on iki

11.5K 1.1K 590
                                    



❕❕ şiddet, argo, kan vb. unsurlar bulunur❕❕

İki elim cebimde parkın içinde bulunan bankta oturuyordum.

Gerginlik bütün bedenimi ele geçirmiş, ondan kurtulmak için cebimdeki paraları çevirerek ses çıkartıyordum. Hava garipti. Mikail üç gündür yaşadığım durumu biliyormuş gibi havayı oldukça soğuk tutuyor, kasvetinde boğuyordu.

Üstümde tişörtümden gelip geçen soğuk havayı engelleyecekmiş gibi giydiğim hırkam vardı. Üşümekten titreyecek hâldeydim. Yine de içimdeki inanç bu hırkanın beni sıcak tutacağına o kadar sıkı tutunmuştu ki, boğazına yapışmıştı.

Yaşadığım üç güne bakıyordum da hak etmemiştim.

Yılların acısını çıkartacak kadar güzel anılar yaşayacaktım. Ceylan gözlümü, biriciğimi,  öpüp sonunda kavuşacaktım kiraz dudaklarına. Bu zamana kadar hep düşünmüştüm. Beni anca o dudaklar yakarsa yakar, cehennemi tattırır diye düşünüyordum ama yanılmışım işte.

Annemin gözlerindeki nefret bana cehennemden başka hiçbir şeyi yaşatmamıştı.

O gece jungkook'u evine bıraktıktan sonra kendi evime geçtim. O zaman evimin yolu bana en uzun yol gibi gelmişti. Oyalanmak için selam vermediğim esnafa selam vermiş, hâl hatır sormuştum. Akşam olduğu için eve çağırılan çocukları oyuna tutmuş, annelerinden azar işitmelerine sebep olmuştum. Yine de kaçamamıştım o acı dolu gerçekten.

Annem bıraktığım yerde duruyor, ellerini saç köklerine geçirmiş kendine masaj yapıyordu. Başını ağrıtmıştım. Benim de başım ağrıyordu, bu stres bana iyi gelmemişti. Demir kapıyı güçlüce kapatmış, çıkardığı ses hem onu hem de beni korkutmuştu.

Bakışları bana dönmüş, kanlanmış gözlerini görünce konuşmak için ilk adımı atmıştım.

"Anne" ama daha fazlası yoktu. Kelimeler boğazıma düğüm gibi bağlanmıştı, çözemiyordum.

Tek kelimemle yutkunamaz hâle gelmiş, yine sıkıca gözlerini yummuştu. Sert bir şekilde aldığı nefesi aynı şekilde geri vermişti.

"Ne annesi Taehyung? Ne?" Sonunda beklediğim tepkiyi veriyordu, öfke. "Sen beni, kendini yakmak mı istiyorsun?" Yıllardır dilinden düşmüyordu bu kelimeler, unutturmamak için elinden geleni yapıyordu.

Diyemiyordum ona asıl beni yakan kişi sensin, senin bu nefretin diyemiyordum. Sadece susuyordum, olması gereken buydu, illâ sıra bana da gelecekti.

"Taehyung hani hevesti? Oğlum, sen günahı bile bile işlemezdin hani? Ne oldu da bu hâllere düştün? Ne zaman akıllanacaksın sen Taehyung?" demişti. Her cümlesinde ellerini yakamdan çekmiyor, yüzüğünün izini çıkartacak türden vuruyordu. Kanın yüzümden akışını hissettiğim zaman canım acımaya başlamıştı.

İçim o zaman çok yanmıştı şimdi düşündükçe sadece nefesimi zorluyordu. Bir de bana "İllâ babana mı söyleyeyim, seni öldürsün mü?" demiş, korkuyu iliklerime kadar hissettirmişti.

Babam eve sadece yatmaya, yemek yemeye gelirdi ama o zaman dilimi bile yeterdi. Pazar günleri üzerimde sigara kokusu olmasın diye çabalar hatta içmemeye çalışırdım. Sertti, duygusuzdu, soğuktu.

Babamın öğrenmesini, sigara kokusunu alacak diye korktuğum babamın bir erkeğe olan hislerimi bilmesini, düşündüm.

Annem haklıydı, babam öldürürdü.

Düşüncelerim fazla gelmeye başlamıştı. İçime sığmayacak kadar kocaman bir nefes çekmiş, geri vermeye üşenmiştim. Elimi arka cebime atmış, oradaki telefonuma uzanmıştım.

badass bro Where stories live. Discover now