Siz hiç Procrustes' in yatağına yattınız mı? Hayır mı diyorsunuz? Cevabınız yanlış. Her insan ömründe bir kere bile olsa Procrustes' in yatağına yatmıştır.
Procrustes, Yunan Mitolojisi' ne ait bir karakterdir. Kendisine konuk olan yolcuları yatırdığı iki farklı yatağı vardır. Bu yataklardan biri çok uzun, diğeri ise çok kısadır. Uzun olan konuklarını kısa yatağa yatırır, konuk yatağa sığar hale gelene kadar dışarıda kalan uzuvlarını keser. Kısa olan konuklarını ise uzun yatağa yatırır yatağın boyuna gelene kadar esnetir. Sonuç olarak evine gelen konuklardan hiçbiri evden canlı olarak çıkamaz. Ta ki Theseus gelip onu kendi yöntemiyle öldürene kadar.
Bizim günlük hayatımızda çevremizdeki insanlara yaptığımız, bunun basitleştirilmiş hali değil midir? Kilolu birine zayıflamasını, zayıf birine kilo almasını, çelimsiz birine spor yapmasını, kaslı birine fazla kasın çirkin olduğunu, müziğe yeteneği olan birine matematik yapmasını, uzun bir kıza koca bulamayacağını, kısa bir erkeğe kızların uzun erkeklerden hoşlandığını, gezmeyi seven birine evinde oturmasını, evinde oturan birine biraz sosyalleşmesini, sanatla uğraşan birine bu işte para olmadığını söylemek ne kadar doğrudur? Bütün insanları aynı kalıba sokarsak insan olmamızın ne anlamı kalır?
Bütün insanlar birbirinden farklı ve özel yaratılmıştır. Bizi diğer canlılardan farklı kılan özelliklerimizden biri de budur. Eğer tüm insanlar aynı görünürse ve aynı fikirde olursa hayvanlar ve bitkilerden bir farkımız olmaz. Hepimiz birbirimizin kopyası oluruz ve yaşamanın bir amacı kalmaz. Bu yüzden insanların topluma zararı olmayan özelliklerini değiştirmeye çalışmayı bırakmalıyız. Herkesi farklı ve özel bir birey olarak kabul etmeli ve bu farklılıkları uyuma çevirmeyi öğrenmeliyiz.
Mitolojide ''kötü'' olarak adlandırdığımız bir karakterin davranışlarını günlük hayatımızın bir parçası haline getirdiğimizin farkına varmalı ve ortalamanın dışında olan insanları Procrustes' in yatağına yatırmaktan vazgeçmeliyiz.
...
bunu zamanında okul dergisi için yazmıştım. sanırım deneme olarak adlandırabiliriz. ilk yazdığımda çok beğenmiştim ama üzerinden bir yıl falan geçtiği için basit gelmeye başladı. umarım beğenirsiniz. eleştiri yapmaktan çekinmeyin.
