10. ANLAŞMA.

126 11 0
                                    

Alya balkondan hemen karşında olan çocuk parkına baktı. Gözleri en sevdiği oyuncağa yani salıncağa takıldı. Saçlarını iki kulak yapmış tütü eteği giymiş bir kız salıncakta oturmuş, kızın babası ise onu sallıyordu.

Oysa ki Alya babasını doğru düzgün bile göremiyordu, daha doğrusu görmek istemiyordu. Neredeyse her gün eve gelmemesi için dua ediyordu. Alya annesi ile mutluydu. Annesi ona bağırmıyordu, küfür etmiyordu. Babası Alya'nın bir kere bile saçlarını sevmemişti, onları öpüp dokunmamıştı. Annesi Alya'nın herşeyi olmuştu. Evin tüm tamir işlerini bile annesi yapardı.

"Neye bakıyorsun Alya?" Dedi Karanfil yemyeşil gözlerini kızına çevirdi. "Hiç anne," dedi Alya masanın üstünde duran kitabına geri döndü. "Parka mı gitmek istiyorsun?" Alya kafasını hayır anlamında salladı. "Öyleyse neden bakıyor benim kızım dışarıya." Dedi Karanfil. Alya'nın yanına sandalyeyi çekip oturdu. "Alya elindeki pembe ponponlu kalemini masaya bıraktı. "Anne," dedi. "Tüm babalar iyiyse benim babam neden kötü?" Dedi. Karanfil'in yüzündeki tebessüm hızla soldu. "Nerden çıktı kızım bu şimdi?" Alya eliyle parkını gösterdi. "Baksana anne," Karanfil kızının gösterdiği yere baktı. "Benim babam neden öyle değil. Ben yaramazlık yapıyorum diye mi babam bana böyle davranıyor? Ama anne tüm çocuklar yaramazlık yapar." Karanfil kızını bağrına bastı. "Yok anneciğim. Öyle şey mi olur? Dedi Karanfil. Ailesi onu zorla Akif ile evlendirmişti. Karanfil ise bir kere bile Alya'yı istememezlik yapmamış, Akif ise Alya'yı bir kere bile kucağına alıp sevmemişti.

"O zaman neden bize sarılmıyor? Eve gelmiyor. Ben hep babamın eve gelip bana kocaman sarılmasını çok istememiştim. Ama eve gelince kavga ediyor, bağırıyor, sen hep ağlıyorsun. O yüzden ben eve gelmesini istemiyorum. Ama hep bir babam olsun istiyorum." Karanfil kızına baktı gururla. Bu yaşta bu kadar olgun olması onu çok üzüyordu fakat kızının çok güçlü bir kadın olacağını biliyordu. "Baban bizi sevmiyor kızım." Dedi Karanfil. Gözündeki yaşlar yanağına süzüldü. "Ama ben seni çok seviyorum kızım. Ben seni istediğin heryere götürürüm, saçlarını ben severim. İşten geldiğimde sana kocaman ben sarılırım." Alya annesinin yanağında ki yaşı eliyle sildi. "Anne, lütfen ağlama."

"Üzüldüğüm için değil kuzum, seninle gurur duyduğum için ağlıyorum."

"Mutluluktan mı?"

"Mutluluktan."

Karanfil'in tek isteği kızının iyi bir adamla evlenmesiydi. Onun çektiği çileleri çekmemesiydi. Gece gizlice ağlamasını, kocası eve gelince korkmasını istemiyordu. Çünkü Alya zaten bunları yaşamıştı. Kendini artık umursamıyordu. Bir tek Alya'sı kalmıştı. Tüm hayatını ona adamıştı.

...

Bazı gerçekleri kabullenmek gerçekten zaman alırdı. Bir yalana bağlanmak o kadar kolaydı ki, hiç bir yasak, kaide dinlemezdi insan. Doğru olanı değil inandığı şeyi kabul etmek isterdi, böyle yaptıkca bir aslında hayatında bir çok ehemmiyet arz ettiği insanları geride bırakırdı. Ben Poyraz için annemi bırakmıştım. İçimdeki vicdan azabı beni yiyip bitiriyordu. Onu aramaya yüzümde tutmuyordu. Ben gideceğim Poyraz'ı bulup geleceğim dediğimde hiç müdahale bile etmemişti. Annem Poyraz'ı ne kadar çok sevdiğimi biliyordu, annem de kendi oğlu gibi severdi Poyraz'ı ailesi öldüğünde bile onu yanına almak istemişti. Fakat Poyraz'ı bize vermemişlerdi.

Sehpanın üzerinde duran kahvemi elime aldıp dudaklarıma götürdüm. "Ne düşünüyorsun kara kara?" Dedi Çınar elinde büyük bir kupa kahvesiyle yanımda ki geniş sandalyelerden birisine oturdu. Kahve kupamı sehpanın üzerine geri koydum. Hafifçe omuzlarımı yukarıya kaldırdım. "Annemi özledim." Dedim büyük bir hasretle. "Bende özledim." Dedi gözleri uzaklara daldı. "Nerede annen?"

MAZİDE KALAN -Solmuş Çiçekler-Where stories live. Discover now