Kurtarıcılar 2

160 17 10
                                    

Scarlett atıyla son sürat koşuyordu, at oldukça yorulmuştu fakat o da koşmayı bırakmıyordu. Scarlett karışık duygular içerisindeydi, Eugune'i labaratuvara ulaştırmak için canını tehlikeye atmıştı, Rick'i karşısına almıştı, değer verdiği insanları ardında bırakmıştı, onlara güzel bir gelecek verebilmek için... en önemlisi de Eugune'e inanmıştı. Bunların hepsi yüzünden kendisine kızıyordu. Günün en sıcak saatlerinde bomboş asfalt yolda koşarken düşünmek için çok zamanı oldu, Rick'e söyledikleri aklına geldikçe refleks olarak yüzünü buruşturuyor, dişlerini sıkıyordu. Kafasını kaldırıp bağırmaya başladı, sinirini biteseye kadar da bağırdı. Atını durdurdu, atda Scarlettde nefes nefese kalmıştı. Alnını atın ensesine koydu, durduklarını gören Hades bir dili dışarda hızlı hızlı nefes alarak onu izledi. Scarletten bir süre ses gelmeyince Hades havlamaya başladı. Scarlett kafasını kaldırıp Hades'e baktı, Hades ona sanki hadi gidelim der gibi havlıyordu, Scarlett tekrar atını sürmeye başladı

14.00
Yol ayrımına geldiğinde gideceği yolun araba parçalarıyla kapatılmıştı, Scarlett birşeylerin iyiye gitmediğini anlayıp bir elini silahına attı. Yolun kenarından geçip devam etti.

Biraz daha gittikten sonra karşısında kasalı bir araba arbanın sağında, solunda ve önünde üç adamla karşılaştı
"Beyaz atlı prens değil ama, siyah atlı prensesimiz var beyler."

Adamlar aralarında gülüştüler, Hades yine Scarlett'i korumak amaçlı hırlamaya başladı.

"Sizde şu Negan'nın adamı mısınız?"

"Neganı bildiğine göre harhalde bir önceki ekibimizi öldüren sensin."

Scarlett sessiz kalıp diğer elini bacağındaki bıçakların üstüne koydu

"Tek başına altı kişiyi öldürmen ilgimizi çekti, bizde etrafı kontrol etmeye geldik-"

"Neden Negan kendisi gelmiyor da sizi gönderiyor?"

Arabanın solundaki sarı saçlı yüzünün yarısı daha önceden yanmış olan adam "Biz Neganız."

Scarlett alaycı bir şekilde güldü "Kölelerisiniz yani."

"Dwight, kızı arabaya al."

Sarışın herif Scarlett'e doğru yürüdü.
Scarlett silahını adama doğrultup "Sakın bir adım daha atma!"
Hades havlamaya başladı

Scarlett silahını adama doğrultup "Sakın bir adım daha atma!"Hades havlamaya başladı

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

(Görseller temsilidir.)

Scarlett'in silah doğrultması üzerine Dwight dışındakiler silahlarını ona çevirdi

"Küçük hanım sakin ol, biz kurtarıcılarız-"

"Yardımınıza ihtiyacım yok!"

"Adamlarımızı öldürmen yada öldürmeniz, açıkcası bizi kızdırdı fakat ikinci bir şansı hak ettiğini düşünüyoruz."

"İkinci bir şans istemiyorum."

"Direkt seni öldürelim mi istersin?"

Hades Dwight'a doğru hamle yapınca Dwight silahını Hades'e doğrulttu

"Hades dur!"

Hades geriye çekilip hırlamaya devam etti.

"Pekâlâ o zaman şöyle yapalım. Ben Simon" Dwight'ı işaret ederek "bu Dwight" diğer adamı gösterip "bu da Arthur. Sende..."

Scarlett ses çıkarmadı.

Simo'nun sabrı taşmaya başlıyordu "Pekâlâ, şimdi attan inip silahlarını bize ver yoksa atın da köpeğinde ölür."

Scarlett Hades'e ve atına değer veriyordu, riske atmak istemedi, atından yavaça indi, Dwight yanına gelip silahlarını almak için elini uzattı. Scarlett bıçaklarından birisini alırken, Dwight'ı kolundan tutup kendisine çekti ve bıçağı boğazına dayadı

"İkiniz de silahlarınızı atın!"

Simon dişlerini sıkıp "Sürtük!"
Scarlett, Dwight'ın boynuna ince bir kesik attı "Bir sonraki lafında bıçağı gırtlağına sokarım!"

Simon diğer adamının silahını da alıp fırlattı. Ormanın içinden gelen bir düzine aylak dikkatlerini dağıttı, Scarlett Dwight'ı itip, yerdeki silahları aldı ve boynuna astı, Simon ve Arthur gelen aylaklarla bıçaklarıyla karşılık veriyordu. Simon bıçağını Hadesin kafasına saplamaya kalkınca Scarlett eliyle bıçağı tuttu, bıçağı avuçlamıştı resmen, Hades kenarıya kaçtı. Scarlett Dwight'ı tutup bir zombinin üstüne fırlattı be hızlıca atına binip aylakların arasından yolun diğer tarafına geçti,  Hades de peşinden koştu. Yeterince uzaklaşınca dönüp arabanın tekerlerine ateş edip patlattı, Simon ve Dwight Scarlett'in gözden kayboluşunu izlediler. Simon sinirle aylak cesetlerini tekmeledi.

16.00
Scarlett atın üstünde, elindeki kesiğe hızlıca bir sargı yaptı.

Uzun bir süre durmadan koştuktan sonra atda Hades de çok yorulmuştu, atın adımları yavaşlamıştı. Scarlett atını durdurdu, at boynunu yere eğip derin derin nefes alıp verdi. Scarlett ata daha fazla yük olmamak için üstünden indi. Atın kayışından tutup Hadesi de alıp beraber ormanın içine girdiler, ormanın içindan akan dereye gidip su içti, Hades ve atı da suyun tadına vardı. Scarlett boş matarasını doldurdu, yüzünü yıkadı. Bir ağacın gövdesine sırtını dayayıp oturdu, hepsinin biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı.

17.30
Scarlett gücünü toplamıştı, atınında topladığını umarak üstüne bindi ve yola koyuldular.

17.40
Scarlett  çantasından bir ses geldiğini fark etti. Atını durdurup çantasını açtı, sesin telsizden geldiğini fark etti. Hızlıca telsizi aldı, konuşan Carldı.
"Scarlett! Scarlett duyuyor musun?"

Scarlett telsizi çantadan çıkarıp dinledi
"Scarlett eğer duyuyorsan, umarım iyisindir bizi sorarsan biz iyiyiz. Tara iyice bizden biri oldu. Carol ilk andan beri seni özlüyor, Hershel da. Maggie, Glenn için endişeli, babam da ikiniz için.  Babam sana hâlâ kızgın sayılır bizi bırakıp gittiğini düşünüyor aslında senin için endişeleniyor fakat bunu doğru ifade edemiyor sanırım..."
Scarlett telsizi kafasına dayadı ve gözlerini buruşturup dişlerini sıktı

"Ona bunu bizim için yaptığını ve bizi önemsediğini söyledim, söylerken bende söylediklerimden emin değildim fakat"
İç çekme sesi
"fakat sanırım öyle umuyorum... Bizi önemsediğini, Beni, Hershel'ı, Bath'i, Carol'u, Babamı, Michonne'u, Daryl'ı her ne kadar birbirinizi tersleseniz de, Sashayı, Ty'i hatta Judith'i bile."
Carl'ın sesi kesildi.
Scarlett havaya bakıp derin bir nefes aldı ve telsizin tuşuna bastı
"Carl."
"Scarlett beni duyuyor musun?"
"Duyuyorum."
"Sesini duymak güzel."
"Carl gidebildiğiniz kadar uzağa gitmeniz gerekiyor."
"Ne? Neden?"
"Yüzlerce aylak yolda-"
"Peki Labaratuvar?"
"Eugune yalan söylemiş, labaratuvar diye birşey yok."
"Siktir."
"Carl oradan hemen uzaklaşmaşmalısınız, kocaman bir sürü yolda karşı konulması imkansız. Birde peşimde şu kurtarıcılar var-"
Telsiz bir anda Rick'e geçti
"Scarlett."
"Rick?"
"Sanki bir konuda haklı çıkmış gibiyim?"
"Rick sırası değil, gidebildiğiniz kadar uzağa gitmeniz gerek."
"Bu cümleden anlamam gereken 'Seni dinlemediğim için pişmanım.' mı?"
"Rick! bunu sonra konuşuruz siz sadece gidebildiğiniz kadar uzağa gidin!"
"Pekâlâ. Yarın yola çıkacağız. Sen ne zaman yanımıza geleceksin?"
"Kurtarıcılar peşimde olabilir, gizlice gelmeye çalışacağım. Ne kadar sürer bilmiyorum."
"Gittiğimiz yer konusunda sana haber veririz, telsiz hep yanında olsun."
"Anlaşıldı."
"Dikkatli ol."
"Sizde."

Sadakat Gurur Ve AşkOnde histórias criam vida. Descubra agora