14.Bölüm - Kendinden Kaçış -

228 92 84
                                    

Herkese merhabalar. Bölümleri okuyanlardan tek isteğimiz beğenmesi ve yorum yapmaları. Bize destek olan herkese teşekkür ederiz.
Betül & Zeynep ❤️

Keyifle okuyacağınız bir bölüm olur umarım sevgilerle kalın 💅🏻🥰

Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfen 😘❤️

Bölümü okuyanlar beğendiğiniz paragrafı buraya alıntılayın lütfen..

'Umutsuzluğun çaresizliğini kalbimin derinliklerinde hissediyordum ve bu çaresizlik beni uçurumun dibine sürüklüyor.'
~Eylül Naz Kaya~

Görgü Tanığının Ağzından;

Güne alarmın güçlü sesiyle uyanmıştım ve istisnasız her sabah bu sesle uyanmak iğrenç hissettiriyordu.

Yatakta çokta oyalanmadan üstümü giyinmiş annemin hazırladığı kahvaltıdan ayak üstü bir şeyler atıştırmış ve evden hızla çıkmıştım. Eğer üniversiteliyseniz ve sabahın dokuzuna ders koymuşlarsa hayatınızı sorgulardınız bende öyle yaptım her dokuz dersinde olduğu gibi.

Okula gelmiş ve tek tek derslerime girip notlarımı aldıktan sonra bir okul günümüde böylece bitirmiştim. Otobüse binip oturmak için şöyle bir göz atıp en arkada bulduğum boş yere oturdum.

Otobüsten inmiş ve yağan yağmurdan çok fazla nasibimi almamak için koşmaya başladım aynı şekilde benimle koşan önümdeki kişiyle birlikte. İkimizde aynı sokağa girerken ben koşuşumu hızlandırırken onun bir kapıya bakıp yavaşlaması dikkatimi çekmişti. Bu yağmurda neden durmuştu diye düşünürken bir anda koşmaya başlamasıyla merakla peşine takıldım. Bir kapının önünde durmasıyla bende gerisinde durmuştum. Telaşlı hareketleri daha çok merak duygumu arttırırken onun bir anda açık kapıdan içeri girmesiyle adımlarımı durdurmuştum ama merakım asla gitmiş değildi.

İçeriden gelen seslerle kaşlarım çatılmış ve içeri girmemle dışarıda duyduğum seslerin artması kaşlarımın derince çatılmasına neden olurken sesleri takip ettim.

Gördüğüm görüntü ile şokla gözlerim açılmıştı, ben bir cinayete şahit olmuştum...

Arya Çelik'in Anlatımından ;

Duyduklarım doğru muydu? Karan öğrenmiş miydi yani babasının öldüğünü? Nasıl öğrenmişti, kim bulmuştu bizim gömdüğümüz o yerden? Hani biz hiç kimsenin uğramadığı bir alana gömmüştük o adamı?

Bitti mi yani her şey, buraya kadar mıydı dışarıda yaşadığımız özgürlük? Tutuklansak annem ne olacak, tek başına dışarıda benim yaptığım şeyleri duysa napardı? Ya ben, ben ne olacaktım. Birisini öldürmekten ve cesedi saklamaktan ömrümü hapishanede mi geçirecektim? Eylül peki ona nolacaktı? Hem taciz edilip hem de yıllarca hapis mi yatacaktı cinayate yardım ve yataklıktan? Ne yapmamız lazımdı bu saatten sonra öylece oturup sonumuzu mu bekleyecektik? Annem, Mert ve yeni tanıdığımız ama hayatımızda büyükçe yer kaplayacağı belli olan Karan onlar öğrendiklerinde ne yapacaktı peki?

Kafamda milyon tane soruyla öylece Eylül'e bakıyordum. Benden bir şeyler yapmamı ister gibi bakıyordu gözlerime. Aynı şeyi ise bende ondan bekliyordum. Son birkaç aydır her şey o kadar berbat ilerliyordu ki ben artık bunca yaşananların vermiş olduğu yorgunlukla bir şeyler yapamıyordum. "Eylül, napacağız biz?" diyerek zar zor sordum Eylül'e. Kafası karışık bir şekilde başını eğdi. Onunda benden farkı yoktu. Biz kafa karışıklığıyla hala mutfağın ortasında dikilirken, odadakileri unutmuş gibiydik ki zaten onların da bizim bu kadar iğrenç insanlar olduğumuzdan haberi yoktu.

ÖLÜM SESSİZLİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin