İki

24.6K 1.4K 336
                                    

Hoşgeldiniz ballarıım 💓
Okurken yorum yapmayı unutmayın lütfennn <3

🩹🩹🩹

Elimdeki valizle karşımdaki büyük, beyaz eve baktım. Burada mı yaşıyorlardı?

Ne iş yapıyordu bu adam? Her ne iş yapıyorsa o işi A planım haline getirecektim!

Evin etrafındaki garip, takım elbiseli adamlara yan bir bakış atarak ilerlemeye başladım. Kırmızı halıda yürüyormuş gibi hissediyordum kendimi. Biri elimdeki valizi aldığında, kafamı çevirerek alan kişiye baktım. Garip tipli takım elbiselilerden biriydi.

Ben tepki veremezken o arkamdan valizle peşimden geliyordu. Kapının zilini çaldı, Kenan amca.

Kapıyı vampire benzeyen bir çocuk açtı. Kızıla çalan saçları, uzun boyu ve bembeyaz teniyle karşımdakinin Edward olup olmadığını anlamaya çalışmıştım bir süre.

Her şeyin bir rüya olduğunu kanıtlayan bir ipucu olabilirdi bu çünkü.

Ama ne yazık ki Edward bundan çok daha yakışıklıydı...

Çocuğun bakışları beni detaylıca süzerken, yerimde kıpırdandım. Rahatsız olmuştum. Kerim Bey'in öksürmesiyle çocuk kenara çekildi. Kerim Bey ayakkabılarını çıkardığında derin bir nefes aldım. Bilerek onların arkasından geliyordum. Yanlış bir şekilde davranıp, aşağılanmamak için.

Ben de ayakkabılarımı çıkararak içeri girdim. Onları takip ederken, bir yandan da evi süzüyordum. Evin dışı bembeyaz olsa da, içi sanki terk edilmiş gibiydi. Ailelerin yaşadığı evlerin bir ruhu olduğunu düşünürdüm hep. Ama bu ev o kadar ruhsuzdu ki...

Gri duvarların karamsarlığından kaçmak istercesine peşlerinden ilerledim. İçim boğulmuştu resmen.

Salon olduğunu düşündüğüm yere geldiğimizde, koltukta oturan üç tane daha çocuk gördüm. Bunlar kimdi Allah aşkına? Adım seslerimizi farkedip, bizim olduğumuz tarafa döndüler. Beni gördüklerinde, bakışlarında kısa bir şaşkınlık gördüm. Biraz da özlem.

"Baba bizi buraya neden aniden çağırdığını sorabilir miyim?"

Koyu renk saçları ve kahverengi saçları olan adam söylemişti bunu. Çocuk diyemiyordum çünkü oldukça büyük duruyordu.

Bakışları korkunçtu. Ondan kaçmak istercesine kafamı, odada gezdirmeye başladım.

"Kardeşinizle tanışmanız için. Bundan sonra burada yaşayacaksınız."

Babalarının üstüne söz söyleyemiyor olsalar ki, hiçbiri bir şey demedi. Ama bakışları birçok şeyi anlatıyordu.

Bana olan nefretlerini mesela.

"Gel yeğenim ben sana tanıtayım tek tek abilerini."

İkiydi, beş oldu Bey amca çok sağ ol.

İkinin nefretini kaldırmıştım ama beşi nasıl kaldıracaktım? Derin bir nefes aldım.

"Rüzgar'ı zaten tanıyorsun. 19 yaşında kendisi en küçük abin olur."

Rüzgar baş selamı vererek, hafif bir tebessüm etti. Baştaki o durgun bakışları gitmişti.

Ben de ona tebessüm ettim. En azından abilerden biri benden nefret etmiyordu.

Daha sonra Kenan amca eliyle bize kapıyı açan çakma Edward'ı gösterdi.
"Bu, ailenin üçüncü abisi Barış, 24 yaşında." 

Öfkeli bakışları üstümden ayrılmayan Barış'a baktım. Bakışlarımı üstünde tutmayıp kafamı gösterdiği diğer abiye çevirdim.

Seren ¦ Gerçek AileWhere stories live. Discover now