KISS OR SLAP • TAEKOOK +18 ✓

3

Haiiii ben geldiiim. Oylamada KISS OR SLAP öndeydi bu yüzden hemen gelip KOS için yb yazdım. Mini fic biliyorsunuz o yüzden bölümleri kısa kısa, çerezlik. :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Sorun yok, Jeon. Biri seni öptüğü için, diğeri de sana çarptığı için az önce cezaları kesildi." dediğinde afallamış bir edayla ona baktım. Ağzım bir karış aralanmıştı.

Hâlâ sıkı sıkı yakalarını tutmaya devam ettiğim için kısık bir sesle kıkırdadı ve gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam etti. "Vurulmayacaksın ama altımda kalmaya devam edersen kasıklarına vura vura seni altımda sektirmeye başlamam an meselesi olacak."

Duyduklarımı hazmetmeye çalışırken, son cümlesinin etkisiyle kasıklarımda oluşan sızıyı hissettim. Ama kasıklarımdaki sızının şu anda ciddi anlamda sırası değildi.

"Bir dakika, o iki kişiyi sen mi vurdun? O araçtan ateş eden sen miydin?" diye soluk soluğa fısıldarken başını ağır ağır olumlu anlamda salladı.

"Seni öpmesi hoşuna gitti mi?" diye soruma soruyla karşılık verdiğinde yüzümü buruşturdum. "Hayır, onu uyarmıştım hatta çünkü dudaktan öpmek yoktu."

"Ha dudaktan öpücük bir tek bana özeldi yani, yalnızca bana serbestti." dedi hırıltılı sesi. Kaşlarımı çatarak yakalarından çekiştirdim.

"Öpmeni istediğim için öpmene izin verdim ama sorun bu değil. O adamları gerçekten vuran sen miydin?!"

Başını ağır ağır olumlu anlamda salladı. "Uyardığın halde dudağından öptüğünü gördüm ve bu seni rahatsız etti. Ona bağırdığını duydum. Hak ettiğini vermeliydim." dediğinde ağzım kocaman açıldı.

"Beni öptüğü için mi vurdun sahiden? İlk kez gördüğün biri için iki kişiyi mi vurdun?!"

Gözlerini yuvalarında döndürerek keskin bakışlarını gözlerime dikti. "İlk kez gördüğümü nereden çıkarttın?"

Çatık kaşlarım itinayla havalanırken, "Beni tanıyor musun?" diye fısıldadım.

"Her zaman geldiğin bar varya, o barın sahibi benim. Seni ilk kez burada görmedim yani. Ayrıca videolarını izlemişliğimde var." dedi ve bana göz kırptı.

Ardından geri çekilerek üstümden doğrulurken parmaklarım yakalarını serbest bırakmak durumunda kaldı.

"Bu arada ben mafya lideri Kim Taehyung." dediğinde küçük dilimi yutacakmışçasına derin bir nefes çektim içime. "Hasiktir..."

Sesimi duyunca sırıtarak az önce çekiştirdiğim yakalarını düzeltti. Ardından elini önüme doğru uzattı. "Polisler az sonra burada olur. İşlemediğin bir suçtan aklanmak için şahit olarak seni içeriye atmaları kaçınılmaz olacaktır." dediğinde ağzım bir karış aralandı.

"Ben vurmadım ki!" Bağırsam bile beni duymazdan gelip arkasını dönüp araçlarının olduğu yöne yürümeye başladı.

Etrafta koşturan ve yerde yaralıların etrafında toplaşan insanlara bakındım.

Ardından bulunduğum yerden kalkıp yere düşen tripotumu ve kırılmadığı için şükrettiğim telefonumu kapıp peşinden koştum.

"Kim Taehyung!"

Ona seslenmemle birlikte araca binmek üzereyken duraksadı. G63'ün önünde olduğu için şaka yapmadığını anladım. Ah siktir gerçekten de ateş eden oydu ve mafya lideri olmalıydı.

"Öldürdün mü onları?" diye sordum yanına varır varmaz soluk soluğa.

"Dudağından öpen ölmeyi hak etti aslında, ama omzundan vurdum. Yani ölmez." dediğinde başımı çevirip arkama baktım kısa bir süreliğine.

Ardından önüme dönüp keskin bakışlarıyla buluşturdum gözlerimi. "Peki ya diğeri?"

Dilini damağına vurarak ağzını şaklattı. "O, sana çarpıp seni yere düşürdüğü için ayağından vurdum. Kaçmak adına seni düşürdüğü için cezası buydu, ama o da ölmez merak etme." dedi ve bana göz kırptı.

"Geliyor musun benimle? Yoksa korkup kaçacak mısın?" Sorusuyla birlikte hıhlarcasına onu kenara itekledim ve aracına bindim.

Islık çalarak arkamdan araca binerken, "Jeon, fazla hoşuma gidiyorsun, dikkat et." diyerek beni uyardığında kıkırdayarak koltuğa yayıldım.

Tripotumu bacaklarımın arasında aracın zeminine bırakıp telefonumu tripottan çıkartarak cebime tıkıştırdım.

Biz oradan ayrılırken, ambulansın siren sesi kulaklarımda çınladı.

Başımı çevirip arkama bakmaya çalıştığımda, çenemden yakalayarak başımı ona doğru çevirmemi sağladı. "Benden korkmuyor musun cidden?" diye sorduğunda gözlerimi kıstım.

"Benim mafya lideri olduğumu ve o iki kişiyi vurduğumu bile bile aracıma bindin kendi isteğinle." dedi derin sesi.

Aracı kullanan şoför gaza basarak bulunduğumuz mekandan uzaklaşırken, Taehyung çenemdeki parmaklarını geri çekmedi.

Alt dudağımı ısırarak, "Kötü adamlardan hoşlanıyorumdur belki?" diye soluduğumda dudakları beğeniyle büküldü.

"Şeytan diyor, yatır koltuğa bağırta bağırta sik." diye homurdanırken elini çenemden çekti.

Kıkırdayarak koltuğa yayılıp baş parmağımı ısırarak onu izledim.

-

Beni evime bıraktığında, tripotu kenara bırakıp kapıyı ardına kadar açtım. "İçeriye gelmek ister misin seksi mafya?"

Parmaklarıyla dudaklarını sıvazlayarak bana sert bir bakış attı. "Sana içki ikram edebilirim. Misafirperverimdir." dedim flörtöz bir sesle.

"Tehlikeli sularda yüzüyorsun Jeon." dedi tok bir sesle. "Neden? Yoksa benide mi vurursun?" diye sorup alnıma dökülen saçımı geriye doğru yatırdığımda alt dudağını dişleyerek beni izledi.

"Vururum." Ellerini ceplerine tıkıştırarak yüzüme doğru eğildi. Kararan irislerini gözlerime sabitledi. "Ama silahla değil." dedi ve duraksadı. Üst dudağının tek kenarı sinsice yukarıya kıvrılırken gözleri dudaklarıma kaydı.

Bakışları gözlerime geri tırmandığı anda sözlerine devam etti. "Kasıklarına vururum." dediğinde dudaklarım büküldü. Ellerini ceplerinden çıkartıp belimden yakaladı.

Ardından kendini bana iterek bastırdığında dudaklarım aralandı ve heyecandan nefesim kesildi. "Kasıklarına kasıklarına vurup sana zevk çığlıkları attırırım."

**

Bölüm sonu :') Umarım bölümü sevmişsinizdir. Bol bol oy ve yorum isteriiim. Gelecek bölümde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın seviyorum sizi baiii! Xx

Instagram: Sevvyniz / Sevvytk / Sevvyedit

-Şevval