Biri ile uyumaya alışık olmadığım için fiziken rahatsız hissediyordum ama ruhen de bir o kadar dinlenmiş hissediyordum. Gözlerimi hafif araladığımda Rüzgar'ın uyanık bir şekilde tavanı izlediğini gördüm. Beni izlemesi gerekmez miydi? Filmler de falan öyle olurdu.
"Günaydın" dedim sessizce.
Çok zor duyduğum hatta kendisinin bile zor duyacağı şekilde o da sana da dedi. Neyi vardı bu çocuğun? Sakin ol Asel gün daha yeni başladı belki de sana öyle geliyordur. Hala üstünde olan bedenimi kenara çektikten sonra sanki bunu bekliyormuş gibi yataktan kalktı. Daha sonra cep telefonundan birini arayıp kendisini almasını söyledi.
"Hey , nereye? Daha kahvaltı yapmadık" dedim.
"Aç değilim" dedi.
"En azından biraz daha dinlenseydin" dedim. Cevap bile vermeden odamdan çıktı. Bu da ne demek oluyordu? Çatık kaşlarım ile bende peşinden gitmeye karar verdim. Koridordan geçerken şok ile dikilen Eva'ya göz ucu ile baktım. Muhtemelen odamdan çıkmasına şaşırmıştı. Onu daha sonra halledecektim.
Rüzgar'ın kolundan tutup durdurdum.
"Neyin var Rüzgar"
"Bir şeyim yok . Çek elini Asel" dedi ama öfkesi oldukça belliydi. Bu şekilde öfke ile buradan gitmesini istemiyordum.
"Emin misin?"
"Eminim , sal beni " dedi. Gözlerine kırgın bir şekilde baktım. Hani o diğerleri gibi değildi. Dün gece odama gelmesinin hiç mi bir anlamı yoktu? Böyle düşününce gözlerim dolmuştu, yine günün sonunda kendimi değersiz hissetmiştim.
"Bakma bana öyle Asel" dedi. Cevap vermedim ve duvarlara bakmaya başladım.
Derin bir nefes alıp sırtını döndü, kapıya doğru bir iki adım attıktan sonra durdu . Sinirle yan tarafındaki duvara yumruk attı ardından başını elleri arasına aldı. Korku ile irkildim bu dengesiz davranışı karşısında . Korkumu bir kenara bırakıp yanına gittim . Ellerimi yanaklarına yerleştirip kafasını kaldırdım.
"O adamla bir ilişkin mi oldu Asel?" diye sordu. Şaşkınca ona baktım. Hikayenin tamamını hiç dinlememişti o sadece benim Sarp'tan kaçtığım kısımları görmüştü. Bizim tam olarak bir ilişkimiz olmamıştı ama bir şeyler yaşanmıştı Sarp ile.
"Dışarıdan görüldüğü gibi değil" dedim sadece.
"Ne demek değil Asel?! O adam kaç yaşında farkında mısın? Üstelik annenle bir geçmişi varmış. Ben adam seni rahatsız ediyor sanıyordum. Dün o adamın dedikleri yalan sandım! Arkanda durdum kızım, sen şaka mısın?" dedi tek nefeste. Ne diyeceğimi bilemiyordum.
"Rüzgar lütfen beni dinle"
"Neyi dinleyeceğim! O şerefsiz dün gece babama ulaşmış . Yaşananları anlatmış ve burada kalırsam başımın belaya gireceğinden bahsetmiş. Doğal olarak babamda üvey babası ile sevgili olan bir kız için kendimi riske atmamı istemiyor. Beni Polonya'ya gönderiyor." dedi.
Ellerim buz kesmişti. Farkında olmadan Rüzgar'a ne kadar zarar verdiğimi gördüm. Dolu dolu gözlerim daha fazla kendini tutamayan yağmur bulutlar gibi kendini bıraktı. İnsanlara zarar vermekten başka bir işe yaramıyordum. Derdim neydi benim?
"Orada dur Rüzgar efendi" dedi ve ne zamandır arkada dikildiğini bilmediğim Eva yanımıza geldi. Baha da yanındaydı. Büyük ihtimal ses gelmişlerdi. "Bu kız sana kendini tehlikeye at demedi aksine senin ataerkil duyguların yüzünden oldu. Kavga çıkartan sensin. Baha'nın dediğine göre yanlışlıkla bıçağı kendine saplayan da? Hiç düşündün mü ya dün birine ciddi zarar verseydim ne olurdu diye? Baban önce kendi çocuğuna baksın" dedi. Konuşmaya benden daha hakim bir şekilde dahil olmuştu. Gerçekten bu kızın özgüvenine hayrandım.