinliği birleşerek hayatı boyunca taşımadığı yükü yüklüyordu sanki omuzlarına. "Kurtulmak istiyorum." demişti kendine, belki de yüzlerce defa. "Onu öldürmek istiyorum." Bu iğrenç kokuyu o kadar uzun zamandır soluyordu ki artık tamamen duyarsızdı. Suyun bedeniyle temas ettiğinde hissettirdiği hissiyatı unutmuştu. Bedenen kirliydi ve ruhen de aynı hissediyordu. Aynı şekilde kirli olan yıpranmış sarı saçlar görüş alanını kapatıyor, bu kabusun en korkunç yanını ondan gizliyordu.
Rowena Verity, gözleriyle göremediği fakat anın hissini iliklerine kadar hissettiği bu kabustan ürpererek uyandı. Derince yutkunurken ve çevresindeki cisimler biçimlenirken korkuya kapılmış bedeninin ne kadar ısındığını hissetti. Tüyleri diken diken olmuştu. Uzun ve gür kahverengi saçları boynuna eller gibi sarılmıştı. Blackscales'a geldiğinden beri ardı kesilmeyen kabuslar, bazen rüyayla gerçeği ayırt edememesine yol açıyordu. Telaşla yerinden doğrularak yatakta oturur pozisyona geçerken yanındaki lambayı açtı ve soluklandı. Keskin bir ağırlık hisseden boğazı kurumuştu, gözleri yanıyordu. Isıtma sistemlerine rağmen odası soğuk olduğu için yorganı omuzlarının üzerine çekti ve "Sakin ol..." dedi kendi kendine. "Güvendesin."
Komodindeki dijital saatini kontrol ettiğinde ilk dersin başlamasına yalnızca on beş dakika kaldığını fark etti. Alarmını duymamıştı. "Ne zamandır bu kadar derin uyuyorum ben?!" diye kendi kendine yakındı ve hazırlanmak üzere yatağından kalktı.
İlk dersin beden eğitimi olduğunu gördüğünde forma giymek zorunda olmadığını hatırlayarak daha önce Darlene'le giyinme odasından aldıkları rahat kıyafetlerden birini üzerine geçirdi. Giydiklerinin rahat olmasına rağmen Rowena, görünüşüne fazlasıyla önem veren bir kız olduğu için kıyafetlerinin uyum içerisinde olmasına dikkat etmişti.
Önceki günlere kıyasla hazırlanması daha kısa sürmüş, derse gecikmemek için seri adımlarla odasından çıkmıştı.
Spor salonuna ulaşmak için bahçeden geçmesi gerektiği için üzerine ceketini geçirdi. Birkaç dakika sonra spor salonunun girişine geldiğinde ders başladıysa bölmemek için sessizce kulpu indirdi ve içeriye girdi. Geldiğini fark ederek ona el sallayan Darlene'i gören Rowena, takımının olduğu tarafa sıraladı adımlarını. Öğretmen henüz gelmemiş gibi görünüyordu. Oldukça geniş olup içerisinde her türlü spor aletini barındıran ve karşı duvarındaki geniş kapılara bakılırsa oyun sahalarına açılıyor gibi gözüken salonda sadece Oyunbozanlar ve Tetikçiler vardı. Yapılan etkinlikler genelde iki takımdan oluştuğu için kargaşa çıkmaması adına beden eğitimi derslerinde sadece iki grup bulunacak şekilde bir ders programı hazırlanmıştı.
"Selam." diyerek sırtını arkadaşlarının yanındaki duvara yasladı Rowena. Saçlarını bir at kuyruğu şeklinde toplamaya çalışan Darlene, "Selam." diye karşılık verdi. Rowena, gözlerini salonda gezdirdiğinde Mürtehinlerin atış poligonlarının önünde toplandıklarını gördü. Spor salonuna ilk defa geldiği için burada atış poligonlarının bulunduğunu yeni öğreniyordu. Takımındakilere döndüğünde "Seni takım elbiseyle görmeye alışmıştım, böyle tanıyamadım." dedi Rowena şakacı bir şekilde, Dorian'a hitaben. Genç adam üzerindeki lacivert tişörte bakarak gülümsedi. "Kırk dakika dişini sıkman lazım."
