bolum 18

166 16 64
                                    

"he looks just like a dream
the prettiest boy i've ever seen."

-something about you

yazardan

Hyunjin koltukta uyuklarken, başı Yongbok'unun dizlerindeydi. Sessiz ve sakin ortamın ışığı loşa yakındı. Dizlerinde olan başı yukarıya, direkt olarak Felix'in yüzüne bakıyordu. Gözleri kapalıydı, kendince hareket ediyorlardı. Rüya görüyor olmalı, diye düşündü Felix, Hyunjin'in saçlarını elleriyle geriye tararken.

Bütün akşam çok eğlenmişlerdi, uzun yılların ardından sohbet etmişlerdi. Ve hepsi, dördü de bunu oldukça özlemişlerdi.

Güzel bebeği sakince uyurken, Felix gözlerini alamıyordu ondan. Yarınki lansmana katılmayacak olması büyük bir hediyeydi onun için. Bütün günü boş olacaktı. Bunun haberini Jisunglara verdiğinde anında yatıya davet edildi. Bu teklif ise Hyunjin'in bakışlarıyla kabul edildi Felix tarafından.

Şimdiyse Minho ve Jisung uyurken, Felix biriciğini izliyordu. Aslında, Jisung yatmadan önce onların evindeki diğer odayı Felix için hazırlamıştı, ama Hyunjin'in dizlerinde uyuması kalkmasını engelliyordu. Fakat bu onun için hiçbir sorun teşkil etmiyordu bu.

"Sana seni sevdiğimi söylesem ne derdin bana?" Derin bir iç çekti Felix bu sözlerinin ardından.

"Kalbimin senin için attığını bilsen nasıl hissederdin? Senin hakkında konuşurken aşkımdan gözlerimin dolduğunu bilsen, senin özleminden yandığımı bilsen ne yapardın Hyunjin? Hemen yanımdasın, ama öpemiyorum işte, dibimdesin ama sana olan aşkımı haykıramıyorum. Seni doya doya sevmeyi o kadar istiyorum ki güzel bebeğim. Ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Sana çok aşığım ben, ne olacak böyle?"

Felix'in son sözlerinin ardından Hyunjin yattığı yerde kıpırdandı hafifçe. Sonrasında ağır ağır açtı göz kapaklarını.

"Yongbok-ah sarılalımm." dedi Hyunjin uyku mahmuru sesiyle. Gözleri yavaşça açılıp kapanıyordu, etrafta olanlara bakıyordu.

"Sarılalım."

Hyunjin yattığı koltukta hafifçe doğruldu ve Yongbok'una sarıldı. Yüzünü Felix'in boynuna gömdü. Uykusu ağırlaşırken konuştu belirsiz ve boğuk çıkan sesiyle.

"Yongbok-ah, biliyor musun?"

"Neyi biliyor muyum Hyunjin'im?"

"Sen hep lavanta kokuyorsun. Böyle, hep ama. Benim en sevdiğim koku lavanta, sen de lavanta kokuyorsun."

"Çok mu seviyorsun lavantayı?"

"Çok. Ama seni sevdiğim kadar değil. Seni daha çok seviyorum ben. Çok çok."

Hyunjin'in bu sözleriyle Felix dondu aniden. Hyunjin biraz daha kıpırdandı ve koltukta düz oturan Felix'in kucağına çıktı. Yavaşça bacağını diğer tarafa attı ve daha da sıkı sarıldı Felix'e.

Hyunjin yorgun ve uykulu olmanın etkisiyle mutlu olduğunu belli eden sesler çıkarıyordu. Sanki sonunda olması gereken olmuş, Yongbok ve Hyunjin kavuşmuş gibi.

"Yongbok-ah, bana şarkı söyler misin? Lüütfeen."

"Söyleyeyim Hyunjin'im, ne söyleyeyim?"

"Sana beni hatırlatan bir şarkı olsun."

"Hmm düşünelim bakalım. Bence bu güzel olur. Sadece nakaratını söylesem olur mu?"

"Oluur." dedi Hyunjin uzatarak.

"He looks just like a dream,
The prettiest boy i've ever seen.
From the cover of a magazine."

