5

196 29 11
                                    

Stray Kids - Another Day

İyi okumalar.🦋

––––––––

Minho aynanın karşısında son yerleştirdiği figürü mükemmel hale getirmek için dakikalardır pratik yaparken en sonunda içine sinen bir görüntüyü yakalamasıyla derin bir nefes bırakmıştı. Hafta sonu olmasını fırsat bilirken kulübün pratik odasında üç saattir aralıksız çalışıyordu. Bedeninin alarm vermeye başladığını fark ettiğinde gözlerini kapattı ve yorgunlukla kendini odanın zeminine bıraktı. Nabzının atışıyla beraber vücudundaki damarlarında da attığını hissederken gülümsedi.

Bu fiziksel yorgunluğu fazlasıyla seviyordu.

Kapalı gözleriyle bir süre tavana dönük uzanırken pratik odasının kapısının açıldığını duydu. Seungmin olduğunu düşünüp ses etmezken başında dikildiğini hissettiği bedenle gözlerini açtı.

Görmekten hiç de haz etmediği genç adam kollarını göğsünde bağlamış sırıtarak kendine bakarken göz devirip başını yana attı. "Gerçekten... Gülümsemeye gelmiyorum, mutlaka bir musibet uğruyor başıma."

Siwoo aldığı imayı çok da umursamadı, hatta daha da gülümserken ellerini dizlerine koyup Minho'nun üzerine eğildi. "Son pratiklerini yapıyor gibisin. İyi çalış, özleyeceksin sonra."

"Sen benden de önce bunamış gibisin. Hemen aldın emekli yaptın beni. Aloo, ben de daha otuzumda bile değilim." Kendi kendine gülerek ayağa kalktı. "Defolup başka insanları rahatsız eder misin lütfen? Bugünlük kotamı doldurmuş bulunuyorsun."

"Tek başıma mı yaptım bunu? Resmen tek kişilik dev orkestrayım, kontenjanların benim için varlar."

"Ben tek kişilik dev orkestradan ziyade Bremen Mızıkacıları derdim ama sen de haklısın, erken yaşlandığın ve gözlerin bozuk olduğu için kendini aynada doğru görememen normal."

Siwoo'nun sinirle dişlerini sıktığı gözünden kaçmazken kahkaha attı. "Hadi Siwoo, hadi. Dikkat dağıtma numaralarını yemiyorum. Başka kapıya."

"Jisung denen çocuk senin dikkatini dağıtmış ama."

Jisung'un adını duymasıyla arkasını dönen Minho'nun hareketleri donarken yavaşça yeniden Siwoo'ya döndü. "Ne saçmalıyorsun? Ayrıca Jisung'u nereden biliyorsun?"

"Geçen gün gittiğiniz mekan arkadaşımın mekanı. Tesadüf oradaydım." İmayla kaşları havalandı. "Jisung aklını başından almış, bakışlarından belliydi."

"Seni ilgilendirmez." Sakinliğini bozmadan eşyalarını aldı ve çıkmaya yeltendi. "Seninle aynı ortamda olmak bile kendime büyük saygısızlık."

Bu sefer sırıtan taraf Siwoo olurken Minho onu umursamadan pratik odasından ayrıldı. Yan taraftaki diğer odaya girdiğinde buranın boş olması işine gelmişti. Şarkısını son ses açıp yeniden dans etmeye başladığında biraz olsun zihnini boşaltmak için tüm gücünü kullanmaya başladı.

O akşama kadar boş kulüpte çalışmalarına devam ederken Jisung da üniversiteden gelmiş, sonraki haftanın apart ücretini çıkartabilmek için iş yerine gitmeye hazırlanıyordu. Deri montunu üzerine çekip siyah şapkasını da saçlarına yerleştirdiğinde hazır olduğuna kanaat getirmişti. Kapının önündeki sırt çantasına uzandığında babası da kendi hırkasına sarılmış oğluna bakıyordu. "Derslerinin iyi geçtiğine sevindim Jisung. Çok fazla uzak kalmıştın."

"Stajım dışında bir sorunum yok baba. Okulum için endişelenme. Hem şurada çok bir vaktim de kalmadı, birkaç aya mezun olup daha iyi bir iş bulacağım."

Slump | Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin