12 ༘ ⋆ ♡̷ .゚

17.2K 1.1K 612
                                    

bu bölüm 500 yorumu geçmezse bir daha böyle bir bölüm yazmıycam 😓🤚🏻

.
.
.

𓂃𓈒𓏸⋆ ♡̷ .゚𓂃𓈒𓏸

.
.
.

Jungkook'u diğer vampirlerden ayıran iki özelliği vardı, birisi tek köken oluşuydu diğeri ise evrendeki tek melez olması. Bunlar onu dünyanın en güçlü varlığı yapıyordu evet ama getirdiği birçok olumsuzluk da vardı. Hisleri çok uçta yaşıyordu, diğerleri gibi kendini durdurması kolay değildi aksine imkansıza yakındı. Yüzyıllardır kendi kendini eğitmesiyle bile bu durumu minimuma indirmenin ilerisine gidememişti.

Onda bu isteği uyandıran şeyse hayatında aşkı yaşadığını düşündüğü ilk kişiydi, Ronan. Tabii bu öyle romantik bir aşk hikayesi değildi. Tanıştıkları dönem önce arkadaş olmuşlar sonrasında ise birbirlerine besledikleri hislere yenik düşmüşlerdi. En azından Jungkook böyle olduğuna inanıyordu. Sonrasında başına gelecekleri bilse hayatına onu asla sokmaz gördüğü an öldürürdü.

İkisinin en mutlu olduğu zamanlarda bir anda her şey değişmiş Ronan ısrarla vampir olmak istediğini söylemeye başlamıştı. Jungkook bunu reddetmekte ısrarcı oluuyordu, kimseyi bir yaratığa dönüştürmek istemiyordu o yaşlarında. Ama bilmediği bir şey vardı o da Ronan'ın kendisine onu öldürecek kişiyi bulmak için yaklaştığıydı. Bu süreçte büyücülerle çalışıp Jungkook'un kendisinden hiç şüphe etmemesini sağlamıştı. Ve sonunda babasının onun tek korkusu olduğunu öğrenip aslında var olmayan ilişkilerini bitirmişti.

Jungkook onun amacını öğrendiğinde deliye dönmüş, böylesi bir hataya nasıl düştüğünü sorgulamaktan günlerce kendisini hırpalamıştı. En önemli sırrını ona anlatması içten içe kendisine ağır geliyordu. Sinirlendiği nokta hiçbir zaman Ronan'ın aşkının yalan oluşu veya ilişkilerini kullanması değildi. Asıl sorun birisini zaafı haline gelecek kadar önemsemesiydi.

O günden sonrakimseyi hayatında bu seviyeye koyamayacağına dair söz vermiş ve öyle de yapmıştı. Ta ki yolları Taehyung'la kesişinceye dek...

Onu gördüğü ilk an asırlardır atmayan kalbinin teklediğine yemin edebilirdi. Sarı saçları, bal rengi gözleri, yüzündeki o eşsiz gülüşü, benleri, zarif bedeni, ince ruhuyla o tamamen kusursuzdu. Arkadaşları ona başından beri omegaya karşı hisleri olduğuna dair şeyler söylerken vampir bunu ısrarla reddediyordu. Ama bunun sebebi eskiden yaşadığı hayal kırıklığı veya verdiği söz değildi. O sadece sarışın güzelini kırmaktan, canını yakmaktan korkuyordu.

Buraya gelme sebebi onu öldürmekti ama o ilk saniyeden bunu yapamayacağını anlamıştı. Gözlerinin içine parıl parıl sevgi dolu bir şekilde bakan çocuk ona gönderilen bir mucize gibiydi. Birkaç hafta boyunca onu uzaktan izlemekle yetinmişti. Sonrasında okulda birkaç alfanın ona karşı tavırlarını öğrenmiş ve hiç hoş olmayan yollarla onları cezalandırmıştı.

Zamanla onunla konuşmaya başlamışlardı. Sıradan bir öğrencinin günlük yaşadıklarını duymayı beklediği her mesajlaşma omeganın hayatındaki korkunç anlarla doluyordu. Babasının ona yaptığı iğrenç şeyler, onu zorladığı işler, aklına geldikçe öldürdüğü adamı mezarından çıkarıp yeniden öldürmek gibi isteklere boğuluyordu. Taehyung her ne kadar güçlü olsa da yaşadıklarının üstünde bıraktığı etkilerden hâlâ kurtulamamıştı.

Jungkook'un evine geldiği günden beri ikisinin arasındaki çekim gitgide artıyordu. Temas halinde olmayı seviyordu. Yavru bir kedi gibiydi. İlgi görmeye bayılıyordu. Jungkook da bunu seve seve kabul ediyordu. Ama omega onun dokunuşlarına alışana dek en ufak temasta olduğu yerde titriyordu, ya da geceleri gördüğü kâbuslardan ağlayarak uyanıyordu.

seven | taekookOù les histoires vivent. Découvrez maintenant