❔️ Açıklama ❔️

30 4 0
                                    

Bu koruyucuların artık bazı şeyleri öğrenmesi gerekiyordu.

❔️❔️❔️❔️❔️❔️❔️❔️❔️❔️❔️❔️❔️❔️❔️

Hakîm Bakış Açısı:

  Yatağında uzanıyordu Taehyun, Beomgyu yanı başında onun uyanmasını beklerken onu izliyordu. Taehyun'nun neden bir anda bayıldığını düşünmeden edemiyordu. Evet, Daniel ona açıklamıştı. Evet, Taehyun'nun sihri kendisini yenilediği için böyle olmuştu. Ama daha önce böyle bir şey hiç duymamıştı, yaşamamıştı. Üyelerden birinin bu derecede fazla bir şey olması korkutucuydu.

  Taehyun yatağında hareket etmeye başladı, uyanma belirtisiydi bu. Beomgyu hızla yerinden ayaklandı ve Taehyun'u daha net görmek amaçlı yatağının yanına yaklaştı. Yeni uyanmaya başlayan Taehyun hem kafasındaki ağrı ile hem de gözü kapalı olsa da gördüğü ışık ile kapalı olan gözünü daha sıkı kapattı ve kafasını sol tarafa çevirdi. Beomgyu, Taehyun'nun gözlerini sıkıca kapattığını görünce ışıktan rahatsız olduğunu fark etti. Hemen kafası ile ışığın tamamen Taehyun'nun gözlerine girmesini engelledi. Taehyun'nun rahat olmasını istiyordu çünkü. Taehyun'nun ışığın biraz olsun dağıldığını fark ettiğinde kafasını eski tarafa çevirdi ve hafifçe gözlerini araladı. Endişe ve rahatlamış bir yüz ifadesi ile tam karşısında ona bakan bir adet Beomgyu'yu gördü. Kafasındaki ağrı gözlerini açması ile artsa da Beomgyu'yu görmesi ile sakinleşti bedeni.

"Beomgyu..."

  Kendisini zorlayarak ve sesinin yükseltebildiği kadar yükseltirken seslendi Beomgyu'ya. Odada fısıltılı bir rüzgar misali duyuldu, etkiliydi ama fazla kendisini belli etmiyordu. Beomgyu buruk bir şekilde gülümserken sıcak parmakları ile arkadaşının soğumaya yüz tutmuş ellerini tuttu. Gülümsemeye çalıştığı bariz ortadaydı, ama ikisi de şu anda bunu pek takmıyordu.

Beomgyu:Taehyun, merak etme ben buradayım. Hiç sorun etme, hiçbir şeyin yok.

Hızlıca söyledi Beomgyu. Gergin olduğunda ve panik yaptığında genel olarak böyle yapardı, ama şu an hangisi olduğunu Taehyun seçemiyordu. Seçmese ne olurdu onu da bilmiyordu, nedense şu an hiçbir şeyi bilmiyordu.

Bilmediği şeyler yüzünden kaşlarını çattı ve gözlerini kapattı. Neler yaşadığını hatırlamaya, neler olduğunu hatırlamaya çalışırken aynı zamanda neler olduğunu hatırlayabildiği şeyleri de Beomgyu'ya söylüyordu.

Taehyun:Soobin hyung gelmişti, siz hasta olduğunuz için size iyi gelecek çaylar yapacaktı. İşi bittikten sonra beni çağıracaktı. Sesini duydum, "Taehyun, ada çayı hazırladım hadi gel." demişti. Bunu çok net hatırlıyorum. Sonra ne oldu, ne oldu bana?

Aklına gelen son şeyleri söylerken umutlu gözler ile Beomgyu'ya bakmıştı Taehyun. Beomgyu içtenlikle gülümsemişti bu sefer Taehyun'a. Taehyun'nun elini tutmadığı elini -sol elini- Taehyun'nun tuttuğu elinin üstüne koydu. Sakince cevapladı arkadaşını ardından.

Beomgyu:Biz ada çayımızı içmeye başlamıştık ama sen gelmedin, biz de sana bakalım dedik. Odana girmeye çalıştık ama kilitliydi. Yeonjun hyung da sihri ile kapıyı açtı. İçeri girdiğimizde yerde bulduk seni, bir şeyler sayıklıyordun. Soobin hyung herkese görev verdi: Yeonjun hyung ile ikisi seni uyandırmaya çalıştı, Kai su getirdi ve ben de Daniel'i aradım. Daniel geldi sana baktı, bir şeyler yaptı ve bir şeyinin olmadığını söyledi. Merak etme iyiymişsin, böyle olmanın nedeni sihrin kendisini yeniliyormuş, ondanmış. Merak etme, iyisin.

Diye söyle Beomgyu, Taehyun aldığı cevap ile rahatladı. Gözlerini birkaç saniye de olsa Beomgyu'dan uzaklaştırdı ve yorganına baktı. Rahatlamıştı, çünkü tuhaf bir kabus görmüş gibi geliyordu ona. Gözlerini kaldırıp yeniden Beomgyu'ya baktığında aklına gelen ilk şeyi yöneltti ona.

🌟 The Star Seekers 🌟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin