Kirpi Tepesi

20 0 0
                                    

Aslıdan
Alara ile arabaya binmiştik başımın ağrısı belki geçer diye kendimi camdan dışarıya bakmaya odaklamıştım ama bu odağın bozulması çokta uzun bir zaman almamıştı çünkü Alara bana sesleniyordu."Aslı beni duyuyormusun"
"Ha Evet dalmışım kusura bakma"
"Yok asıl sen kusura bakma ben seni zorla getirdim getirmesem hiç üzümleyecektin"dediği şeyle kendinin hiçbir ilgisi yoktu çünkü bu sadece Oğuz'un bana karşı içinde bitiremediği sinirinden başka birşey değildi."Alara boşa kendini suçlama hem gidip öğrenmiş olduk ki artık çokta gitmeye değer bir yer değilmiş"diyerek Alaraya dönmüşüm o ise benim baktığımı hissedip bana dönmüş olmalı ki direk kafamı yasladığım yere baktı."Doğru söylüyorsun neyse dersimizi aldık artık"kendi gidebilirdi Oğuza çünkü hem Naz hem Oğuz onun arkadaşıydı ondan onları bırakıp benimle arkadaş olmasını isteseydim tamamen bencillikten başka birşey yapmazdım ve herkesi kendi ellerimle yine kendimden uzaklaştırmış olurdum."Şey seni evine mi bırakayım"Alara'nın sorusuna kafamı sallamakla yetinmiştim çünkü ne söyliyeceğim kelime ne de konuşacak halim kalmıştı.Camdan bakarken eskiden beri yaptığım tek şeyi yaptım fıstık yeşili arabaları saydım yani Oğuzla yaptığım en sıkıcı ama o olduğu için güzel olan tek aktiviteyi...

Alaradan
Aslı'nın evine gelmiştik ve arabayı durdurdum el frenini de çekip kafamı Aslıya kaldırdığımda yanağındaki kurumuş rimel akıntılarıyla cama yaslanmış gözleri kapalı bir şekilde görmeyi asla beklemiyordum.Nasıl ağladığını fark etmemiştim"Aslı"diyerek Aslı'nın omzunu dürtünce direk kalktı ve"geldik mi"diye sakince sorusuna tuhaf bakışlarımla beraber kafamı salladım suratına bakışlarımı anlamış olacak ki arabanın aynasını açıp kendine baktı ardından yine dolan gözleriyle bana döndü ne desem bilemiyordum kendini çok üzüyordu ve bende haliyle üzülüyordum."Şey Alara bunlardan kimsenin haberi olmasa olur mu"
"Olur ama evin kapısına kadar sana eşlik etmemi istermisin"
"Hayır gerek yok teşekkürler herşey için Alara"
"Rica ederim"diyerek Aslı'nın arabadan inip sitesine doğru adımlamasını izledim siteye girdiği ve kapının kapandığı an arabayı çalıştırıp kirpi tepesine gittim.

Kirpi tepesine gittiğimde arabamı durdurup indim ve arabamın kaputuna oturup güneşe bakmıştım her seferinde kendimi kötü hissettiğimde geldiğim tek yer ve tek zamandı gün batımı.

"BABAAA BAK BURDA KOCAMAN TOP ŞEKLİNDE DİKEN VAR VE HAREKET EDİYOR"çocuksu heyecanımla babama bağırdığımda babam oturduğu banktan kalkıp bana doğru gelmişti tabii o sırada"Kızım öyle şey hiç olur mu"diyerek geliyordu.
"Baba bak diken topu oluyormuş değil mi"babam elimle gösterdiğim diken topuna bakıp ardından bana bakıp içten bir kahkaha atmıştı"Kızım diken topu değil o bir kirpi"
"Ney ney!"
"Kirpi yani dikenli bir hayvan eğer onu korkutarak seversen dikeni elini acıtır ama korkutmadan nazikçe seversen bir zararı olmaz"Aynı babamın beni sevdiği gibi bende o zaman kirpiye elimi uzatıp onu korkutmadan sevmiştim babam bana nasıl sevmeyi öğrettiyse bende onu öyle sevmiştim.

Kirpiyi nazikçe severken babama aklımdaki soruyu yöneltmiştim.
"Baba peki neden nazik sevmeyince dikenlerini batırıyor insanlara yazık değil mi"
"Bak güzel kızım şimdi ben sana sert davransam seni korkutacak hareketlerde bulunsam sen bana nazik mi davranıcaksın"
"Hayır bende senin gibi davranırım sana"diyerek hala anlamamış bakışlarla babama bakıyordum.
"İnsanlar sana iyi davranmaz sen onları nazikçe severken dikenlerini batırırlarsa sende onlara batırmaktan hiçbir zaman çekinme"babamın söyledikleri daha çok aklımı karıştırıyordu.
"Baba anlayamıyorum"
"Büyüyünce anlarsın güzel kızım herşeyin bir zamanı vardı sen sadece unutmamaya bak olur mu?"
"Olur"diyerek babamın dediğini onaylamıştım.

Aklıma üşüşen anıyla babamın ne dediğini şimdi anlayabiliyordum."Ah baba ah keşke burda olsanda bana kimin dikenlerini batırdığını söylesen bende ona göre dikenlerini batırsam"diyerek dışımdan yüksek sesle konuşmuştum çünkü burda biri olmazdı ve çokta bilinen bir yer değildi burayı Nazlı bile bilmezdi onun için bura bana ve babama ait bir yerdi.