Hyunjin birkaç dakika sonra şarkı sözlerini idrak ettiğinde, kafasını kaldırıp Felix'e baktı.

"Bu şarkıyı mı anımsatıyorum ben sana?"

"Sen bana bütün güzel şarkıları anımsatıyorsun Hyunjin. Bütün anlamlı şarkılar seni barındırıyor içinde."

Hyunjin'in gözleri yandı bu sözlerin ardından, sağ gözünden minik bir yaş süzüldü.

"Ama ağlama, dayanamıyorum sen böyle ağlayınca."

"Ama durmuyor ki."

"Sen ağladığında parçalanıyorum ben, ağlama olur mu?"

Hyunjin burnunu çekerek sağ gözünü sildi hızlıca. Felix de gözlerini kapatıp alnını Hyunjin'in alnına yasladı.

"Sen üzülünce içim parçalanıyor Hyunjin, dayanamıyorum senin öyle olmana."

"..."

"You make me feel complete, you're all i need. Hatırlıyor musun bu şarkının sözlerini?"

"Hmhm."

"Bu sözler senin içindi Hyunjin. FNF şarkısını ilk açıkladığım konserde lise aşkımdan bahsetmiştim hatırlıyor musun?"

"Hatırlıyorum."

"Sendin o Hyunjin, seni anlattım ben oradaki herkese. Seni ne kadar sevdiğimden bahsettim ben diğer o insanlara. Başkası değildi Hyunjin, sendin benim aşık olduğum."

Felix sonunda içindekileri döktüğünde rahat bir iç çekti. Geriye kalan tek şey sevdiğinin tepkisini beklemekti şimdi.

"Yongbok-ah.. Ben garip hissediyorum şu anda. Çok mutluyum, böyle, nasıl desem, kalbim sıcaktan kaynıyormuş gibi."

Felix elini uzatıp Hyunjin'in saçlarıyla oynamaya başladı. Eş zamanlı olarak Hyunjin de gözlerini açtığında, birbirlerini incelediler uzunca. Felix elini uzattı ve Hyunjin'in yanağına koydu.

"Seni çok özledim ben. Seni düşünmeden geçiremedim hiçbir günümü. Şarkılarımı sana adadım, aşkımı herkese duyurmak istedim. Herkesin seni sevdiğimi bilmesini istedim. Seni görüp sarılamamak, kokunu içime çekememek o kadar kötü hissettiriyordu ki bana. O kadar güzelsin ki, dayanamıyorum sana. Benim güzel bebeğim, şimdi sorsam sana, izin verir misin seni öpmeme?"

Hyunjin cevap vermek istedi. Ama öylece kalakalmıştı duyduklarıyla. Felix gözlerindeki ifadeyle Hyunjin'e bakıyordu, o an kabul etmesini o kadar istiyordu ki.

Hyunjin bir şey diyemeden Felix yaklaştı. Aralarında bir nefes uzaklık kaldığında gözlerini kapattı.

Hyunjin de gözlerini kapattı, yavaşça yakınlaştı ve dudaklarını Felix'in dudaklarına değdirdi.

Acemi bir öpücük, sevgi ve özlem dolu bir öpüşmeye dönüştü. Yavaş, sakin ama duygu dolu..

merhabalar

SONUNDA ALLAHIM COK GUZEL OLDULAR😭😭

NORMALDE SIK SIK EMOJI KULLANMAM SIZ DUSUNUN


bunu yazana kadar nasil birlestirecegimi cok dusundum, ama simdi buradayiz ve oldugunu dusunuyorum

dun deneme oldum, ciddi anlamda igrenc ve kotu gecti. normalde sayisalim iyi fakat dun bocaladim, inkilap ve din zaten basli basina bir sorun. o yuzden birazcik moral duzeltmek adins size yeni bolum

EN SEVDIGIM OKURLARIMDAN BIRIYLE AYNI SEHIRDE YASIYOMUSUZ ABI COK MUTLU OLDUM


bolun sorusu; en sevdiginiz sakiz (benim falim ve big babol)

umarim begenirsiniz. bolumu oylamayi ve satir aradi yorum yapmayi unutmayin lutfenn

opuyorum

gorusmek uzeree

-gece bir

high school love | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin