Bölüm 9 - Kaçasım Gelir

22 2 0
                                    

Kayra ona karşı koymaya çalışmama rağmen beni öptü. O an hiç olmadığım kadar korktum. Çığlıklarımı duymuş olacaklar ki diğerleri de çabucak geldiler. Berkan tuvaletin kapısını açmaya çalıştı ama Kayra girdiğinde kapıyı da kitlemişti. 

-Elçin! İyi misiniz ne oluyor??

Kayra eliyle ağzımı kapattı. Kulağıma fısıldadı: Elimi çekicem ve hiçbir şey demiceksin güzellik duydun mu beni? Seni için iyi olmaz benden söylemesi!

Bir yandan kapıyı açmaya çalışan Berkan ve Bartu tam vaktinde kapıyı açtılar. Berkan bizi öyle görünce neye uğradığını şaşırmıştı. Yüzüme baktı. Suratımdaki korku ve çaresizliği görmüş olsa ki iyice deliye döndü ve Kayra'yı tuttuğu gibi yüzüne yumruk indirdi. Kayra ne oluğunu bile anlamamış gibiydi. 

Berkan: Sen ha sen ne yaptığını sanıyosun oğlum. Ne cürretle lan!? Ne cürretle olum öldürücem lan seni elimden kimse alamayacak

Bunları derken Kayra'yı hırpalamaya devam ediyordu. O an yok olmak istedim, zamanı on dakika geri almayı diledim.  Bartu hemen beni oradan çıkardı ve Sarp'a seslendi. Üst kata çıktığımızda bana bir bardak su uzattı.

Sarp: Bartu? Ne oluyo o sesler neydi?

Bartu: Sus da Kayra'yı Sarp'ın elinden al. Yoksa kardeşin oradan sağ çıkamaz.

Sarp ve Kayra kardeşlerdi.  Sarp bir yaş daha büyüktü. Birbirlerinden tamamen farklıydılar.

O anın şokuyla ne bir şeye tepki verebiliyor ne de bir şey diyebiliyordum. Öylece kalakalmıştım. Ardından Cansel yanımıza geldi. Sarp'a dönerek:

-Anca gelebildim olay mı var aşkomm bu sesler ne?? 

Daha sonra benimle göz göze geldi:

-Elçin ne oldu?? Bu ne hal Sarp?? Kızın rengi atmış. Ne oldu söylesene!

Sarp Cansel'in kulağına bir şeyler fısıldadı. Cansel aşırı şaşırmıştı. Hemen yanıma geldi:

-Elçin hadi suyunu iç aşkım. dedi ve suyu içirtti. Daha sonra üst kattaki lavaboda elimi yüzümü yıkadı. Sıkıca sarıldı. Kendimi bir an için de olsa daha iyi hissetmiştim ama aklım aşağıdaydı. 

-Berkan ne yaptı? Nerede o?

Cansel: Bir şey yok canım sen onu düşünme şimdi. derken yanımıza Bartu geldi. 

Cansel'e kaş göz yaptığını hemen fark etmiştim. 

-Elçin, Kayra gitti. Tamam mı? Endişelenecek hiçbir şey yok. Sen iyisin. Berkan da aşağıda  sakinleşince gelecekmiş. Her şey normal şu an. Korkulacak hiçbir şey yok.

Korkmuştum. Güvensiz hissetmiştim. O kısacık an için bile olsa beni adeta yıkmıştı. Çok kötü hissediyordum. Sıkıca Cansel'e sarıldım. Ağlamak istiyordum ama nedense ağlayamıyordum. Boğazımdaki düğüm canımı acıtıyordu.

Biraz sonra Berkan odaya geldi. Üstündeki ter mi su mu emin olamamıştım. Elleri kızarıktı. Tamamen dağılmış gözüküyordu. Ona bakarken kendimi daha kötü hissettim. Cansel odadan çıktı. Berkan hiçbir şey demeden yatağın ucuna oturdu. Bana baktı ve sıkıca sarıldı. Ona sarılırken kendimi güvende hissediyordum. Biraz daha iyi hissetmemi sağladı bu. Uzun süre öyle kaldık, ağlamaya başlamıştım. Gözyaşları yanağımdan yavaşça akarken bir yandan vücudumun titrediğini hissediyordum. Berkan bana daha sıkı sarıldı. Üstüme ince bir çarşaf geçirdi. Dakikalarca  öyle durduk. En sonunda Berkan konuştu:

-İyisin değil mi birtanem?

Evet anlamında başımı salladım, Daha iyiyim, dedim.

--Ayyaş defoldu. Bundan sonra onu bir daha görmeyeceksin. Karşına hiçbir yere çıkmayacak. Ne okulda, ne dışarıda herhangi bir yerde. Tamam?

-Ona ne yaptın?

-Hiçbir şey. Sarp aldı elimden.

Sarp ve Berkan da en yakın arkadaşlardı. Bu durumun onların da arkadaşlığını etkilemelerini istemiyordum. Benim yüzünden bir şeyin bozulmasını istemiyordum.

Yanımıza Sarp, Bartu ve Cansel geldiler. 

Sarp: Elçin çok özür dilerim onun adına da. Çok utanıyorum. Üzgünüm.

Elçin: Saçmalama Sarp senin ne suçun var?

Cansel: Ben de üzgünüm eğer Sarp'ı yukarı çıkartmasaydım seni yalnız tuvalete göndermezdim ya da bir şeylerin ters olduğunu anlardım. Çok, çok özür dilerim. dedi ve tekrar sarıldı.

-Arkadaşlar lütfen yapmayın. Hiçbirinizin bir suçu yok. Boş yere özür dilemeyin. Bu arada Yiğit nerede?

Bartu: O sen tuvalete indikten sonra hemen kalktı. Evden çağırmışlar.

Berkan: Sizi de tuttuk. Gidin siz evinize saat çok geç oldu. Ben Elçinleyim. Endişe edecek bir şey yok. Teşekkür ederim size

Elçin: Bu arada saat kaç?

Bartu: On bir.

Elçin: Ne!!!??? Berkan çabuk. Telefonum nerede??? Annem aşırı merak etmiştir. Beni eve götür

Cansel: Sakin oll sakin oll. Anneni aradım ben. Bizde olduğunu ödev yaptığımızı söyledim. Beni arasın sonra dedi ama izin verdi.

Elçin: Offf teşekkür ederim 

Cansel: Ne teşekkürü aşkomm.

Elçin: Ben annemi arayayım o zaman. 

Bartu: Hadi biz de gidelim gençlik. Elçin, sorun yok tamam? O it bir daha yaklaşmaz bize zaten.

Bunları derken Sarp biraz bozuluyor gibiydi. Sonuçta onun kardeşiydi.

Cansel: Konuşuruz sonra tamam mı aşkım. Dikkat et Elçin'e Berkan.

Sarp: Tekrardan çok çok üzgünüm Elçin. Dikkat edin.

Berkan onları kapıdan geçirdi ve yanıma geldi.

-Birtanem benim seni çok çok seviyorum. Çok üzgünüm. Hiç böyle bir şey düşünmezdim. dedi sıkıca sarılırken bana. 

- Sorun yok, lütfen kimse kendini suçlu görmesin artık. bir suçlu var sadece o da gitti. Konuyu uzatmak istemiyorum. Kapansın burada yayılmasın sakın.

-Sen nasıl istersen. Yayılmaz, düşünme bile onu sen. Haklısın, daha fazla kafanı şişirmeyeceğim diyip üzerimi örttü ve mutfağa gidip geleceğini söyledi. Tam aşağı inerken geri gelip beni kucağın aldı ve aşağıda kanepeye yatırıdı. 

-Bugün yalnız kalmanı istemiyorum.

Çay yaptı, bir şeyler yedik. Sonunda ilaç da içtim. Berkan'la yatağa  döndük. Tüm geceyi onunla beraber geçirecek olmam bu durumda beni mutlu ediyor, heyecanlaştırıyordu. 

Tüm gece Berkan'ın kolları arasında, güvende hissederek uyudum. Ne olursa olsun yeni günde daha güçlü olmalıydım. Okul için hazırlanmak istemiyordum. Bunu düşünmeden o an Berkanla güvende hissetmenin  tadını çıkararak uyumaya devam ettim.




tarcinkizWhere stories live. Discover now