He is young, he is beautiful, he is dangerous.

510 46 68
                                    

Asansörden indiği gibi hızla operaya doğru yürümüştü. Yürürken adımları o sert taşta bile ses çıkarıyordu. Nedensizce kalbi küt küt atıyordu. Ne yapacaktı ki? Hesap mı soracaktı koskoca Ludex'e? Hesap vermesi gereken oydu. Wriothesley'i ıslak rüyasında gören o değildi ya da onun fotoğraflarına hallenen.

Wriothesley Melusine'lerin yanından bir hışımla geçti. Bu onlar için ilk defa olmuştu, bu kadar sinirli hiç görmemişlerdi onu.

Kapıyı bu sefer tıklatmadan açmıştı hem de. Neuvilette irkilmişti onun girişiyle. Kapıyı arkasından sertçe kapayıp kitlediğinde de kaşlarını çatmıştı. Derdi neydi ki?

"Wriothesley? " Sesi agresifti ama soru sorar gibiydi de aynı zamanda. Hesap soruyordu.

"Neuvilette. O tanıştığın gezgin hapishanede, neden?"

"Sanırım görgü kurallarını hapishanede uygulamamandan dolayı unutmuş olmalısın." Demişti sertçe.

Wriothesley haddini aşmış hissetmişti bir anda. Sesindeki güç onu etkiliyordu, farklı bir aurası vardı Neuvilette'nin. Üstünden gelmesi zor bir aura.

Yine de kapının yanından geçip masaya ilerledi. Hatta o kadar ilerledi ki o otururken sandalyesini geriye çekip önündeki kağıtlara oturmuştu. Neuvilette onun yüzüne bakmak için başını kaldırıyordu. Otururken bacak bacak üstüne atmıştı ama oraya bakamayacak kadar meşguldü şu anda Wriothesley.

"Aether'la çok yakınsınız galiba."

"Wriothesley, bugün farklı bir sinirin var. Nedir o? Bana söyle."

"ANSWER ME NEUVILETTE!" Bir ayağını Neuvilette'in kolunu koyduğu sandalyenin parçasına koymuştu. Üstünde psikolojik baskı kurmak istiyordu. Biraz olsun da başarmıştı. Bağırışından sonra Neuvilette irkilmiş, yüz ifadesi yumuşamıştı.

"Wrioth-"

Sözünü bitiremeden Wriothesley onun boynuna asılı dantel kumaşından çekmişti kendine doğru. Şu anda Neuvilette Wriothesley'nin iki bacak arasının altında kalan sandalyede oturuyordu, bütün kontrol Wriothesley'deydi.

"Answer me."

Neuvilette ona öylece bakakaldı. Wriothesley'in keskin gözleri onu irkmişti. Neden böyle davranıyordu farkında değildi, ona kaba davranmak da istemiyordu o ona öyle davransa dahil.

"Cevap vermek istemiyor musun?"

Neuvilette ağzını açtı ama tekrar geri kapattı. Tek hareketinde ortalığı yıkacakmış gibi gözüküyordu Wriothesley. Bundan korkmuştu. Neden bir insandan korktuğunu bilmese de...

Wriothesley uzun bir iç geçirdi. Sesi hırıltılıydı. Sağ elinde onun boynuna dolanmış kumaşını tutarken, ki bu neuvilette'yi arkasına yaslanmaktan alıkoyuyordu, diğer eliyle de kendi boynundaki kravatını sıktı.

"Öyle olsun, 'Mister' Neuvilette." İmalı bir şekilde söylemişti, dalga geçmek için.

Gözlerini benden ayırma. | Neuvilette x Wriothesley |Where stories live. Discover now