Okul sıradan geçmişti. cansel okulda tüm gün sabırsızdı. sarp'ın resmen başının etini yemişti. Berkan ise elçine bir şey demeden okula gelmemişti. elçin telefonunu vermediği için teneffüste tuvalete gidip Berkan'ı aradı fakat telefonu kapalıydı. bir sonraki ders elçin berkanı tekrar aradı ancak Berkanın telefonu tüm gün kapalıydı.
okul bittikten sonra
sarp: Cansel seninle gelmemi ister misin?
Cansel: gerek yok, sıkılırsın zaten
sarp: seni izlemekten mi... imkanı yok.
Cansel: of sarp suss ben giderim
sarp: iyi madem dedi. fakat kırılmıştı...
Cansel bunu tabii ki fark dahi etmedi. dans okuluna gittiğinde geçen senelerde anlaşamadığı çoğu kişi oradaydı ve anlaştığı iki üç arkadaşından sadece bir tanesi dansa devam ediyordu.
zengin varoşlarla bir sene daha diye geçirdi içinden. halbuki kendisi de o zengin varoşlardandı. sadece varoşmetresi* daha düşüktü. (varoşmetre: varoş seviyesi ölçer. yazar daha az varoştu anlamında bu kelimeyi türetmiştir.) dans hocası erkan'ı seviyordu neyseki.
erkan hoca: evet kızlar gelin bakalım. hepiniz ne kadar güzelleşmişsiniz resmen genç hanımefendiler olmuşsunuz. bu sene sonuna süper bir gösteri düşünüyoruz, aslında bir müzikal o yüzden işimiz zor. seçmeler hakkında da ilerleyen zamanlarda bilgilendirileceksiniz. bugünlük konuşalım, sohbet edelim diye düşündüm. belki daha sonra birkaç çalışma da yaparız. bakalım paslanmış mısınız? dedi gülümseyerek
ece: hocam ne paslanması? cila attırıp geldim buraya
erkan: wow ece süper güven. göreceğiz. evet, sırayla anlatın bakalım hayatınızdaki gelişmeleri. neler yaptınız danssız bu beş ayda? Cansel?
Cansel: yani hocam pek bir değişiklik olmadı açıkçası. okul falan bildiğiniz gibi.
ece: sıkıcı
ayça: ay hocammm ben manit yaptım.
erkan: ayça?? sınav senende mi?
ayça: hocammmm napayım aşka işteee hem o beni çalıştırıyorrr. kendisi üniliiii dedi sırıtarak
sohbet biraz daha devam etti. sonrasında dansa başladılar. birkaç ısınma esneme ve sonrasında asıl hareketler.
erkan hoca: cansel süpersin. eskisinden de iyisin
erkan: ece , bu hafta biraz daha tekrar etmemiz lazım.
ilk gün böyle geçmişti. Cansel 14 yaşından beri buradaydı. hatta bir ara erkan hocadan hoşlanıyordu. şimdi ise o zamanlar ona komik geliyordu.
**********************
elçin eve gelir gelmez tekrar berkanı aradı ama telefonu hala kapalıydı. sanki görecekmiş gibi bir de mesaj attı. berkanın aramasını bekleyerek geçirdi geceyi. en sonunda pes edip uyudu ancak gece telefonun titreşimiyle uyandı. nerdeyse sabah olacaktı.
Berkan: uyuyor muydun?
elçin: nerelerdesin sen tüm gün seni aradım ben.
Berkan: ya babam geldi yurtdışından. birkaç iş vardı birlikte halletmemiz gereken. onlaydım
elçin: hiç haber vermedin
Berkan: ani oldu telefonumu evde unutmuşum çıkarken
elçin: yeni mi geldin eve?
Berkan: evet şimdi geldik
elçin: ben uyumak istiyorum. iyi geceler diyip telefonu kapattı. tüm gece uyuyamayacağını biliyordu...
************* önceki gün, gece*****************
Berkan tinder'da geziyordu. arada bi tinder'ı geri yükleyip öylesine bakıyordu. fake bir profili vardı. canı sıkıldığı için bakınırken deniz isminde biriyle eşleştiğini gördü. önemsemeden çocuğun profiline tıklayıp fotoğraflarına baktı. Berkan çocuğu gerçekten beğenmişti. renkli gözleriyle ve açık kahve saçıyla kumral teni gördüğü en güzel uyumdu adeta. Berkan bunu üzerine düşünmek istemeden uygulamayı silmeye karar verdi. daha önce yönelimi hakkında hiç düşünmemişti. kızları beğeniyordu, diğerleri gibi, ''olması gereken'' gibi. bazen beğendiği erkekler de oluyordu aslında ama direkt odağını başka bir şeye veriyordu bu tarz durumlarda.
Berkan uygulamayı tam silecekken Deniz'in mesajını gördü.
*selam*
Berkan yapmaması gerektiğini bilerek mesaja tıkladı.
berkan: selam
deniz: saat 4'e geliyor neden uyanıksın bakalım?
berkan: sen niye uyanıksan ondan
deniz: bitirmen gereken bir ödevin var o zaman ha
Berkan: yok sadece uyku tutmadı
deniz: sen de biraz erkek bakayım dedin
berkan buna ne demeliydi. belki de uygulamayı hemen şimdi silmeliydi..?
YOU ARE READING
tarcinkiz
Teen FictionYazar Selin SELİNCE'den yepyeni bir kitap... TARÇIN KIZ (BİR SONBAHAR HİKAYESİ)