yirmi yedi.

256 42 23
                                    

TAEHYUNG

"İkinci olarak Petrus, olumlu bir yaşam sürüp iyilik yapmaktan usanmadığımızda, iyi işlerimiz en nihayetinde görmezden gelinmeyecektir. İnsanlar görecekler ve en azından bir kısmı bunların hakkını verecektir." Jungkook vaazı bitirmek için ellerini iki yana açtı, "İnanmayanlar arasında olumlu bir yaşam sürün. Öyle ki, kötülük yapanlarmışsınız gibi size iftira etseler de, iyi işlerinizi görebilirler."

"Amen."

Herkes tek tek yerinden kalkıp rahibe iyi dileklerini sunarken bekledim, tüm kilise boşalana kadar oturduğum yerde kaldım. En sonunda ayağa kalkma sırası bendeydi, sevgilim beni görünce kollarini iki yana açarak sarıldı.

"Bir gören olacak," dedim Jungkook'un kollarının arasından çıkmaya çalışırken fakat beni bırakmaya niyeti yoktu. "Jungkook!"

"Kimse görmez..." Burnunu boynuma gömüp derin bir nefes aldıktan sonra beni bıraktı. "Özledim seni."

"Ben de seni özledim." dedim parmaklarımı parmaklarına sürterek.

"Taegi nasıl?"

"Ben çıkarken uyuyordu."

"Annenin henüz kiliseye gelmeye zorlamamasına sevindim, şu an her şey onun için çok yeni." dedi Jungkook, "Üstüne gitmek yanlış olurdu."

"Bunu yapmaya fırsatı olacağını sanmıyorum," dedim, Taegi'yle Seul'e taşınmaya çoktan karar vermiştik, babam bugün hastane kaydını yaptıracak ve biz en kısa sürede gidecektik, "Taegi Seul'e gitmeyi kabul etti."

"Harika." dedi sevinçle, nasıl harika olabilirdi ki bu? Kardeşimi kesinlikle oraya götürmek istiyordum, gidip onunla yaşamak, ona bakmak en büyük önceliğimdi fakat Jungkook'tan ayrılma fikri hiç hoşuma gitmiyordu. Onu da yanıma almak istiyordum fakat nasıl soracağımı bile bilmiyordum.

Buradaki her şeyi bırakıp benimle Seul'e gel nasıl denirdi ki?

"Niye mutlu görünmüyorsun?" diye sordu bu sefer, "Seul'e dönmekten korkuyor musun?"

Kafamı salladım.

"Ben yanında olacağım." Beni göğsüne bastırdı.

"Nereye kadar?" diye sordum, "Bu kasabada bir işin var ve-"

"Bir dakika bir dakika," beni omuzlarımdan tutup göz hizasına getirdi, "Kim Taehyung, bensiz mi gitmeyi düşünüyordun?"

"Evet!" dedim sonunda, "Yani hayır, ama bir türlü aklıma tamamen benimle olabileceğin bir yol gelmiyor! Burada bir kilise görevlisisin bir anda taşınıp burayı bırakamazsın ki!"

"Yaklaşık son on yıldır böyle yaşıyorum." dedi gülerek.

"Çok büyük bir şey istiyorum Jungkook anlamıyorsun," dedim, "O kadar bencilce ki seni cebime atıp yanımda götürmek istemem, düzenini yerle bir etmek istiyorum."

"Taehyung, sen olmasaydın bu kasabada bu kadar uzun süre kalmazdım bile, gidemememin sebebi senken nasıl seninle Seul'e gelemeyeceğimi düşünürsün?"

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

Dudaklarını alnıma bastırdı.

"Sadece tarihi söyle, buradan birlikte gideceğiz."

Bütün korkularım, endişelerim hepsi bir anda uçup gitti, Jungkook'la birlikte olacaksam Seul o kadar da korkunç gelmiyordu.

***

Pazar günü Seul'de olmaya karar verdik. Bu perşembe yola çıkacağız demek oluyordu, çarşamba günü arkadaşlarım ben ve Taegi için küçük bir veda partisi vereceklerdi. Önce istemedim, Harin bunun Taegi'ye iyi hissettireceği konusunda beni ikna etti.

Geceyarısı Duası || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin