34.Bölüm

1.2K 29 21
                                    

Kulaklarım yüzüme çarpan elin sesi ile doldu.

Kendimi yerle bir olmuş şekilde bulurken kendimi çoktan olayın içine adapte etmiştim.

"Kalk lan!"

"Napiyorsun abi!"

"Sen benim başıma bela mı oldun ha?"

"Abi bırak"

"Yürü!"

Yüzüme çarptığı eli ile beni yerden kaldırıp hızla odadan çıkarttı.

"Abi dur yapma!"

"Bunca zaman bizden kaçıp namusumuzu iki paralık edersin ha!"

"Napacaksınız bana!"

"Hele ağanın karşısına geçip hesap ver önce sen!"

Bağıra çağıra konağın taştan merdivenlerinden inerken beni ağanın ayaklarının önüne yete fırlattı.

"Kalk!"

Sessizlik ile herkes bizi izlerken yerde öylece durmuş burnumdan gelen kan ile ağanın ayaklarına bakıyordum.

"Kalk dedim sana!"

Bir elim ile yerden destek alıp zor bela ayağa kalktım.

Uzun bastonunu tutuna tutuna sinirle yüzüme baktı.

Herkes sessizce bakıyordu bize.

Yüzünde büyük bir imrenme ile bana bakarken aniden elindeki bastonu belime vurdu,vurduğunda kendimi yerde bulmuştum ve elindeki baston kırılmıştı.

"Aaaaah"

Nefesim iliklerime kadar kesilmişti.Ciğerlerime ne hava giriyordu nede nefes verebiliyordum.

"Sen bizim namusumuzu nasıl kirletirsin lan!"

"De-dede, yap-ma nolur dur"

"Kes lan sesini seni oruspu!"

Yüzüme bir tokat geçirdiğinde ikinci darbe ile yerde savruldum,ağzımdan yere dökülen kan ile kendimi daha da kaybetmeye başlamıştım.

"Seni oruspu,bunca zamandır bizi koca mardine rezil ettin namussuz seni!"

Hıçkıra hıçkıra ağlarken annemin sesi geliyordu.

"Ağam yalvarırım dur,kızımın suçu yok beni al ona do-"

"Kes lan sesini sen,senin yüzünden bu halde zaten,oruspu evladı!"

Anneme bir tokat geçirdi babam olacak o it herif.

"Seni öldürmem gerekti ama şanslımışsın ki talibin çıktı,İstanbul'daki
Kuşatan Holdingin sahibi Mehmet Erdem kuşatanın oğlunu senle evlendirmek istiyormuş,Ne kadar zengin olduklarından bahsetmiyorum bile,O Maran denilen herif ile bir daha bir araya asla gelmeyeceksiniz,O iş bitti!"

Gözlerimden yaşlar akıyordu onu dinlerken.

"Götürün odasına kapatın!Yarına kadar ne yemek ne su hicbirşey vermeyeceksiniz Yarın Mehmet oğlu ile buraya gelecek o zaman başgöz ederiz,bu namus da burda kapanır"

Dedem abime kafa salladiginda abim başını onaylar gibi sallayıp kolumdan tuttu ve savurarak beni havaya kaldırdı.

"Zırlama! Yürü"

Merdivenlerden çıkartıp odaya ittirdi ve ardımdan kapıyı kapattı.

Çıkmadan önce telefonu mu da almıştı.
Şimdi ne yapacaktım peki?
Nasıl hayır diyecektim,nasıl halâ Marana aşığım diyecektim,herşeyden herkesten önce bunu kendime nasıl söyleyecektim...

Yatağımın kenarına çömelmiş öylece yere bakıyordum.
Sessizlik hakimdi..
Ellerimi çekmecemdeki örtülerin altındaki fotoğrafa götürdüm,burda bir zamanlar Baran'ın fotoğrafı olurdu,Ama artık öyle değil...Elime aldığım fotoğrafta bizim resmimiz vardı,gittiğimiz piknik yerindeki fotoğraflarımız..

Gözlerim dolu,daha bir acıyı içime hapsedemezken bir diğeri göğsüme yapışıyordu.

Evlenmek mi?Nasıl olacaktı o...
Yine kime beni bozuk diyerek vereceklerdi...
Yine kim intikam almak için canımı yakacaktı...
Yine kim sana aşığım diyip beni aldatacaktı...

Bu artık ne alın yazısı ne de kaderdi.
Bu artık canımı yakan hayatın koca bir oyunuydu.
Ve ben her defasında bu oyunu kaybeden zavallı bir kızdım.
20 yaşıma girmeme sadece günler vardı..
Sadece günler...

Kapının kilidi yerinden oynadığında hızla kendimi yerden kaldırıp gözyaşlarımı sildim.

"Kızım.."

"Anne"

Yüzü gözü kan içinde yanıma gelmişti..

"Anne!"

Hızla yanına gidip kolundan tuttum ve yatağa oturtturdum.

"Anne noldu,naptılar sana!"

"Kızım,kurtar kendini kızım"

"Annemm,naptılar sana!"

Elini yüzüme koydu ve kısık gözleri ile bakıyordu bana.

"Zerdam,güzel yavrum benim kaç kurtar kendini kızım,o adam seni aldatsada yedi yabancı olasa da dön geri yavrum,bunlar seni öldürecek,seni o adama verecek git uzaklara Maran yedi yabancı olasa da git ellere güven kızım Hiç olmazsa seni orda vuramazlar,"

"Anne.."

Gözlerimden bir damla yaş indi yüzüme
Nasıl bir anne nasıl bir vicdansız bir anneye bu sözleri söylettirirdi,nasıl bir bezdirmedir ki bu Anne çocuğuna Ellere yedi kat yabancıya güven derdi!

"Annem seni niye vurdular "

"Kırdılar kızım,buralar artık ölümdür bana benim çıkışım yok,sen kendini kurtar"

"Anne seni burda bırakmayacağım,sana söz veriyorum herşey düzelecek"

"Beni buraya kızını tembih et demek için gönderdiler,eğer Maran ile bir araya gelirsen beni öldüreceklermiş,ben canımdan geçtim kızım,sen kaç git kurtar kendini git buralardan seni aldatsa bile git"

"Anne,ben iyi olacağım ve Maranı ölüm bile olsa affetmeyeceğim"

"Kızım yap-"

"Nolur anne,kendine bak ya aynaya bi bak!Sana bunları benim yüzümden yaşatıyorlar evleneceğim o adam ile ve seni de buralardan götüreceğim"

"Zerda,kalbinin sesini dinle kızım ben kalbimin sesini değil onların sözünü dinledim,şimdi ne hallerdeyim bak"

"Yok anne,bu defa eminim kararım kesin,bizi bu beladan çıkaracak son şansım"

"Peki ya kalbin?"

"Anne kalbimle Sevdim de ne oldu ha?Yapmaz dedim inandım güvendim noldu ha?"

"En azından o s-"

"Beni aldattı!"

Gözlerimden yaşlar aktı...

"Ben ne kör bi anneyim göremedim,sesimi çıkaramadım"

"Senin bir suçun yok anne"

"Var zerda,seni abimden de babandan da kurtaramadım.."

"Geçecek annem,sana söz veriyorum geçecek"

Sıkıca sarıldık birbirimize..
Sımsıkı sarıldık..
Belki tam olarak aynı değildi ama bir gerçek vardı ki ne o sevilmişti ne de ben..

Bu bizim kaderimizdi...

Oy yorum unutmuyoruzz...

TÖREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin