beş.

374 68 32
                                    

TAEHYUNG

İsa.

Gerçek boyutlardaki dev bir isa sütunu, Isa'nın ayak ve el bileklerine saplanmış aşırı gerçekçi çiviler, gerçekten ustalık işi bu sütunu buraya ben beş yaşlarındayken Monsenyör yaptırmıştı, o zamanlar yaşıtlarıma göre bile kısa olan ben, bu dev çarmıha gerilmiş adamdan korkardım.

Monsenyör ona alışmam için sütunun altına yerleştirilmiş mumları benim yakmama izin verir ve altında benimle birlikte dua ederdi.

Artık Monsenyör yoktu, ve ben o küçük çocuk değildim. Çayımı yudumlarken dizlerinin üzerine çökmüş bir şekilde mumları yakan Rahip Jeon'u izliyordum.

"Neden geri geldiğimi merak etmiyor musun?" diye sordum en sonunda.

"Geri mi?" Benimle o kadar rahat konuşuyordu ki, hiçbir şey olmamış gibi.

"Bir daha gelmeyeceğimi söylemiştim."

"Ah, geleceğini zaten biliyordum. Kırılması kolay bir savunma mekanizman var." mumları yaktıktan sonra ayağa kalkıp bana döndü, "Hatta neredeyse savunma mekanizman yok bile diyebilirim, sadece kendini içine gömdüğün korkuların var o kadar."

"Benimle bu şekilde konuşmanı istemiyorum."

"Ne şekilde?"

Birkaç adım bana doğru geldi.

"Bu şekilde." dedim, "Kendimi bir rahiple değil de Tanrıyla konuşuyormuş gibi hissediyorum, bir şekilde benden üstün olduğuna eminsin ve konuşurken beni de buna ikna ediyorsun."

"Benimle konuşurken kendini huzurlu mu hissediyorsun?"

"Ne- hayır tabii ki bunu dediklerimden nasıl çıkarttın?"

"Tanrıyla konuşurken huzurlu hissedersin."

"Sen beni sadece rahatsız edip içten içe korku yaşamama sebep oluyorsun, kabuslar görüyorum."

"Eminim benden önce de kabus görüyorsundur."

"Görüyordum tabii ki ama sen tetikliyorsun, bilerek yaptığını bile düşünüyorum."

"Bilerek nasıl sana kabus gösterebilirim Taehyung?" Gözlerini devirip sandalyesine oturarak benim de karşısına oturmamı işaret etti, "Kabus gördüğün için mi bu gece buraya gelmeye karar verdin?"

Kafamı salladım.

"Kendi cenaze törenimdeydim, cenazeyi sen yönetiyordun."

Güldü.

"Senin için bu kadar değerli olduğumu bilmek ne kadar hoş."

"Son zamanlarda yüz göz olmak zorunda kaldığım tek rahip sen olduğun için." dedim, "Değerli falan değilsin."

"Herkes değerlidir Taehyung, ben bile, sen bile." Eliyle karşısına oturmamı işaret etti, "Başlayalım mı?"

"Başlayalım."

"Kaza anını çok iyi hatırlamadığını söylemiştin, radyoda çalan şarkıyı değiştirmek için elini direksiyondan çektin fakat sonra geri toplayamadın."

Yaşadığım şeyleri öylece günlük bir olaydan bahsediyormuş gibi özetleyince kalbima bir sızı girdi, bu kadar kolay bir şey değildi bu.

"Evet."

"Peki sonra ne oldu?"

"Bir şeye çarptığımı bile bilmiyordum, sıkıştığımı hatırlıyorum, birinin beni çektiğini... O an bilincim yarı kapalıydı sanırım. Bir şekilde kendimi kaldırım kenarında otururken buldum, yanımda bir polis memuru vardı. Ambulans ya da sağlık görevlileri yoktu." yutkundum, "Telsizden gelen sesleri dinliyordum, sebep olduğum kaza yolu bozduğu için ambulans sokağa giremiyordu."

Geceyarısı Duası || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin