28 BÖLÜM: ACININ EN DERİNİ

2.8K 120 88
                                    


Merhaba arkadaşalar bu ara geç bölüm atıyorum kusura bakamayın. Malum 6 şubatta çok kayıplar verdik bende kız kardeşimi ve eşini kaybettim. Kafamı dağıtmak için kitap yazmaya başladım bir şeylerle meşgul olmak için bir sene benim için zor geçti  yüzden bu ara hiç yazamadım inanın bir kelime yazmak bile içimden gelmiyordu ama size ayıp olsun istemiyorum lütfen kusura bakamayın bunları yazmak istemezdim ama bütün yorumlara toplu cevap olsun istedim. Kendimi affettirmek için uzun bir bölüm yazdım umarım beğenirsiniz..

*******************************************************************************************

Birkaç gündür birinin beni takip ettiğine emindim ama etrafıma baktığımda kimse olmuyordu etrafta her kimse bu işte baya iyiydi. Bu durumu Soykan'la konuşacaktım gurur bir yere kadardı oğlumun hayatını tehlikeye atamazdım. Benim hiç düşmanım yoktu ama Soykan'ın kimin ayağına bastığı belli olmuyordu o yüzden bu işle o ilgilenmeliydi.

Kadir'i ile Selin'i bastığım günden beri benden köşe bucak kaçıyorlardı ikisi onların bu halleri çok tatlıydı ve birbirlerine çok yakışıyorlardı.

"Patron müsait misin?" dedim kafamı odadan içere sokarken.

"Eline fırsat geçti dimi her dakika laf sokacaksın bana" dedi Kadir kendini koltuğunun arkasına yaslanırken.

"Aşk olsun ben hiç öyle şeyler yapar mıyım dedim belki iş üzerindesiniz diye o bakımdan şey ettim"

"Hanzade çok pisliksin yaa"

"Tamam ya sustum. Şu projenin son haline bakalım mı?"

"Bakalım, bakalım gel"

Kadir'le yaklaşık bir saat boyunca toplantı yapmış işleri hal etmiştik, laf arsında Selin'i sormayı da unutmuyordum. Onun adını duyunca bile heyecanlanıyordu bizimkisi abayı baya yakmıştı gerçi Selin'inde ondan aşağı kalır yanı yoktu ikisi de birbirlerine deli oluyorlardı. İlişkileri ciddiydi ve bunu en kısa sürede herkese duyuracaklardı. Etrafımdaki insanların çok mutlu bir ilişkisi olmaya başlamıştı hatta bizim Kazanova Serkan bile ciddi bir ilişki yaşamaya başlamıştı her ne kadar bunu dile getirmese de her fırsatta Bahar'ın yanında soluğu alıyordu gerçi çokta yakışıyorlardı ve onun mutlu olmasını çok istiyordum.

İşlerimi bitirip şirketten erken çıkıp Leyla ile buluşmak için onun butiğine gitmek için yola çıkmıştım. Konuşacak çok konu birikmiş az biraz dedikodu yapmaya ihtiyacımız vardı.

Trafik yok yol sakindi ama arkamdan hızla gelen siyah bir araç vardı beni taciz ediyor sıkıştırmaya çalışıyordu direksiyon hâkimiyetini zar zor sağlamış kaza yapmaktan son anda kurtulmuştum. Birileri kasti üstüme sürmüştü aracı ama kim olduğunu bilmiyordum, sinirden elim ayağım titriyordu arabayı sağa çekip hemen aklıma ilk gelen kişiyi yani Soykan'ı aradım.

"Efendim Hanzade" dedi Soykan keyifli bir sesle.

"Soykan az önce bir araba bana kaza yaptırmaya çalıştı" dedim tek nefeste. Sesimdeki paniği  hemen fark etmişti.

"Ne diyorsun Hanzade iyi misin? Neredesin, sürücüyü gördün mü konum at hemen geliyorum" dedi ardı arkası kesilmeyen sorular sorarken.

"İyim sakin ol konumu atıyorum" dedim.

Karahan Holdinge yakın bir yerdeydim ve Soykan'ın gelmesi hiç uzun sürmemişti. Arabadan atladığı gibi kapımı açmış beni kollarına sıkı sıkı sarmıştı. Nefes almakta zorlanıyordum ama gene de onun güvenli kollarında olmaktan mutluydum.

"Soykan bırak beni, sen öldüreceksin biraz daha sıkarsan"

"Çok özür dilerim iyisin dimi güzelim"

Karam +18Where stories live. Discover now