2. MAZİDE KALAN.

261 20 0
                                    

02.01.2024

Balkonumdan penceresine baktım. Camı, perdesi tamamen açıktı. Kulağında kulaklık vardı.

Bir sigara yaktı. Saçlarına baktım, saçlarını hep kısa kullanırdı. Yüzü hâlâ aynı gibiydi. Değişmişti, çocukluk halinden eser kalmamıştı. En çok kokusunu merak ediyordum. Nasıl kokuyordu, hala aynı mı yoksa kokusu değişmiş miydi?

Gökyüzüne baktım. Kahvemden bir yudum aldım. Baktığımda orada yoktu.

İçeriye girdim. Kahvemi masamın üstüne bıraktım. Yatağımın üstüne dağılmış duran fotoğraflara baktım.

Nasıl dayanmıştım dokuz yıl? Dokuz yıl sonra onu görmek.

Montumu giydim. Anahtarımı aldım. Mutfağa girip yaptığımda, içinde üzümlü kek olan poşeti de yanıma aldım. Evden çıktım, kalbim her adımımda daha deliriyormuş gibi atıyordu. Apartmanın önünde durdum, biraz bekledim çok geçmeden, görmek istediğim manzarayı gördüm. Onu gördüm.

Altına siyah bir pantolon üstüne siyah bir gömlek giymişti. Kahveye çalan saçları kirpiklerine uzanmış, alnının bitiş yerlerine doğru serilmişti. Elinde yeni yaktığı sigarası vardı.

Hızlı ve sert adımlar yürütmeye başladı. Biraz uzaklaştıktan sonra, peşine takıldım. Nereye gideceğini çok iyi biliyordum.

On dakika yürüdükten sonra bir banka oturdu. Yeni bir sigara daha yaktı.

Elimdeki üzümlü kek poşetini sıktım. O ise sigarasından derin bir nefes aldı.
Bir süre uzaktan izledim. Yanına gitmeye cesaretim yoktu henüz. Ne söyleyeceğimi bile bilmiyordum. Beni tanımıyordu, hatırlamıyordu, bilmiyordu. Nasıl dayanacaktım? Daha nereye kadar dayanacaktım?

Yavaş adımlarla yanına doğru ilerledim. Yanındaki boşluğa oturdum. Oturduğum gibi burnuma, sigara, hafif nane ve hafif bir erkek parfümü kokusu geldi. Gözlerimi kapattım kısa süreliğine.

Sigara kokuyordu. Kül kokuyordu.

Elimdeki üzümlü kek poşetini, aramızdaki boşluğa bıraktım.

"Üzümlü kek sever misin?" Dedim. Bana baktı ardından, "severim." Dedi tereddüt etmeden. "Çok sigara içiyorsun." Dedim. "Ne zaman başladın?" Diye sordum. "Hatırlamıyorum." Dedi soğuk bir sesle. Sigarasından bir nefes daha çekti. "Nerden biliyorsun?"

"Sende incir sever misin?" Diye sordum. Güldü. "Neden böyle garip sorular soruyorsun?" Dedi hafiften kavisli kaşlarını kaldırarak, kahverengi gözleri yüzümde gezindi.

"Bu garip bir soru değildi." Dedim.

"Öyleydi."

"Değildi."

Ayağa kalktı. Ayağa kalktım.

Bankın üstündeki üzümlü kek poşetini aldım. Ona doğru uzattım.

"Kimsin sen?" Dedi düşünceli bir tınıyla. Sigarası yere fırlattı.

"Beni hatırlamıyorsun."

"Sen kimsin ki?"

"Söylesene, geceleri nasıl uyuyorsun?"

"Efendim."

"Nasıl düşünmeden durabildin bunca zaman? Hiç mi hatırlamadın? Hiç mi görmedin, duymadın? Bir kere bile mi?

Söylediklerime anlam veremiyormuş gibi yüzüme baktı. "Kimsin sen?" Kafamla üzümlü kek poşetini işaret ettim. "Alsana."

Poşeti elimden aldı.

Dudaklarında hafif bir gülümseme oluştu.

"Kimsin sen?"

"Mazide kalan."

...

Bu kitap bazen beni nedenini bilmediğim bir şekilde boşluğa sürülüyor;)

Yorumlarınınızı lütfen belirtmeyi ve vote atmayı unutmayın sizi çok seviyorum.

MAZİDE KALAN -Solmuş Çiçekler-Where stories live. Discover now