Yüzleşme

89 13 0
                                    

Bir elim hala kitabın üzerindeyken, benden kitabı açarak okumamı isteyenlerin aksine diğer elimle cebimdeki saati çıkararak kitabın üzerinden hiç çekmediğim elimin bileğine taktım.

İçimden, solak olmanın hiç bu kadar işe yarayacağını düşünmemiştim... Gibi espriler yapsam da bunun tamamen kendimi rahatlatma çabası olduğunun farkındaydım. Artık asıl yapmam gerekeni yapmak zorunda olduğumun farkındaydım ve saati bileğime taktığım an yapmam gerekeni yaptım...

Tüm yaşadıklarından aslında haberdar olduğunu bildiği halde saatlerce ona olan biteni anlatan Lavin, ''Saati taktıktan sonra ne yaptığımı merak ediyorsun ve bu mağarayı nasıl bulduğumu ve muhtemelen şuan burada ne yaptığı mı da öyle değil mi? '' Dedi.

Karşısında saatlerce olan bitenden habersizmiş gibi onu dinleyen adam, dehşet dolu gözlerle birden mağaranın çıkışına baktı. Mağaranın çıkışında ikisinin dışında hiç kimsenin olmadığını anladığında ise tekrar gözlerini Lavin' e doğru çevirdi ve '' Aslında hayır merak etmiyorum. Belli ki bana anlatırken bir şeyleri eksik anlatmışsın ve inan bununla hiç ilgilenmiyorum, madem artık kartlarımızı açık oynuyoruz sana tek istediğim şeyi söyleyeyim, bendeki eksik olan kitap, yani birazdan senin bana teslim etmek zorunda olduğun kitap.

Lavin daha önce hiç olmadığı kadar korkuyor ama bir o kadarda öfkesini taze tutmaya çalışıyordu.

Bu adamın, diğer 3 kitabı eline geçirmeyi başardığı ve son bir kitaba ulaşmasına ramak kaldığı düşünülecek olursa bunun için her şeyi yapabileceği aşikârdı.

Lavin ise kendinden oldukça emin bir tavır ve resmen ona meydan okurcasına çöktüğü yerden yavaşça doğrularak karşısına dikildi.  '' Asla! O kitabı alabilmek için benim kendi rızamla farkında olarak ya da olmayarak fark etmeksizin bazı cümleleri okumam gerektiğini çok iyi biliyorsun ve inan, bunu bana kimse yaptıramaz.''

Adam belki de Lavin' in her şeyi bilip bilmediğini meraktan olsa gerek, ''Peki, kitabın benim elime geçmesiyle ne denli değişim olacağını ve bu değişim sayesinde insanlar dışındaki canlılarında tıpkı onlar gibi özgür ve mutlu yaşayacağından da bahsediyor mu kitap senin elindeyken bunların olamayacağı belli.'' Dediği an,

Lavin hiç olmadığı kadar saldırgan bir şekilde adamın yüzüne yüzünü yakınlaştırarak,'' Şu, hani köyde yaşanan dehşet olayı gibi bir özgürlükten mi bahsediyorsun? İnsanların hatta çocukların çığlık çığlığa öldürüldüğü? Üzgünüm ama böyle bir özgürlüğe asla onay vermeyeceğim, üstelik kitabı tamda bu nedenle yazdığımı anlamış olmama rağmen.'' Dedi ve dediği an elini boynundaki kolyeye götürerek devam etti, '' Bu kolye, zamanda gezinme mi sağlayan kutu ve... '' sol elindeki kitabı kaldırarak, '' bu yazdığım kitap bana aittir ve tüm bunlar benim size karşı ne denli güçlü olduğumun kanıtıdır. '' Diye devam ederken, sinirden gözleri iyice kararan adam kendine hâkim olabilmek için kendini bir adım Lavin'' in önünden geri çekti. '' Kitabı çok iyi okumuş ve analiz etmişsin bu kesin fakat bir noktayı atlamışsın genç kız, bu dört kitap olduğu surece bizler var olacağız buna ne sen ne de diğer insanlar asla karşı koyamayacak.''

Lavin artık bu adama daha fazla tahammül edemeyeceğinin farkında oluşundan dolayı, kendini tutmak için çaba harcarken bir yandan da bu canlıların başı ola bu adamı öldürmemesi gerektiği gerçeğiyle yüz yüzeydi. Ne var ki onca yaşanmışlığa karşı bu adamı oracıkta öldürmek ona inanılmaz bir rahatlama sağlayacaktı. Buna rağmen bir süre daha bu adama katlanmak zorunda olduğunun bilincindeydi.

Arkadaşları ise tıpkı mağaradaki diğer canlılar gibi şaşkın ve Lavin' in şuan nerede olduğundan ve ne yaptığından habersiz oldukları izlemi vermeye çalışıyorlardı.

Bu davranışları kısa sürede işe yaramış ve tüm gözlerin üzerlerinde olmasının önüne geçmişti öyle ki, Lavin'i buraya getirme görevini üstlenen kadın bile artık onlarla ilgilenmeyip neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Bu da Gamze'yi kurtarabilmek için tam da istedikleri şeydi.

Alana gelmeden önce Gamze'nin sesini duyduğuna emin olan Dora, arkadaşlarıyla bakıştıktan sonra dikkat çekmemeye çalışarak onlardan ayrılıp sesi duyduğu yöne doğru ilerlemeye başladı.

Amaç Lavin' in, adamı ve diğer canlıları tekrar aynı yere hapsetmeden önce Dora'nın ve arkadaşlarının gamzeyi bularak onlarla birlikte kurtulabilmesiydi.

Stresten ve kardeşine ulaşamama korkusundan kan ter içinde kalan Dora her şeye rağmen soğukkanlı kalmaya ve fark edilmeden kardeşini bulmaya çalışıyor, diğerleri ise kalabalığın olduğu yerde Dora'nın yokluğunun anlaşılmaması için Lavin' in ortada olmayışının şaşkınlığını daha da belirgin yaşayarak onların olun biteni anlamalarına engel olmaya devam ediyorlardı.

Adam Lavin 'in meydan okur tavrını umursanmamış üstüne, '' Yaptığım planı kavrayarak adamlarıma inanmadığın ortada ama atladığın bir şey var. Ben yıllarca bizi hapsettiğin o yerden kurtulma planları yaptım sen mezarı açtığın anda, yani bize kapıyı araladığın anda oraya tekrar hapsolmamak için her türlü önlemi aldım.''

Diğer taraftan Dora kalabalıktan iyice sıyrılmış sakin alanlara doğru ilerlemeye devam ederken, yanından birileri geçtiğinde sanki Lavin' i arıyormuşçasına '' Nereye kayboldun Lavin? Neredesin Lavin? ...''Tarzında sözler sarf ediyordu.

Bir süre sonra inleyen bir kız sesi duymasıyla o sesin sahibinin kız kardeşi olduğunu anlaması, kalbinin yerinden çıkacak gibi atmasını sağladı. Sesin geldiği yerin kapısına yaklaştığın da kapının ardındakinin kardeşi olduğuna artık emindi.

Lavin ise mağaradaki adamı daha fazla oyalayamamaktan korkuyor fakat bunu belli etmemek için var gücüyle uğraşıyordu.

''Şimdi ne olacağını merak ediyor musun? '' dedi Lavin, omuzlarını olabildiğince dikleştirip kendinden oldukça emin bir halde ve ekledi. ''Sence şimdi ne olacak dersin?''

Artık durumun nereye gittiğini kestiremeyen ve işlerin istediği gibi sonuçlanamayacağı ihtimalini de göz önünde bulundurarak, her türlü önlemi alması gerektiğini düşünmeye başlayan adam '' Öyleyse ben de sana bir soru sorayım. Benim asıl merak ettiğim sen benim yanımdayken o savunmasız arkadaşlarının sensiz ne yapacağı. Peki, sen birazdan onların ne hale geleceklerini merak ediyor musun? ''

Dora kapıya yaklaşarak kapıdaki kırıklardan kardeşini gördüğü gibi diğerlerinin yanına doğru tekrar yürümeye başladı. Gizem'in artık yeri kesin olarak belliydi ve Lavin 'in planını uygulamayabilmesi için bir an önce hepsinin bir araya gelmesi şarttı.

Lavin 'in gayet rahat bir ses tonuyla,'' Hayır, açıkçası merak etmiyorum. Bu şekilde düşündüğüne göre benim kitaba ne kadar hâkim olduğum hakkında hiçbir fikrin yok. Kısaca bu konudan da bahsetmek isterim. Ben ve sevdiklerimin canını savunmasızlığımızdan yararlanarak o kadar çok acıttınız ki aylarca kendimi ve sevdiklerimi nasıl savunarak hayatta kalabileceğimi anlayabilmekle dolayısıyla kitabı araştırmakla geçti. Anlayacağın zamanında benim yazdığımı iddia ettiğiniz bu kitap sayesinde zaman ve mekânın beni asla yenemeyeceği ve hatta gerekirse onları bile yönetebileceğimi öğrendim.'' Bu sözler artık meydan okumanın da ilerisinde, Lavin 'in karşısındaki adamı ve diğerlerini yok edeceğini net bir şekilde ifadesiydi.

Selam arkadaşlar bu bölüme kadar okuduğunuza göre kitap ilginizi çekti diye umut ediyorum. Sizlerin de bildiği üzere yorum ve beğenileriniz benim için oldukça önemli bu nedenle beğeni ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Sevgiyle kalın...

ÖLÜMCÜL SIRWhere stories live. Discover now