#3

138 17 7
                                    

Bugün tatilimiz bitmişti. Bazı üyelerimiz akşam yurda dönerken bazıları da sabah erkenden gelmişti. Bugün ise varyete programımız için çekim yapmaya gidecektik. Bizler nereye gideceğimizi ya da ne üzerine çekim yapacağımızı bilmiyorduk. Görevliler bizleri yurttan alacak direkt çekim alanına götürecekti.

Jungwon servisin geldiğini daha hızlı olmamızı söylemişti. Ben zaten hazır olduğum için telefonumu alıp salondan çıkarak servise geçtim. Herhangi bir koltuğa oturup üyelerin gelmesini bekledim. Serviste sadece Sunghoon ve ben vardık ben orta kısımda cam kenarına otururken o da benim önümdeki koltukta oturuyordu.

İlk önce gözlerinden uyku akan henüz ayılmamış Sunoo servise girdi ve şöyle bir göz gezdirip en önde, kapının karşısında, oturan Sunghoon'un yanına oturdu. Ardından Jake benim arkamda kalan koltuğa oturdu. Jungwon tekli koltuklardan birine yerleşti. Jay en arka dörtlü de uyuyacağını söyleyerek en arkaya geçti. Ama Ni-ki hâlâ yoktu.

Servis ile yolculuk yaptığımızda genelde hep Jake ile oturur ona sataşırdı. Bugün şaşırtarak benim yanıma oturmuştu. Jake bile bu duruma şaşırıp Ni-ki'ye bakakalmıştı. Evet bir yerde Jake'in şaşırması normal olabilirdi ama bana uzun zamandır soğuk yaptığını ele alırsak benim şaşırmam normaldi.

"Sen benim yanıma oturur muydun? Şaşırdım. Genelde Jake ile oturuyorsunuz"

"Hyung genelde Jake hyung ile oturuyor olmam her zaman onun yanında oturacağım anlamına gelmiyor. Bugün senin ile oturmak istedim."

"Aslında şaşırma nedenim son zamanlarda uzak durdun benden. Bunu toplantı da konuştuk o zaman da sert çıkmıştın, bu durum hakkında senin ile konuşmak istiyordum."

Biz konuşmaya başlarken servis hareket etmişti.

"Öyle bir şey yok ki hyung sana öyle gelmiştir."

"Ne zaman senin yanına gelsem hep yanımdan kalkıyordun Ni-ki. Bak tamam bunlar önemli değil şuan iyiysek sorun yok. Ama farkında olmadan seni kıracak bir şey yapıp söylediysem özür dilerim."

"Öyle bir şey olduğu yok hyung, gayet iyiyiz neden aramızda bir sorun olsun ki hem."

"Tamam sen yok diyorsan yoktur."

Başını sallayıp beni onayladı ve kulaklığını takarak müzik dinlemeye başladı. Bende aynı şekilde kulaklıklarımı taktım ve müzik dinlemeye başladım. Hiç değilse için için içimi yiyen mevzuyu onun ile konuşabilmiştim ve iyi olduğumuzu bilmek beni mutlu etmişti. Minik kardeşim ile aramızı kötü olmasını asla istemezdim. Kendi kardeşim olsa bu kadar severdim.

Birden gelen sevgi isteği ile ona sarıldım. Tam şekilde bana dönük olmadığı için biraz değişik bir pozisyon oluşmuştu ama umrumda da değildi. Bu hâlden rahatsız olarak bana dönmüş ve beni göğsüne çekerek sarılışıma karşılık vermişti.

Sarılmamız bittiğinde kendimi geri çekmek yerine olduğum yerde yatmaya devam ettim o da bu durumdan rahatsız olmamış olacak ki bir şey demeden hâlâ kolumda olan eli ile yavaşça tenimde gezdirdi parmaklarını. Ben huylanıp sessiz bir kıkırtı sunarken o da hareketlerini durdurmuştu. Başımı göğsünden hafifçe kaldırıp yüzüne baktığımda o da bakışlarını yüzüme indirmişti. Neden kendimi garip hissetmiştim? Tekrar başımı eğerek göğsüne yaslandım ve gözlerimi kapatarak müziğimi dinlemeye odaklandım.

Ufak sarsıntılar ile gözlerimi açtığımda Ni-ki üzerime eğilmiş beni uyandırmaya çalışıyordu. Uyuyakalmış olmalıydım gözlerimi ovuşturup göğsünden kalktım. O'ysa bana bakıyordu. Uyurken çok mu dağılmıştım? Telefonun ekranından kendime bakarken hafif göz altlarımın oluştuğunu görmem ile şaşırmadan edememiştim çünkü yurt da uyurken bile asla göz altı torbaları oluşmazdı yüzümde. Cidden iyi bir uyku çekmiştim anlaşılan.

Ni-ki halimi anlamış tebessüm ederek ve sanki 'ben bunun ile ne yapacağım' dermişcesine kafasını iki yana sallamış çantasından kapatıcısını vermişti. Az önceki bakışlarının bilinci ile elinden kapatıcıyı biraz sert çekmiş olabilirim. Ben aynadan cildime kapatıcıyı uygularken onun yüzünde hiçbir şey olmayışı sinirimi bozmuştu bütün güzel benleri ortadaydı işte yine.

Sanane Heeseung ortadaysa ortada ne olmuş? Bana ne Ni-ki'nin yüzünde ki benden? Kendi iç sesim ile tartışmam eşliğinde kapatıcı işini hallettiğimde Ni-ki'ye geri vermiştim. Artık inmemiz gerekiyordu çünkü diğer üyeler inmişti ve muhtemelen bizi bekliyorlardı. Ama maalesef ki Ni-ki koridor tarafında oturduğundan çıkamıyordum.

Beni sinir eden sessizliğimizdeki ilk atak Ni-ki'den geldi. Elini kaldırıp bir anda tişörtümün yaka kısmına getirdiğinde şok ile kendimi geri çekmiştim.

"Keşke yüzünü düşündüğün kadar vücudunu da düşünsen hyung. Böyle mi çıkacaktın o kadar kamera ve o kadar insanın önüne?"

Dedikleri ile tişörtümü yukarıya çekmişti. Dediklerinde de haklıydı tişört uyurken üzerimden kaydığı için köprücük kemiklerimin fazlası ile göründüğü bir açıklık oluşmuştu. Ni-ki üzerimi düzeltip çıktığında ben öylece kalakalmıştım. Bu da nesiydi?

Başımı iki yana sallayıp olduğum durumdan çıkmış onun peşinden bende üyelerin yanına ve görevlilerin yanına gitmiştim.

Ni-ki'nin de dediği gibi bugünkü bölüm muhtemelen servisten indiğimiz andan itibaren montaja gidip yayımlanacaktı. Çekim ekibi bize bugün ne yapacağımızı anlatırken aslında bunu anlamak pek de zor değildi bir kez olsun başımı kaldırıp etrafa bakmış olsaydım tabii. Burası bir at çiftliğiydi. Ata binecektik aman ne harika attan düşüp bir yerlerimizi sakatlama ihtimalini göze almıyorlar mıydı?

Çekim ekibinden görevli yeniden konuşmaya başladığında dikkatimi oraya verdim.

"Burada ki kutudan toplarınızı seçmenizi istiyoruz içerisinde hangi takımda olduğunuzu belirten renkler yazıyor olacak. Sıra ile gelip alabilirsiniz."

At binerken bile neyin takımını oluşturuyorduk ki? Düşüncelerime tezat yüzüm gayet de gülüyordu. Gülmek zorundaydı, yeni bir uyarı daha almak istemiyordum. Herkes topunu aldığında aynı anda açmamız istenmişti.

Jay-Sunoo-Jungwon
Sunghoon-Jake
Heeseung ve Ni-ki

Renk kartları bu şekildeydi yani takımlarımız da bu şekilde oluşmuştu.

"Sizleri gruplaştırma nedenimiz farklı hocalardan ders alıp farklı alanlar da at sürecek olmanız. Lütfen grup eğitmeninizin yanına gidin."

Emredildiği üzere biz mavi renk olduğumuz için üzerinde 'mavi' yazan baskılı tişört giyen eğitmenin yanına gidiyorduk. Neden üzerimde gerginlik vardı? Bunun tek nedeni ata ilk defa binecek olmamdan kaynaklanıyordu değil mi? Evet kesinlikle öyleydi. Başka açıklaması olamazdı ki.


Hidden Love | HeekiWhere stories live. Discover now