5️⃣Sır olan gerçekler5️⃣

117 50 117
                                    

Sessizlik yalnız kalmış bir insanın en çok sevdiyi şeydir. Sessizlik yalnız kalmış insanın en çok sığındığı şeydir.

 SESSİZLİK..... 

Oysa şuan sessizlik en son istediğim şey bile değildi. Şuan sessizliğin beni nasıl korkuttuğunu fark ettim. Şuanda çığlık atmak istedim, beni duysunlar istedim,yanıma gelsinler onu kurtarsınlar istedim ama sanki sesimi benden almışlardı. Lal bir insanın sessizliği vardı üstümde. 

"Baran?!" Sonunda şokdan çıktığımda Baran artık yerde yatıyordu. Yanına gidip eğildim ve nefesini kontrol ettim, yaşıyordu...

Nefesini kontrol edip çekiliceğim sırada kolumu tuttu ve gözlerini açtı. Gözlerini açtığı sırada kaçlarımı çattım. Ne yani hepsi oyunmuydu? Bu adam bana oyunmu oynamışdı?

Kolumu sertçe çekip ondan uzaklaştım. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" 

Gülümseyip bana baktı. "Bana birşey olursa yardım edermisin diye merak ettim ki nefesimi kontrol etmekden başka birşey yapmadın"

"Başka ne yapıcaktımki? Oturup başucunda ağlamıyıcakdım herhalde."

Sırıttı. "Güzel fikirdi aslında" 

Gözlerimi devirip masaya geçtim. "Kalk ordanda bana yardım et Karataş. Senin oyunlarınla zaman kayb ettik zaten yeterince." 

"Tamam Yakıcı, kızma"

Kaşlarımı çatıp ona bakdım. "Yakıcımı?"

"Daha karizmatik bir takma isim bul demedinmi? Bende adına en uygununu buldum."

"Sadece Alev deseydin yeterliydi ama  neyse."

Barış ve Burak içeri girince başımı kaldırıp onlara bakdım.  

  "Alev Emre dışarıda. Sana birşey söylemek istiyor." 

Burağın sözüyle Baran kaşlarını çatıp bana döndü. "Emre kim?"

Onun sorusunu es geçip Burağa "Söyle gelsin buraya. Zaten yerimizi biliyordu." dedim.

Emre içeri girince Baran şaşırdı.  "Bu çocuk..Sizi ihbar eden çocuk"  Sonra ağzından neyi kaçırdığını anlayınca gözlerini açıp bana baktı.

"Demek bize yalan söyledin Karataş? Aslında bizi ihbar edenin kim olduğunu biliyordun?"

"Çocuğun bir suçu yoktu. Bunu ona başkası yaptırdı." 

"Biz kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu biliyoruz" diyip cevap vermesini beklmeden Emreye döndüm.

"Sen hala akıllanmadın galiba Emre? Sana verdiğim sözü unuttun galiba? Seni adım gibi yakarım demiştim."

Emre başını kaldırmadan "Gerçekten başka çarem yoktu. Beni ailemle tehdid etti." dedi.

Kaşlarımı çatıp "Buna inanıcağımımı sandın?" dedim. Kafasını kaldırmadığını görünce sinirlendim. "Kafanı kaldır ve gözlerimin içine bak."

"Bana zarar vericeksin." diyip başını kaldırmadı.

"Eğer başını kaldırmassan sana cidden zarar veririm." diye sert bir şekilde onu uyardım ama o kadar korkuyorduki kafasını kaldırmaya cesaret bile etmedi. Abilerime baknca onlar Emrenin çenesinden tutup kaldırdılar ve benimle göz teması kurmasını sağladılar. Gözlerimin parıldadığını hiss ettiğim an Emre bağırmaya başladı ama durmadım, bağırışları yalvarışlara dökülene kadar durmadım. Baran kolumdan tutup beni durdurmaya çalıştı ama asla gözlerimi çekmiyordum. Sonunda Baran kolumdan tutup serçte beni kendine çekti ve yüzümü tutup onunla göz teması kurmamı sağladı. Gözlerimin parıltısını kayb ettiğim an sağ gözümden 1 damla yaş aktı.

Acı'dan kadınWhere stories live. Discover now