29

2K 147 106
                                    

güney

antreman için pazar sabahı söverek uyandım, doruk'a sövmüyorum koça sövüyorum. doruk emir kulu sonuçta. bazen gizli gizli dolabıma soğuk içecek koyuyordu, bazen utanmadan kendisi gelip veriyordu. sert duruşuna rağmen bebek gibi bir şeydi. dün ki olaydan sonda erenle de karşılaşacak olmak iyiydi, okulda konuşmak çok rahat olmayacaktı. antreman sonrası onunla konuşabilirdim. eren'e gerçekten değer veriyordum, şu an ona karşı eskisi gibi hissetmesem de o benim arkadaşımdı.

spor salonunun yanındaki banklarda oturan doruk'u görünce gülümseyerek yanına gittim. telefonuyla ilgilenirken yanına oturmamla önce bana döndü, ardından telefonu kapattı.

"günaydın." dedim gülümseyerek, sabah sövüyordum ama şimdi enerjim yerine gelmişti. hayır dorukla bir alakası yok.

"günaydın." dedi gülümseyerek, doruk hep güzel mi gülüyordu yeni mi fark ediyordum bunu? gülüşüne estetik yaptırmış olmalı.

"ne yapıyorsun yalnız?"

"seni bekliyordum aslında."

"beni mi bekliyordun?"

"tek gelmeyen sensin, gelmeyeceksin sandım."

"herkes geldi mi?"

demek ki eren de gelmiş.

"güney sen niye duyduğun her şeyi soruyorsun?"

o an dediği şey ile gülmeye başladım, gerçekten soruların cevabını vermesine rağmen soruyu soruyordum. cevaptan sonra soruyu sormam komik duruyordu.

"fark etmemiştim ya."

"çok güzel gülüyorsun, biliyor musun?"

"çok mü güzel gülüyorum?" dedim gülerek, bu sefer özellikle yapmıştım.

"sen ayılamamışsın ben kalkıyorum." dedi doruk gülerek kalkarken.

"tamam ya!" dedim bileğinden tutarak tekrar yanıma oturturken, oturmasına rağmen elimi çekmemiştim. neden çekmedim bilmiyorum.

"gerçekten içeri girmeliyiz güney, koç gelecek."

içeri yürürke gülümseye devam ediyordum, dorukla yakın arkadaşı hariç pek konuşan olmazdı. sert görünüşü olduğundan uzak dururlardı, ben de bu yüzden korkuyordum ondan ama şimdi onunla şakalaşıyorduk ve çok güzel gülümsüyordu. 

"eren'i gördün mü?" dedim içeri girdiğimiz de etrafta onu ararken.

"yine eren," diye mırıldandı doruk, yüzünde üzgün bir ifade vardı. "oturuyor şurada."

doruk arkadaşlarının yanına gittiğinde ben de üzgün hissetmiştim ama aklımda eren'i tamamen bitirmeden ona gidemezdim. ona bunu yapmam haksızlık olurdu.

"naber ya?" dedim eren'in yanına gidip otururken.

"güney gerçekten konuşmak istemiyorum, ezgi ile konuştum zaten."

"eren seni suçlamaya gelmedim tamam mı? ikinizde benim en yakın arkadaşımsınız. bir anda bu kadar değişmen çok garip."

super shy, gxg ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin