İnatlaşma

810 28 31
                                    

Dudaklarımın üstünde sıcak dudaklarının baskısıyla gözlerimi kocaman açtım.
Hazar beni öpüyordu!

Yanaklarımdaki ısının arttığını hissediyordum.
O gözlerini kapatmış kafasını yana eğmiş bir şekilde beni öpüyordu.
Bir dakika bu adam beni öpüyordu!

Şoku üstümden attığımda onu itebilecek gücü sonunda kendimde bulmuştum. Omuzlarından ittim ve yüzüne sert bir tokat attım.
Hiç bir şey olmamış gibi birde beni öpüyordu!

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!" Kafası attığım tokatla yana dönmüştü yüzüne ifade yoktu, doğruldu ve direksiyonu kavradı.

Bir de hiç bir şey olmamış gibi devam ediyordu inanamıyorum ya!
Tekrar konuşmaya başladım. "Sana diyorum sana! Beni bir anda öpemezsin delirdin mi sen?"
Boş gözlerle yolu izlemeye devam ediyordu.

"Konuşmayacak mısın? cidden sana inanmıyorum, o kadar şey yapıp bir de beni öptün senden iğreniyorum!" Bana dönemeden konuşmaya başladı.

"Başka türlü susmayacaktın Mehir." Konuşkan biri olduğumu biliyordu bunu göze alması gerekirdi ve susturmak için beni öpmemezdi!
"Susmam konuşurum sana ne Hazar? Bunu daha karakolda biliyordun, ben konuşurum susmam beni susturmak için beni öpemezsin!"

Tekrar arabayı sürmeye başladı.
"Ama öptüm uzatma yeter." Bir de yeter diyor ya
"Yeter falan değil Hazar! Bu hafife alacağım bir şey değil, beni durduk yere istediğin gibi öpemezsin ben senin oyuncağın değilim!"

Hiç bir tepki vermeden sürmeye devam etti. Bende artık pes ettim. kafamı cama çevirip yolu izlemeye başladım.

Dudaklarımda hala onun dudaklarının sıcaklığı vardı sanki garipti, çok kızmıştım ama heyecanlanmıştım da.

Hiç öpüşmemiş değildim tabiki öpüşmüştüm ama hiç konuşmanın ortasından, hiç beklemediğim bir anda öpülmemiştim.

Kalan yol boyunca susum diyeceğim de bir şey kalmamıştı dediğim hiç bir şeyi kaale almıyordu.
O da yolu izlemişti bende aynı şekilde yolu izlemiştim. Yarım saat sonra da evinin önünde durmuştuk.

Ondan önce inip eve doğru yürümeye başladım onunla aynı ortamda dahi kalmak istemiyordum.
Kapıyı çaldığımda bir kaç saniye sonra açıldı. Begümü görünce ona burukça gülümseyip içeri geçtim.

Hızlıca odaya çıkıp dolabı açtım eşyalarım yerleştirilmişti. Rahat bir şeyler aldım giyinip yatağa uzandım. Kapının açıldığını duydum arkam dönüktü ama Hazar'ın geldiğine emindim.

Ona dönmedim. "Şimdi değil Hazar git lütfen, bunaldım konuşmak istemiyorum." Hazar ayak ucuma oturdu. Ne yaptığını görmüyordum görmek de istemiyordum gözlerimi kapattım. Şu an sadece uyumak istiyordum.

Hiç bir şey söylemeyeceğini zannederken
"özür dilerim." Demesiyle gözlerimi açtım. Ne demişti o? Odun bey Özür mü diledi bana mı öyle geldi?

Yattığım yerden ona doğru baktım. "Ne?"
Ayak ucumda oturmuş bana bakıyordu.
"Özür dilerim dedim." Yerimde doğruldum.

"Yapmamam gerekiyordu ama sinirliydim. Aptalca davrandım özür dilerim." Suçunu kabul etmesini beklemiyordum açıkçası, daha çok üste çıkmaya çalışır sanmıştım.

Ama çok da güvenmemek lazımdı adam biraz piskopat. Tam ağzımı açmıştım ki tekrar konuşmaya devam etti. "Babaannem adına da özür dilerim o an bir şey diyemedim çünkü hiç kimse babaanneme karşı gelmemişti, bende dahil. Babam bile babaanneme karşı hep sustu, o yüzden o an ne yapacağımı bilemedim, savunmam gerekirdi biliyorum ama yapamadım. Bir daha olmayacağına emin olabilirsin olursa bile o zaman sessiz kalmayacağım."

HAYATIMIN ANLAŞMASI (+18)Where stories live. Discover now