9. Bölüm: Rest

5.5K 167 18
                                    

Soykan hayvanının davranışları asla kabul edilemezdi. Kısa bir elbise giydim diye bana nasıl vurabilirdi piç herif.. Ayrıca aramızda ciddi bir ilişki de yoktu hoş olsa da bu hakkı kendinde göremezdi. İşi bile bırakmayı düşünmüştüm ama bu kadar emek vermişken pes edemezdim. O da yaptığının yanlış olduğunu anladığı için evime binlerce gül göndermiş, yüzlerce özür mesajı atmıştı. Hiç birine dönmemiş gülleri içim gitse de çöpe atmıştım.

"Yenge ne yapıyorsun abim çok kızar" dedi Özkan gülleri çöpe atmama şaşırmış halde bakarak.

"O zaman o piç patronun siktir olup gitsin hayatımdan" bu sefer garibim adeta şoka girmişti.

"Yenge dediklerine dikkat et biri duysa hiç iyi olmaz"

"Bana bak Özkan sinirimi senden alırım şimdi. Sizde gidin artık" dedim kapıyı suratına çarparak.

Şirkette de durumlar aynıydı sürekli benle konuşmaya çalışmıştı ama ben hiç oralı olmuyor mesafeyi iyice koruyordum. İstediği her şeyi yapmaya alışmış olabilir ama bu sefer haddini aşmıştı. Bana yakınlık göstermesi ya da kibarlık yapması hiç bir şeyi değiştirmeyecekti. Her zaman yaptığım gibi kendimi işime adamıştım. Ne kadar çalışırsam o kadar başarılı olurum inancına sahiptim. Katar'daki otelin yapımı başlamıştı ama Soykan Efendi hala bir karara varmamıştı. Bende Kocaeli'ndeki tatil köyü projesinin son detaylarını incelemeye başladım.

Hafta sonu için Koray'la tatil köyü projesi için Kocaeli'ne gidip araziyi görecektik. Tek sevindiğim şey ise bu projenin başında Koray Karahan'ın olması. Koray beni alıp tek araba çıkacak bir günde konaklayacaktık. Biraz havam değişirdi en azından.

Sabah erken kalmış işlerimi halledip Koray'ı beklemeye başladım. Geldiğini görünce valizi mi alıp arabanın kapısını açınca Soykan Karahan'ı görmeyi beklemiyordum.

Piç kurusu o kadar yakışıklıydı ki bütün irademi sarmıştı. Bir çift gibi giyinmiştik. Tabi onu görünce son anda gitmekten vazgeçecektim ki bana bunun bir iş toplantısı olacağını, kendisinde patronum olduğunu hatırlattı ciddi bir ifadeyle. İnat etmenin manası yoktu bu benim işimdi ve Soykan pisliğine de katlanacaktım.

Yol boyunca suratına bakmamış, sohbetlerine kısa cevaplar vermiştim. Takım elbise dışında onu ikinci kez spor kıyafetlerle görüyordum. Bu kadar yakışıklı olmak haksızlıktı bana da eziyetti. Ne kadar kızgın olsam da ona dibim düşüyordu. O yüzden muhatap olmamak en iyisiydi. Neyse ki otele gelmiş odalarımıza geçmiştik. Öğlen olacak toplantı için hazırlanmam gerekiyordu. Soykan'ın geleceğini bilseydim daha açık kıyafetlerimi getirir onu iyice kudurturdum.

Mini siyah bir etek beyaz gömlek kombini ve hafif bir makyaj yapmış toplantı için odamdan çıkmıştım ki Soykan'la karşılaşmıştık. Adam bir içim suydu haki yeşili bir takım giymiş bütün asaletiyle karşımda duruyordu. Gene bana güzelim demiş kıyafetime laf söylemişti. Bu adam taş kafanın önde gideniydi. Olan onca şeyden sonra bana karışabileceğini sanıyordu. Bunu ona da söyledikten sonra toplantıya inmiştik.

Toplantı çok iyi geçmiş hatta Orhan Bey beni övmüş buda beni onure etmişti. Ayrıca Soykanın bana tam yetki vermesi hem beni hem de oradaki insanları baya şaşırtmıştı. Aramız düzelsin diye mi böyle yapıyordu yoksa gerçekten başarılı olduğum için mi böyle davranıyordu bilmiyordum. Yemeklerimizi yedikten sonra araziye bakmaya gitmiştik.

Arazi çok güzel, çok büyüktü tam istediğim gibiydi çok iyi bir iş çıkacaktı buradan. Bazı bölgeler sit alanı görünüyordu bunu Soykan efendiye söylemek için odasına gitmiştim. Kapıyı açtığında ağzımdan salyalar gelecekti neredeyse. Karın kaslarıyla, yanık esmer teniyle aklımı alıyordu. Adamın kaslarına bakmaktan kendimi almıyordum üstüne bir şey giymesini istediğimde o da benim kıyafetlerimi eleştirmişti. Bu sefer haklılık payı vardı bilerek kısa bir şort ve göğüslerimin yarısını meydana çıkaran bir büstiyer giymiştim.

Karam +18Donde viven las historias. Descúbrelo ahora