2.Bölüm

194 145 6
                                    


Başladığınız tarihi yazar mısınız?
Keyifli okumalar✨

.

.

Sorularıma cevap lütfen.
"Doğru inmeliyim, teşekkürler." cevap beklediğim sorularımı kendime sakladım. Nasıl olsa öğrenecektim.
Yerimden kalktım gitmek için Arel'in önünden geçmem gerekiyordu. Önce yüzüne baktım bana 'ne bakıyon kardeş' der gibi bakıyordu. En sonunda 'hayırdır' der gibi kafasını salladı.
"Geçebilirmiyim?, gitmek için."
"Eee, geçme diyen mi var?" Allah'ım Oğuz 1 bu 2, neden ben.
"Arel çekilecek misin?"
Öküzün trene baktığı gibi bakıyordu şuan.
Hayır yani burada ben tren mi oluyorum. Arel'de öküz oluyordu. Ama bir fark olmadı zaten beyefendi öküz! olduğu için.
"Allah'ım bana sabır ver." cümlemi yarım bırakıp Arel'e baktım. "Buna da akıl."
"Sen bana geri zekalı mı diyorsun?"
"Evet. Ya burada senin için dua ediyorum sen kalkmışsın başka bir şey diyorsun. İnsanlık ölmüş."

Çok!! Yavaş hareketlerle önünden geçmeye çalıştım. Ama ne çalışma adımı atar atmaz bir şeye takıldım, galiba takıldığım şey Arel'in ayağı olmalıydı. Kendimi yerde bulmamla Arel'in kahkası aynı anda oldu.
Utancımdan öldüm, gittim, yerin dibine girdim. Bugünleri de mi görecektim.

"Ne gülüyorsun komik mi?"
"Evet. Komik." gülmekten konuşamıyordu.
Otobüs haraket etmeye başlayınca hızlıca ayağa kalktım. Arel'de benimle beraber kalktı.
Arel seslenmesiyle şoför aracı durdurdu.
"Sende mi geliyorsun?"
"Gelmeyeyim mi?" sanki gelme dedik Allah Allah
"Mümkünse gelme!"
"Ahh." bir anda kalbini tutunca merakla ona döndüm.
"Ne oldu?"
"Kırdın kalbimi." dalga mı geçiyor bu.
"Ya sabır. Sen nereye gideceksin?"
"Nereye olacak, eve." tamam, tamam sakin
"Tamam ben gidiyorum."
"Görüşmek üzere."
"Bence de görüşmemek üzere." otobüsten indiğimde farklı yollara ayrıldık.
"Alena!" arkamdan bağıran Emir'di.
"Ne?"
"Ne bu sinir. Relax ol biraz." ne diyor bu
"Ne saçmalıyorsun Emir?"
"Arel'i gördüm az önce beraber miydiniz?"
"Hayır aynı otobüse binmişiz sadece."
"Anladım." birden gülmeye başladı.
"Ama düşüşün çok güzeldi. Gülmemek için zor duruyordum, yanımda ki amca ölüyordum sanıyordu. Zor ikna ettim."
"Sen." ne o da mı otobüsteydi.
"Ben. Ne olmuş bana." ne güzel de salağa yatıyordu.
"Otobüste miydin?"

"Evet. Ben bindiğimde sen vardın yanın doluydu o yüzden en arkaya geçtim. Bir süre sonra yanında ki kız kalktı, tam ben geçiyorken Arel geldi. Baktı boş yer yok senin yanına oturdu. Sen de tabii uyuyordun, başını çocuğun omzuna koydun. İlk bi şaşırdı baktı demiştir herhalde 'bu mal ne yapıyor' diye ama ses çıkarmadı. Sonra senin ineceğin durak geldi. Tabii sen hâlâ uyuyorsun oda seni uyandırdı. Kötü mü etti çocuk. Sonra laf dalaşına girdiniz, düştün kalktın aceleyle çıktınız bende peşinizden çıktım. Böyle işte. Bide yalan söylüyorsun gördük herşeyi. Sen aşık mı oldun yoksa, bak utanma söyleyebilirsin belki evlenirsiniz. Küçük Arel ve Alena'larınız olur. Ayy dayı mı olacağım, Alena ne zaman dayı oluyorum söyle hadi. Hem yakışıklı çocukda."

Niye bu kadar uzun konuştu ki.
Agzım açık dinliyordum onu
"Ohaa Emir."
"Evlenecek misin?"
"Emir saçmalama istersen."
"Ya neden? Arel'e de sormak lazım. Arell!"
Ruh hastası olan Emir, Arel'in peşinden koşmaya başladı. Delilerin başında akıllı olmak böyle bir şey demek ki. Çünkü çevrem delilerle dolu. Emir çoktan Arel'in yanına ulaşmıştı. Bende yanlarına gitmek için yürümeye başladım.

Yaklaştıkça sesleri daha net duyuluyordu.
"Arel hadi evlenin." ruh hastası yine evlilikten mi bahsediyor.
"Emir başlatma şimdi evliliğine. Çok istiyorsan sen evlen."
"Arel'le mi?" Hâlâ Arel diyor.
"Evet nikah şahidiniz ben olurum."
Tartışmamızın arasına Arel girdi.
"Ne oldu?"
"Takma sen bunu.." Emir'in duymayacağı şekilde yaklaştım. "Ruh hastası, doktorlar eskiden teşhis koymuştu kalmıştı bir kaç ay ama bir şekilde çıktı hastaneden." tabii ki yalandı ama yakında muhtemel olacak
bir şeydi.
"Külliyen yalan, olmadı öyle birşey." nasıl duydu oradan

Aşkın AyrılığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin