7

168 22 42
                                    

Indila - S.O.S

Kitap için fazla tepki almamak biraz şüpheye düşmeme neden oldu ama yine de devam edeceğim. Sizi seviyorum. 🦋

––––––––

"Jihoon da bu işin içinde değilse ben de bir şey bilmiyorum hyung."

Seungmin aldığı yemeğiyle çubuklarını bırakıp ağzını eliyle sakladı. "Gördüm. Siwoo ile konuşuyordu. Sen beni durdurmasaydın peşlerinden de giderdim. Gerçi gitsem ne yapabilirdim bilmiyorum da..."

Minho masada kalan üç beş şeyi tırtıklarken gözlerini kırpıştırdı. "Boş versene. Aptal açık etti kendini, artık bana bir şey yapamaz. Yoluma çıkacak olursa anında pimini çekerim."

Minho'nun dediğine güldü. "Cidden... Kazasız belasız şu yarışmayı atlatsaydık harika olacaktı."

"Yarışma demişken... Kulüp yarışmadan kazanacağımız parayı ne yapacak? Bay Choi bana hiç söylemedi."

"Garip... Bana da bir şey söylemedi."

"Bir süpriz peşinde olabilir mi?"

Seungmin başını iki yana salladı. "İhtimal vermiyorum. Sonuçta o parayı siz kazanacaksınız. İlla ki ne için harcandığının bilgisi size geçilmeli. Bana sorarsan bunun altından başka bir şey çıkacak."

Minho düşündü. Seungmin haklı olabilirdi ancak bunu şu an bilme imkanları yoktu. Bir çıkışı olmadığını anlayınca boş verdi ve masayı toplamaya başladı.

Seungmin evine döndükten sonra Joseph'e son kez iyi olup olmadığını sorduğu bir mesaj attı. Olumlu cevap geldiğinde gülümseyip yatağına uzandı, şubat soğuğunda üşüyen üç bebeği hemen yatağın üzerine çıkarlarken Minho yattığı yerde başını biraz geriye atıp saçlarının dibindeki Soonie'nin burnuna bir öpücük bıraktı. Soonie görüntüsüyle aynı kibarlıkta miyavlamasıyla babasına sırnaştı bir süre. Minho gülümseyip onu daha çok öperken Doongie karnının üzerine çıkmıştı, Dori ise parmaklarını ısırmakla meşguldü.

Bir haftayı bir şekilde tamamlarlarken Joseph tamamen iyileşmiş, Yeji'nin inat etmesiyle doktora bile gitmişti. Onca sert darbeye rağmen bir yerinin kırılmamış olması iyi bir haberdi. Her ne kadar çocukluğu fazlasıyla kırık çıkık içinde geçen Joseph için vücudunda kırık olmadığını anlaması zor olmasa da yine de Yeji'nin içi rahat etsin diye zorluk çıkarmamıştı.

Pratik odasında yere oturup bacaklarını açmış halde esneyen Yeji'nin başına dikilirken kollarını göğsünde bağladı. "Ben son bulduğun hareketi açıkçası pek beğenmedim."

"Senin düşüncen, saygı duyuyorum."

Yeji daha fazla bir şey demeden esnemeye devam ederken Joseph kaşlarını çattı. "Cümlemin özü Yeji, o kısmı değiştirelim."

"Ben istemiyorum ama."

"Ben de böyle kalsın istemiyorum."

"Minho Hoca'ya sorarız o zaman."

"Beğenmeyecektir."

"Bilemeyiz."

"Ben eminim."

"Neyi tartışıyoruz şu an Joseph?" Yeji sinirle ayağa kalktı. "Ne olsun istiyorsun?"

"Bir şey olsun istemiyorum. Sadece daha iyisini bulabileceğimizi biliyorum."

"Bul o zaman Joseph. Git ve Minho Hoca'ya da söyle. Ben gidiyorum."

Joseph'i şok ederek pratik odasından çıkmaya niyetlendi. Joseph şaşkınlığından sıyrılıp Yeji'nin kolunu tuttu. "Hey... Cidden gidecek misin? Seni sinirlendirmek istememiştim."

Slump | Minsung Where stories live. Discover now