18

687 74 38
                                    

Okulun ara tatile girmesi gerçekten başıma gelebilecek en kötü şey olabilirdi. Baekhyun'u görmeden durabilecek birisi değildim. Eğitim hayatım tamamen bitmeden kendisiyle umarım evlenirdim çünkü bu tatilden sonra ondan uzak kalacak dermanım yoktu. Evde geçirdiğim 3. gündeydim. Baekhyun'u deli gibi özlüyordum, mesajlarımız, aramalar falan yetersizdi. Benim onu acilen öpmem gerekiyordu.

İşte bu yüzden tatilin 3. günde Baekhyun'un yanına gitmek için yola çıkmıştım. Bana adresini vermişti, ileride geleceğimi düşünüyordu çünkü bu kadar erken yola çıkmayı ben bile beklemiyordum. Baekhyun tatili annemle geçirmem için bana bin tane öğüt vermişti fakat aile evine tahammülüm hiçbir şekilde yoktu. Tatilimi Baek ile değerlendirecektim, kafaya bunu çoktan koymuştum.

Baekhyun bana anlattığı gibi küçük bir kasabada yaşıyordu. Onun detaylı detaylı, çok konuşmasının en iyi yanı şu an nerdeyse kasabasındaki her şeyi biliyor oluşumdu. Buraya ilk defa geliyordum ama hiç yabancı değildi. Biraz şanssız bir gündeydim, kasabanın girişinde ufak bir kaza yapmıştım fakat yine de neşem yerindeydi, Baekhyun'u görmeye yakındım ve hiçbir şey moralimi bozamazdı.

"Babamı aradım." yaslandığım arabamdan doğruldum. Arabama arkadan vurulmuştu ve benim herhangi bir hasarım olmasa da vuran kişinin arabası hasarlanmıştı. Kız telefonunu cebine atıp bana doğru yaklaşırken "Çekiciyi araman gerekmiyor mu?" diye sordum.

"Babamı yani." diye kıkırdadı.

"Baban çekici mi?"

"Anneme göre öyle." Espirisi üzerine garip garip baktığımda o hafif bir kahkaha attı. "Babam burda tamirci." diye açıkladı. "Sen burdan mı geçiyorsun? Seni hiç görmedim."

"Birini görmeye geldim." dedim.

"Kim?"

"Baekhyun."

"Baekhyun?"

"Byun."

"Ah.." dedi gülümseyerek. "Şu Baekhyun. Üniversite arkadaşı mısın sen onun? Çünkü tipin hiç onunla arkadaş olan birine benzemiyor."

"Ne varmış tipimde." dedim başımı eğip kendime bakarak. Gayet mevsime uygun olarak bol kot pantolon, üzerime de açık mavi hoodie giymiştim, gözümde de gözlüğüm vardı.

"Ne bileyim.." dedi kız beni baştan aşağıya süzerek. "Biraz playboy gibisin. Sana bakıyorum ve sen buraya ait değilim diye çığlık atıyorsun."

"Ne giymem gerekiyordu buraya ait olmak için?" dedim sinirle. Saçma sapan konuşuyordu, gayette Baekhyun'a uygun bir tipim vardı.

"Sinirlenme ya. Sadece buralı olmadığın belli demek istedim." tekrar bana doğru bir adım atıp elini uzattı "Jiu." diyerek kendini tanıttı. Elini sıkıp "Chanyeol." diye geveledim.

"Chanyeol, babam birazdan burda olur. Arabanı ona bırakabilirsin, halleder."

"Arabamda bir şey yok." dedim eğilip arabamın arkasına bakarak. "Sen de hatalı olan tarafsın, bu yüzden polis falan çağırmayacaksak ben artık gideyim."

Kapımı açmak için hareketlendiğimde kolumu tutup beni engelledi. "Beni burda tek mi bırakacaksın?" dedi. Etrafa bakınmam o an aklıma geldi. Uzun bir yolun tam ortasındaydık. Etraf kurumaya yüz tutmuş yeşilliklerle kaplıydı, hava birazdan kararacaktı ve sanırım onu burda gerçekten tek bırakmamalıydım. "Ne zaman gelir ki baban?" dedim somurtarak.

"Burası küçük bir yerdir, maksimum yarım saate burda olur."

"Yarım saat daha ayakta duramam." dedim arabamın kapısını açarak. Koltuğa oturdum, eğilip bana baktı ve "Yanına gelebilir miyim?" diye sorduktan sonra ben daha cevaplamadan dolanıp yan koltuğa oturdu. Ona anlamsız anlamsız baktım, hiç sevmediğim hareketler sergiliyordu. "Kusura bakma, sen aniden önümde fren yapmasaydın şu an burda olmayacaktık."

sıcak şarap | chanbaekWhere stories live. Discover now