27

23.1K 906 136
                                    

Yorulmarınızı esirgemeyin bebeklerim. Devam etmek için varlığınızı ve severek okuduğunuzu hissetmeye ihtiyacım var
🥲💖

Bir söz ki; bir gönlü bir ömür bahtiyar eder.
Bir söz ki; bir gönlü bir günde ihtiyar eder.

Alparslan ve dide benim ömrümü bahtiyar edenlerimdi. Huzur buydu işte. Huzur bazen koca bir adamda, bazen ise yetmiş santimlik bir bedende olabiliyordu. Niyet samimi olunca hayal nasibe dönüşür derler. Onlar benim nasibimdi. Şu fani dünyada payıma düşen şükürlerimdi.

Alparslan aramış birkaç saate hazır olmamı bir yere gideceğimizi söylemişti. Daha çok vardı, o yüzden rahattım. Kahvaltı hazırlıyordum. Esra içeride fosur fosur uyuyordu. Abimde birazdan gelirdi. Hem kahvaltıya karşı komşumuz zeynebide davet etmiştim. Biz taşınırken çok yardımı dokunmuştu. Bir nevi teşekkür amaçlıydı.

Sofraya son dokunuşlarıda yaptım. Patates kızartması, limonlu kek, küçük milföy pizzalar ve kakaolu krep yapmıştım. Yanına da kahvaltılıkları koydum. Servisleri de açınca her şey hazırdı. Sadece beklemek kalmıştı geriye.
Dide yürütecinde durmuyordu artık huysuzlanmıştı. Onu koltuk altlarından tutup kucağıma aldım. Küçük ellerini şap şap yanaklarıma vurmaya başladı. Ağzından da tükürükler çıkarıyordu. E ben bu kıza boşuna selikli demiyordum ki. Birde o selikli ağzını getirip yanağıma dişlerini geçirdi.

"kız o minicik dişlerini yerim senin, ay her tarafım selik oldu vallahi"

Ağzını yanağımdan çekmek için yukarı doğru kaldırdım. Havaya atıp tutar gibi yaptım, nasılda gülüyordu. Şu kahkahalarına bir ömür verilirdi can kızım benim. Ellerini yanaklarıma uzatıyordu hala. Agu bugu sesler çıkarıyordu. Tekrar havaya kaldırıp indirdim. Boğum boğum minik parmaklarını saçlarıma daldırdı.

"misafirimizi çağırmaya gidelim mi annesii"

Ah şu utangaç bakışlar yine bizimleydi. Azıcık ilgileri üstüne toplamaya görsün hemen utanıp gözlerini kaçırarak başını yana çeviriyordu. Kucağıma bastırıp poposuna iki pat pat yaptım.

"kız kime diyorum been. Anneyi de dinlemiyoruz artık öyle mi annesii"

Ağzında seliklediği minik elini yine yüzüme pat pat indirdi.

"aanii niinii" 

"oy annesi ağzını yesiin "

Karşı komşumuz zeynebin kapısına vurmuş bekliyordum. Kahvaltıya çağıracaktım hem teşekkür amaçlı hem de iyi birer arkadaş olurduk kim bilir. Çok geçmeden kapı açıldı. Uykudan uyanmıştı sanırım üzerinde şortlu pijama takımı vardı ve ipek gibi koyu kumral saçları omuzlarından beline kadar dökülüyordu.

"ay uyandırdım sanırım kusura bakma"

Gözlerini ovalıyordu bir yandan. Akılsız kafam bu saatte çalınır mı kapı. Hem belki eşide hala evdeydi, uyuyordu.

"yok estağfurullah. Hem uyanmıştım zaten. E gelsene içeri buyur"

Eliyle bir yandan içeriyi gösteriyordu. Yeni uyandığı her halinden belliydi aslında. Uyku sersemi olacak ki kapıyı bana böyle açtı. Çünkü zeynep kapalı bir kız ve şort askılıyla açmıştı kapıyı.

"gelmiyim hiç çünkü ben seni kahvaltıya çağırmaya geldim. Emrivaki gibi oldu böyle de ama müsaitsindir umarım. Hatta eşin evdeyse oda gelebilir, abimde gelir birazdan zaten tek kalmaz yani"

Huh tek nefeste nasıl konuşmuştum öyle ya. Kaşları çatıldı ilk sözlerime sonra kahkaha attı.

"teşekkür ederim ince davetin için ben gelirim gelmesine de eşim gelemez"

MÜBREM (DÜZENLENECEK) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora