32- Still With You

9 2 8
                                    

Justus, tüm gece Julio'nun kendine gelmesini beklemişti. Onunla şekil değiştirme büyüsünü konuşmak istiyordu aslında.

Julio, sabaha karşı kendine gelir gibi olduğunda Justus'un onun yanı başındaki koltukta oturur vaziyette uyuyakaldığını gördü. Sakince dışarı çıkıp bir hava almak istedi. Kimseyi uyandırmak istemiyordu. Yataktan kalktığı gibi midesi bulanmaya başladı. Dün gece eve geldikten sonra uyuyakalmıştı. Ormanı ve baykuşu hatırladı daha sonra. Baykuşun dedikleri bir bir aklına geldiğinde gözleri doldu. O kayıp anıları bulmalıydı. Baykuş, hiçbir hafıza büyüsünün işe yaramayacağını söylemişti. Julio bu durumda ne yapması gerektiğini düşündü.

Bunları düşünürken de bir yandan dış kapıya doğru yürümüştü. Ama ses çıkartmış olacak ki Justus gözlerini açıyordu. Julio, onu izledi. Justus,

"Julio? Uyandın mı? İyi misin şimdi?"

"İyiyim Justus. Sen neden saraya dönmedin?"

"Seninle konuşmam gereken bir şey var. Buraya onun için gelmiştim. Uyanırsın diye beklerken uyuyakalmışım."

Justus ayağa kalktı ve Julio'yu doğru yürüdü.

"Sen nereye çıkıyordun?"

"Hava alacaktım. Dışarda konuşalım mı? Jovia uyanmasın. Uykusu çok hafif, minik bir kelebek gibi."

Justus gülümsedi ve kafasıyla onayladı.

Dışarı çıktıklarında Justus,

"Şekil değiştirme büyüsü diye bir büyü hiç duydun mu Julio?"

Julio, Justus'a gözlerini kocaman açarak baktı.

" Bu büyüyü nerden duydun? "

" Neden, bir sorun mu var? "

Julio sorusunu yineledi.

"Bu büyüyü nerden duydun Justus? "

Justus şaşkınlıkla,

"Sadık bir askerim söyledi. Neden, ne oldu?"

Julio şaşkınlıkla,

"Senin askerin bunu nasıl bilebilir? Beni onunla tanıştırmalısın."

"Tabi ama zor bir büyü mü?"

Julio derin bir nefes vererek devam etti.

"Zor değil, sadece pek çok insan bilmez. Benim bir zamanlar karşılaştığım ustam hariç kimse bilmiyor sanıyordum. Ustam ücra bir köyden geliyordu."

Justus,

"Ah benim askerim de böyle bir köyde büyüdüğünü söylemişti."

"Sabahın köründe ne yapıyorsunuz?"

İki adam da bir anda duydukları ses ile irkilmişlerdi. Jovia kapıda duruyordu ve onları izliyordu. Julio gülümseyerek,

"Günaydın Jovia" dedi.

Justus kardeşinin uykusundan uyandığı ilk dakikalarda o kadar enerjik olmadığını bildiğinden sadece Jovia'nın mimiklerini inceledi. Kızın hala çok uykusu vardı ve etrafta olup biteni tam anlamıyla da anlayabilmiş değildi. Julio'ya cevap vermek için dudaklarını kıpırdattığında bir homurtu çıkmıştı sadece ortaya. Justus kardeşinin bu haline gülüyordu sessizce. Julio ise kızı incelerken buldu kendini. Sanki onu zihnine kazımak isteyen birisi vardı beyninin içinde. Söz geçiremiyordu. Jovia en son sessizce içeri girdiğinde Justus,

"Julio, bu büyüyü sana sordum çünkü Bertus uzun bir süredir geceleri bir mağaraya gidiyormuş ve mağara büyü ile kapatılıyormuş. Beni bu gece Bertus yapabilirsen içerideki büyücü hakkında bilgi edineceğim. Kendimizi korumamız gerek."

Lisentus Kingdom Where stories live. Discover now