24. Şarjör

408 40 77
                                    

Olaydan sonraki ay, yine elinde bir sürü rapor birikmişken Wriothesley kendine bir çekidüzen verip yukarı çıkmaya karar verdi. Başka birisini her zaman gönderebilirdi sonuçta Neuvilette olayları anlayacaktı her türlü ama özür dilemesi gerekiyordu. Kişisel olarak...

Bu yüzden traşını oldu saçlarını güzelce taradı duş aldı ve güzel bir koku sürdü. Bunlar sadece kendi. vicdan azabını dindirmek içindi. Asıl üzüldüğü şey Neuvilette belki de ona bir daha cilveli gözlerle bakmayacaktı.

Kendiyle çelişki içinde ofisinden çıktı ve her ay yaptığı gibi asansöre binip opera binasına gitti. Bu sefer kapıya bile gelmedi. Melusineler aracılığıyla  geldiğini haber verdirtti. Melusineler ona tuhaf tuhaf bakmıyordu, belli ki Neuvilette susmuştu. Bu onu bayağı üzdü.

Melusineler gelip ona girebileceğini söylediler. Aslında onlar da şaşırmıştı, bir dük olarak neden izin aldığını düşünüyorlardı. Onlar bakarken Wriothesley içeriye girdi.

Neuvilette her zamanki gibiydi. Bir değişiklik yoktu ona karşı olan tavırlarında.

"Wriothesley."

"Mister Neuvilette."

"Hoş geldin." Elini uzattı, raporları vermesini işaret ediyordu.

Wriothesley yavaş adımlarla yanına yaklaştı. Ona verip karşısına oturdu.

"Neuvilette..."

"Efendim?"

"Konuşmak istiyorum."

"Ne hakkında peki? Bir sorun mu var?"

"Yani... Biliyorsun. O konu hakkında."

Neuvilette gözlerini yumup elindeki kağıtları yavaşça bıraktı. Parmaklarını birbirine geçirip ona baktı. "Yine bana tecavüz etmeye mi geldin? Bundan mı zevk alıyorsun?"

"Hayır.. Ben-"

"O zaman konuşacağım bir konu da yok. Lütfen."

"Neuvilette... Ben özür dilerim. Cezam neyse, çekeceğim... N'olur affet beni." Onun elini kapıp öptü. Eldiven giydiği için parmakları bir kadını andırıyordu.

"Söylediğin sözleri geri çekemezsin, bana yanlış ithamlarda bulundun. Dahası..." Elini yavaşça çekti. "Yüzsüzmüş gibi gelip benden özür diliyorsun burada."

Wriothesley ona uzanıp yanağını okşadı. "Ben gittikten sonra günlerce yağmur yağdı."

"Ne kast ediyorsun bununla?"

"Ben... Seni üzmek istemiyorum."

"Psikolojik olarak düzgün olduğunu düşünmüyorum."

"Ama... Neuvilette..."

"Wriothesley." İç geçirdi. "Tam olarak ne istiyorsun? Bana daha fazla hakaret etmeyi mi? Yoksa... Oyuncağın olarak tecavüz etmeyi mi? Ben senin mastürbasyon oyuncağın değilim."

"Neuvilette..." Başını masaya koyup öylece durdu.

"O zaman beni suçla. Ben de suçumu kabul edeyim ve bu vicdan azabından kurtulayım."

"Tecavüzcünün vicdan azabı mı olurmuş?"

Wriothesley tekrar başını kaldırdı. "Şaka yapıyorsun."

"Bir orospu olarak böyle düşünüyorum." Sözleri soğuk kanlı, sesi de donuktu.

Wriothesley bir anda ayağa kalkıp yanına geldi ve sandalyesini arkaya çekti. Önünde diz çöküp beline sarıldı. "Sana yalvarıyorum."

Elleri havadaydı ama iç geçirip sonra onun omuzlarına koydu ellerini.

"Bana yapabileceğin ne gibi bir şey seni affettirebilir?"

"Ben sana aşığım Neuvilette."

Bu sözden sonra biraz donmuştu.

"Aşık insanlar... böyle yapmaz."

Wriothesley başını kaldırıp ona laf söyleyecekken gözlerinden yaşlar aktığını gördü. Doğrulup yüzündeki yaşları sildi.

"Aşık insanlar ne yapar?"

"Bilmiyorum, ben insan mıyım?"

"Değilsin."

"Evet, değilim."

Wriothesley tekrar başını onun bacaklarına koydu. Bir erkek olmasına rağmen bütün vücudu yumuşaktı. "Seninle tekrar yatmak istiyorum. Bu sefer sen istemezsen yapmam."

"Seninle neden yatayım ki?"

"Bir sürü erkekle yatmıy-" Wriothesley derin bir nefes aldı. "Özür dilerim."

Neuvilette onu hafifçe ittirdi. "Lütfen Wriothesley. Beni yeterince kırdın. Lütfen uzaklaş. En azından şimdilik."

"Sana dokunmak istiyorum."

"Dediğimi duymuyor musun?"

"Duyuyorum... Gideceğim." İç geçirerek ayağı kalktı ve bu sefer onun göğsüne sarıldı. "Gerçekten... Çok güzel bir varlıksın sen."

"Benden nefret ettiğini söylemiştin."

"..."

"İki yüzlü birisin."

"Özür dilerim."

Gözlerini benden ayırma. | Neuvilette x Wriothesley |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin