Denizin En derininde / 6

20 2 3
                                    

Nihayet 10 dakikalık yolculuğumuzu tamamlayıp inmiştik. Geldiğimiz sahil, annemle geldiğim bir sahildi. Yani en son. 10 yıldır bu sahile adımımı atmayıp, şuan o sahilin kumlarına ayak basmak beni heyecanlandırıyordu. Her adımımda annemin suratı aklımda canlanıp bir anda gidiyordu. Kalbim kulaklarımı sağır edicek biçimde atıyordu. "Teşekkür ederim.. " diyip dayanamayıp sarıldım. Sarılmama karşılık verdi ve gideceğimiz yeri gösterdi. Tatlı bir sahil kafesiydi.

10 yıldır gelmediğim için buradaki yeniliklere yabancıydım. İçine girmeyi bırak, önünden dahi geçmiyordum. Akay'ın bunu bildiğini, sırf korkumu yenmek için buraya getirdiğini biliyordum. Yaptığı çok hoş bişeydi.

Uzun yıllar sonra kuma ayak basmak çok güzeldi. Siyah kol çantamın içinden telefonumu çıkardım ve mesajlarımı kontrol ettim.

Reyyannn'dan 16 cevapsız arama, 29 okunmamış mesaj.

Arzum Ablaa'dan 2 cevapsız arama, 3 okunmamış nesaj.

Bengü cadısı'ndan 52 okunmamış, 12 cevapsız arama.

Edizz'den 21 okunmamış mesaj, 19 cevapsız arama.

İçimden 'oha' diye geçirdim. Akay çıkacağımızı söylememiş miydi? Hızlıca Akay'ın peşinden giderek ona bu soruyu sordum. "Çıktığımızı haber verdin mi? "

"Hayır."

"Deli gibi mesaj var.Bengü'den de.. "

Bengü'yü duyunca bana iğrenerek baktı. "Hala o cadı rehberinde mi? " diye sordu sorgularcasına. "Öyleymiş." dedim ve yüzümü Akay'a döndüm. "Bir geçelim, sonra anlat. " dediğinde ikiletmeden onu takip ettim. İçeriye girdiğimizde garsonlardan birisi bize oturacağımız yeri gösterdi. İçerisi pek kalabalık değildi. Sakin bir ortam ve hafif müzik sesleri mükemmel bir ikiliydi. Yan masamızda bir arkadaş grubu, diğer masalarda çiftler ve en arka masalarda da çocuklu aileler vardı.

Garson menülerimizi getirdiğinde Akay, "Buranın soğuk içecekleri güzel. Onlardan alabilirsin ya da nasıl istersen. " diye öneride bulunduğunda "Soğuk İçecek" kısmına geldim. Soğuk kahve içebilirdim. "Tamamdır, o zaman ben soğuk latte alayım. " dediğimde başını salladı. "Ben de filtre kahve alacağım zaten. " dedi garsona. Garson hanım başıyla onaylayıp gitti.

"Aslında seninle şu sabahki meseleyi konuşacaktım. "

"Konuşulcak bişey yok ki. Ne de olsa her türlü bir bahane var, öyle değil mi? "

Akay derin bir nefes alıp anlatmaya başladı. "Senin yaşındayken yani 3 yıl önce, annemler bana da yaptılar. Bunun güvenle ilgisi yok. Hepimiz belirli bir yaşa geldiğimiz de bu teste sokuluyoruz. Normal de 3 aşamadan oluşuyor ama seninkinde 3'ünü birleştirip bir test hazırlamışlar. Yaşadığın geri tepki de bu yüzden. " dedi ve ellerini masaya koydu. "Testin amacı aslında senin çok güvendiğin, çok sevdiğin birisinin seni arkandan bıçaklamak istediğin de buna hazırlıklı olmanı sağlamaktı. Ve sen bunu geçtin. Öncelikle kutlarım seni. " dedi ve ekledi. "Yaşadığın şeyler normal değil. Hiç birimizin normal değil. Bu teşkilat, bu aile, bu testler cidden normal değil. Çocukluğumuzu buna adamamız ve sonrasında hiçbir şey yokmuş gibi yetişkin olup bunu devam ettirmemiz.. "

"Anlamıyorum ben.. Gerçekten aklım almıyor artık. O anki yaşadığım panik, korku ve şok hissi iğrençti. " dediğimde ellerini masanın üzerinde buz kesilmiş ellerime koydu. Çok sıcaktı. Uzun ve kemikli elleri görünüşünü ciddileştiriyordu. Kafamı kaldırdım ve gözlerimi gözlerine sabitledim. Mavi irisleri avizeden gelen hafif ışıkta bile parlıyordu. Göz bebekleri adet bir kedininki kadar küçülmüş, çekik gözlerine kurdele gibi bağlanmıştı. Yüzündeki yoğun çilleri de unutmamak lazım tabii. Mermer yüzünün ona bir hediyesiydi sanki.

Ölümün KraliçesiWhere stories live. Discover now