...

Evimin olduğu kata geldiğimde sonunda derin bir nefes almıştım.Kapımı açarken Asil'in kapısının açılma sesiyle o tarafa döndüğümde Aleyna ile göz göze gelmiştim Aleynayı baştan aşağı süzdüğümde yine üstünde Asil'in tişörtü vardı yine mi bir kahve vakasıydı."Selam Alaracım"Alaracım kelimesiyle yapmacık ve histerik bir kahkaha atmıştım zaten duygularım alt üst olmuştu birde bu dengesizler uğraşamazdım"Sana da selam Aleyna"kahkaham bittiğinde selam vermiştim ama Asil ve Aleyna bana tuhaf tuhaf bakıyordu ben de hiç umursamadan çantamdan anahtarımı çıkarıp kapımı açmaya başlamıştım Aleyna da sonunda bana bakmayı kesip asansöre binmişti.Kapı kapanma sesiyle Asil'in de bana bakmayı kesip evine geçtiğini kendimce tahmin etmiştim.Anahtarla kapıyı açmaya çalışıyordum ama istemsizce ve olmadık yerde dolan gözlerimin bulanıklığı ile açamıyordum"Açıl artık açıl"diyerek kapıyı zorla anahtarla açmıştım hızlı bir şekilde ayakkabımı çıkarıp içeri adımımı atmıştım ve gözümde düşmeyi bekleyen yaş yeri boylamıştı kapıya bakmadan elimle yiticektim ki kapının kapanmamasıyla gözümdeki yaşları silip arkamı döndüm ve kapıya baktım bana çatık kaşlı bakan ve ben bakınca kaşları düzelen bir Asili görmemle hemen toparlanmaya çalıştım ama nafileydi Asil içeri geçip kapıyı kapatmıştı ve bana doğru bir adım atmıştı bende yüzümü yere çevirmiştim."Alara noluyor neyin var senin"Asil bana söylüyordu ama başkasına söylüyormuş gibi dinlemiyordum."Alara"diyerek çenemi tutmuştu ve kafamı kendisine bakar şekilde kaldırmıştı."Noldu sana bugünlerde hep ağlarken şahit oluyorum işede adam akıllı gitmiyorsun biliyorum"Asil bu bilgiyi nerden biliyordu oysaki hergün evden çıkıyordum."Sen işe gitmediğimi nerden biliyorsun"sorduğum soruyla bir anda afallamıştı"Şey şey Nazdan öğrendim"Nazda işe gitmiyordu ama bunu sorgulayacak halim bile yoktu. Garip olabilir ama Asile birşey demeden arkamı dönüp salona geçmiştim koltuğa oturup dizlerimi kendime çekmiştim ve sadece nefes alış veriş seslerimi dinliyordum.

Asilden
Alara bana birşey demeden içeri geçince bir iki dakika afalladığım için koridorda öyle kalakalmıştım ama kendime gelir gelmez hemen adımlarımı salona yönlendirmiştim.İçeri geçtiğimde dizlerini kendine çekmiş Alaraya bakıyordum bu kıza karşı en acımasız halimi göstermeliydim ama kıyamıyordum su gibi gözleri bana bakınca beynim duruyordu sanki.
"Su perisi canın niye sıkkın"diyerek Alara'nın yanına iznini almadan oturdum.Alaraya doğru kafamı eğdiğimde gözleri dolu Alarayı görünce içimden gelen ilk şeyi yaptım Alarayı bir anda kendime çekip sıkıca sarıldım o ise "Bırak Asil napıyorsun"titreyen sesiyle kurduğu cümlenin hemen ardından
"Asil bırak beni bak lütfen"titremesi artan sesiyle konuşmuştu Alara dizlerini indirip biraz daha bana sokulduğunda kendime biraz daha çekip daha sıkı sarıldığımda göğsümde hıçkırarak ağlamaya başladı.O ağlarken ona neden bunu yaptığımı sorguluyordum ama şuan en ihtiyacı olan şey buydu başkasının kolları değil benim kollarımda ağlamaktı.

Alaradan
Asil'in bana sarılmasıyla ona bırak demiştim ama bırakmamıştı artık üstümdeki herşeyin siniriyle tekrar Asil'in yanında ağlamıştım Asil'in daha da benim bu halde olduğumu görmesini istemiyordum ama her seferinde o yanımda bitiyordu."A-asil"Asil derken yine ağzımdan kaçan hıçkırıkla ağlamam daha da şiddetlenmişti Asil ses vermiyordu sadece göğsü hızla inip kalkıyordu ve sakinleşmem için saçımı okşuyordu artık ağlamalarım derin bir iç çekişe döndüğü zaman Asil'in sesini duymuştum"Alara sakin bak yine panik atağın tutacak güzelim kendine daha fazla zarar verme lütfen"diyen sesiyle şu an çirkin göründüğüme emin olduğum suratımla kafamı kaldırıp Asile bakmıştım ama keşke kafamı kaldırmasaydım Asil'in yüzü yüzümün dibindeydi resmen.

KARANLIĞIN ESİRİWhere stories live. Discover now