3.Bölüm

317 176 188
                                    

~Nefret tohumları~
Gözlerimi açtığımda Mert'in yatağın karşısındaki çapraz konmuş koltuklardan birinde oturmuş bana baktığını gördüm.O günler gözümün önüne geldi...Gözleri uykusuzluktan kan çanağına dönmüştü.Belli ki tüm gece uyumamıştı.Uyandığımı görünce bana dönüp;

(Mert)
-Günaydın,gülüm

(Gizem)
-Günaydın sevgilim de sen uyurken beni mi izliyorsun?

(Mert)
-(sırıtarak)izlemek demeyelim de korumak diyelim

(Gizem)
-Uykusuz kalmana gönlüm yok.

(Mert)
-Seninleyken yorgun hissetmiyorum.
dedi. Sonra sözüne devam etti;
Yarım saat içinde hazırlan dışarıya gidiyoruz. Bir yerden başlamak lazım demi.

(Gizem)
-(yüzümde tebessümle)Emredersiniz Mert Bey.

(Mert)
-(yüzündeki sırıtmanın yerini tebessüm aldı)
Ben adamları hazırlıyorum,aşağıdayım.Sizi de en kısa zamanda aşağıya bekleriz gülüm,dedi gülerken.

(Gizem)
-Hazırlanıp geliyorum yakışıklım.

Dedim.Mert bana göz kırpıp odadan çıktı. Bende valizimi açıp siyah bi tulum giydim.Tulumun içine de yine siyah bi T-shirt giyip,saçımı at kuyruğu bağladıktan sonra siyah hafif topuklu botlarımı giyip sağ bacağımın arkasına bıçağımı koydum.

Tek bişey kalmıştı oda tabancaydı.Oda'nın her yerini aradım ama tabancamı bulamadım. Büyük bi ihtimale talim alanında,dövüşürken düşürdüm diye düşünürken,Mertin odasında tabanca bulabileceğim aklıma geldi.Oda dan çıkıp Mertin odasına gittim ama kapıda parmak izi okuyucu vardı. Yukarıdan Mert'e seslendim;

(Gizem)
-Sevdiğim, Yukarı gelsene bi.

(Mert)
-(gür bi sesle) Geliyorum.
Dedi ve direk yanıma yukarıya çıktı.

(Mert)
-Efendim gülüm.

(Gizem)
-Kapıda şifre var odaya giremedim.

(Mert)
-Açarız gülüm.

Dedi ve odanın önüne giderek serçe parmağını sensöre dokunmasıyla kapı açıldı. Odanın büyüklüğü benim odamla aynıydı. Kapıdan girer girmez karşıda küçük pencereden yüzümüze güneş vurmuştu.

Pencerenin altında talim alanında gördüğüm silah sandıklarından küçük bi tane vardı. Tam tahmin ettiğim gibi. Kapının sol tarafında benimki gibi ama daha küçük olan bi dolap ve dolabın karşı tarafında yatak vardı.

Gözlerim yalnış görüyor olmalıydı.Kapıyı neden kitlediğini anlamıştım. Yatağın başlığının üstünde duvarın ortasında benim kocaman fotoğrafım ve onun kenarlarında da küçük küçük ilk sevgili olduğumuz,ilk silahımla çekildiğim ve Mert'e verdiğim fotoğraf gibi benim için özel olan fotoğraflar vardı.

Gözlerim dolmuştu.Gerçekten bu kadar zamandır, bunları saklamasını beklemiyordum.Şaşkın bi ifadeyle arkamı dönüp, Mert'e sarıldım. Mert,
"Beklemiyordun demi"demesiyle daha sıkı sarıldım...

ve evet hiç ama hiç beklemiyordum.

Gözyaşımı silip mertten ayrıldım. Silah sandığına gidip elime göre küçük bi tabanca aldım.şarjör'ünü kontrol edip, bi tane şarjör de yedekten botumun arka kısmına,sol ayağımla botumun arasına sıkıştırdım.Yürürken biraz canımı acıtsa da umursamadım, çünkü insan bi acıyı daha küçüklükten beri yaşayınca ister istemez alışıyordu.Arkamda Mert'in sırıtmasını anlamam zor olmadı. Ve hemen ardından bana söylenmeye başladı.

(Mert)
-Bana güvenmiyor musun yoksa gülüm.

(Gizem)
-Sana güveniyorum sevdiğim ama tedbirli olmak lazım.

İNTİKAM MELEĞİUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum