Yüzüme vuran rüzgarın serinliğiyle gözlerimi yavaşça aralayıp odaya göz gezdirdim. Dün uyumadan önce odanın sıcaklığına dayanamayıp pencereyi açmıştık ve öyle kalmıştı. Sabah serinliği ruhuma huzur verirken başımı yana çevirip uyuyan Seungmine baktım. Rüzgarın etkisiyle hafif hareket eden saçlarını izledim büyük bir şefkatle.
Küçük burnundan alıp verdiği nefes sesini duymak bile huzur veriyordu. Dudaklarını izlemek, öpmek, sevmek beni deli ediyordu adeta.
Seviyordum ben, ben yıllar sonra travmalarımdan vazgeçip gerçek aşkı tatmıştım.
Yüzüne değen saçları onu kaşındırmış olacak ki şirin bir yüz ifadesiyle yanağını kaşıdı. Bu tavrı yüzünden kıkırdamadan edemedim, uyandırmak istememiştim ama uyanmıştı.
"Günaydın sevgilim." dedim uzanıp saçını öperken.
"Kapa çeneni uyucam ben." diye sert bir tavırla arkasını döndüğünde afallamıştım. Bir elim saçlarını okşamak için havaya kalktığında o hareketi yüzünden öyle kalmıştı. Ne oldu birden de öyle davrandı bilmiyorum.
Regl falan da değildi, ki bildiğim kadarıyla erkekler hiç regl olmazdı. Ben de hiç olmamıştım bu zamana kadar.
O zaman bu tavırlar neydi?
"Hey! Sorunun ne?" dediğimde uzanıp omzundan üzerinden baktım. Gözleri kapalıydı ve kaşları çatıktı.
"Dün defalarca durmamızı söylediğimde devam ettin."
İkinci kez afallarken dün geceyi düşünmeye başladım. Neler yaptığımızı neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Hatırladığım şey ise onun değil, benim durmamızı istememdi.
"Yalancı!" diyerek gıdıklamaya başladığımda kahkaha atıyordum ama o sinirli bir şekilde kendisini kurtarmaya çalışıyordu.
Bir süre daha tahammül edemeyecek seviyeye geldiğinde kolumu ittirerek sinirle bana baktı.
"Yorgunum, zor hareket ediyorum, uyuyacağım, duydun mu beni? Çişim var ama ayağa kalkacak halim yok o yüzden uyuyacağım."
Özür dilerim sevgilim ama yapmamızı ısrarla isteyen sendin.
"Kucaklarım seni hadi gel." derken yatakta dizlerimin üzerinde durmuş kollarından tutuyordum. Tekrar bana bakınca gülümsedim izin vermesi için. Derin bir iç çekerek doğrulmaya çalıştığında onu kolayca kucağıma aldım ve yataktan indim.
Lavaboya giderken gözleri açıktı ama hâlâ sinirli gibi duruyordu.
"Öyle bakmaya devam edersen seni ısıracağım."
Güldüğünde boynuma sıkıca sarıldı ve çeneme ufak bir öpücük kondurdu.
"Bugün gidiyor muyuz Channie?"
"Nereye sevgilim?"
İç çekerek başını göğsüme dayadı.
"Bebek."
Başımı salladım hemen, onu üzmek istemiyordum. Bebek istiyordum ama her ne olursa olsun bir tecrübemiz olmadığı için bebek bakma konusunda gergindim.
"Gideceğiz bebeğim, evet."
"O zaman ben hemen lavaboya gireyim." dediğinde heyecanla kucağımdan kendini ittirip yere atladığında lavaboya koştu.
"Daha az önce kalkacak halim yok diyen sen değil miydin? Küçük sıçan!" diyerek arkasından koştum hızla. Lavabo kapısını kapatmasın diye kapıyı ittirdim ama son saniye kapıyı kapatıp kilitlemişti.
YOU ARE READING
Fake Ac S' | chanmin
Teen Fiction"Beni kandırmak çocuk oyuncağıydı. Çünkü kolay birisiydim. Her zamanki gibi..." ~
