10

1.9K 92 44
                                    

Merhaba aşklarım,şuan aşırı sinirliyim.
Neden derseniz faturam dün değil bugün yenileniyormuş.
Bu arada okuyucularım lütfen oy vermeyi unutmayın.

Sizi çok seviyorum🎀
Keyifli okumalar🦋

Bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın💐🧚🏼‍♀️

•○●•○●•○●•○●•○●•○●•○●•○●•○●•○●•○●

"Yağmur!" Sinirlendim. Kaşlarımı çattım. Onun bu halde sevgilimin yanında ne işi olabilirdi.Yağmur deli gibi yağarken,gururum göz yaşlarımı yağmurun altına gizliyordu.

Hiç bir açıklama beklemeden yağmurun altında deli gibi koşuşturdum. Barış arkamdan bağırıyordu. Duyabiliyordum ama böyle bir durumu ben nasıl kaldıracaktım.

Çok sinirliydim,bu durumda hala onlar için göz yaşı dökmemi kaldıramıyordum.
Göz yaşlarımı elimin tersiyle silerek koşmaya devam ettim. Koşuyordum. Deli gibi.

Aniden yere yapıştım. Dizimin ağrısı bedenime yayılırken,hala ağlıyordum. "Ağğhhh" bağırdım. Son sesimle,utanmadan,düşünmeden bağırdım. Hıçkırarak ağlıyordum. İlk aşık olduğum adam ile kardeşim dediğim kız beraber olmuşlardı. Bu benim sınavım mıydı?

Ağlamak acımı hafifletmiyordu. Kalbim ağrıyordu. Oturduğum yerden hıçkırarak ağlıyordum. Akan burnumu sildim. Ağlamaya devam ettim ta ki önümden geçen arabanın yanımda durmasına kadar. Yanımda duran arabaya bakarken göz yaşlarımı sildim.

Kafamı kaldırdığımda gördüğüm kişi,endişe içinde bana bakıyordu.

Arabadaki kişi Berkay'dı. Hemen arabadan inip elimden tuttu. Beni bir hareketiyle kaldırdı.

Yağmurun sesini bastırmak için sesimi yükselttim. "Ne işin var senin burada?"gözlerini bana dikmiş bakıyordu.Kaşlarını çattı. "Şuan bunun ne önemi var"
Devam etti"Hadi bin"arabaya bindim. Koltuk ıpıslak olmuştu.

Gittiğimiz yer yabancıydı. Büyük ihtimalle Berkay'ın eviydi. Arabadan indik ve eve girdik. Evi büyüktü. Sade ama şıktı. Ona döndüm."Gerek yoktu,beni evime götürseydin keşke"kaşlarını çattı. "Hayret ediyorum sana bu halde hala konuşuyorsun. "Elleriyle odayı gösterdi."Geç şuraya,sana kıyafet getireceğim",elleriyle gösterdiği yere geçip onu bekledim. Bana pembe saten bir crop ve pembe saten bir şort getirdi. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım."Duş alacağım bir yer var mı?" Bana tarif etti. Banyoya girip hızlıca bir duş aldım. Çekmeceyi açıp, içinde olan kurutma makinesini çıkarıp, saçlarımı kuruttum.Kıyafetlerimi giyindim.

Odaya geçtiğimde Barış bize yemek hazırlamıştı. Masaya oturdum. "Hadi ye" dedi. Çorbamı içtim. Her çorbadan bir kaşık içtiğimde bir göz yaşı ise beni terkediyordu. "Senin adın ağlayan güzel olsun" dediğiyle kafamı kaldırdım. Burukça gülümsedim"Neden"karşıma oturdu ve bir nefes verdi.
"Çünkü her gördüğümde ağlıyorsun"gülümsedim."Denk geliyor"güldü."Sorun değil böylede güzelsin"mutlu olmuştum. Aslında Berkay ne kadar gereksiz biri gibi dursada,öyle biri olmadığı aşikardı.

Yemekten sonra bulaşıkları makinaya ben dizdim. Masayı silip içeriye geçtik. Berkay'ın bakışlarının üzerimde olduğunu farketmiştim. "Nie bakıyorsun?" Ellerini kafasına yaslamışken konuştu"Bu kadar güzel birini kim üzer ki"dedi. Durdum,birşey demedim.

ELMA REÇELİ | TEXTİNG✅Where stories live. Discover now