Bölüm 11

15.1K 165 27
                                    

"Pekâlâ, kendinize iyi bakın." parmaklarımı sigaraya çarptım.

"Evet, evet ben de öpüyorum."

Telefonu kapattığımda derin bir iç çektim ve omuzlarımı kaldırıp kollarımı birbirine sardım. Hava her geçen gün daha da soğuyordu. Beş dereceyi görmüştük. Sigarayı küllüğe bastırdıktan sonra oturduğum sandalyeden kalktım ve içeri girdim. İçerinin soğumaması için arkamdan balkon kapısını çektim.

Kahvesinden bir yudum alırken bakışlarını bana çevirdi.

"Aç olmadığına emin misin?" dedi dolu ağzıyla.

"Daha yeni yedim."

İlerleyip küçük koltuğa uzandım. Enis'in dairesi pek de temiz sayılmazdı. Küçük olmasına karşın eşyaların heryerde ve organizesiz bir şekilde olması daha da karmaşık bir görüntü oluşturuyordu. Buradan kapısı açık olan yatak odasında yerlerde olan kıyafetleri görebiliyordum. Bir kaç dakika daha sessizlik içinde oturduktan sonra konuştu.

"Herşey yolunda mı?"

Herşey yolunda değildi doğrusu.

"Evet."

Tezgahından kalkıp yanıma geldi. Altında ilk çamaşırı üzerinde ise kalın görünen bir sweatshirt vardı. Koltukta bıraktığım küçük boşluğa oturup dizlerini kendine çekti .

"Dışarı çıkmak ister misin?"

"Hayır. Kimseyi görmek istemiyorum." diye mırıldandım tavanı izlerken.

"Temiz hava iyi gelecektir. Kalabalığa girmeyiz. Hadi."

Kafamı duvardaki saate çevirdiğimde on ikiyi çeyrek geçtiğini gördüm. Birşey söylemeden bakışlarımı ona çevirdim. Yorgundum. Yüzüne nazik bir tebessüm yerleştirip bana doğru eğildi ve zayıf bedenini yavaşça üstüme bıraktı. Yüzünü göğüsüme yasladı ve koltuktan aşağı sarkan elimi yakaladı. Sıkıca tuttu. Başını kaldırıp soğuktan hafifçe morarmış dudaklarımı kendi dudaklarıyla birleştirdi.

Tereddütle kafamı hafifçe sola çevirdim.

"Pek...istemiyorum."

Kollarından destek alarak benden uzaklaştı.

"Ah, ben özür dilerim. Haklısın."

Üstümden kalkmaya yeltendiğinde omuzlarından tutup onu kendime çektim.

"Seni tanıdığım için şanslıyım."

Yüzünü diğer tarafa çevirirken titrek bir nefes verdi.

"Hadi çıkalım."

...

"Hiç kullanılıyormuş gibi hissettin mi?"

Sodadan bir yudum daha aldım.

"Yani ne bileyim. Ya fazla aptalım ya da fazla iyi kalpli."

"İkisi de aynı şey." dedi karşımızdaki denize bakarken.

Esen rüzgar saç tellerimin yüzüme gelmesine sebep oldu. Omuzumu yüzüme sürterek onları geri itmeye çalıştım.

"Kendime saygım yokmuş gibi hissediyorum. Hep muhtaçmış gibi. Öyle olsam bile, insanların bana acıması beni delirtiyor."

"Bazen insanların bana sempati duyması bile beni sinirlendiriyor."

Birşey söylemeden beni dinliyordu.

"Kimseye bişey anlatmıyorum ve içimde büyüttüğüm kinle onlara bok gibi davranıyorum. Aklımca işlemedikleri bir suç için onları cezalandırıyorum sanırım."

Sadist Sahibim +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin