10 Ay.

Jason'ın yaşadığı her kötü şeyi bir şekilde geride bırakıp Gotham'dan 'kovulmasının' üzerinden geçen koskoca 10 ay.

Hayatını bir şekilde düzenine koyması, iyileşmesi, tüm acılarını yutup içine gömmesi, hakkında tek kelime bile etmemesinden beri geçen 10 ay.

Talia'nın kendisini sıkı takibe aldığı ve esirgediği, Roy'un var gücüyle destek çıktığı, Jason'ın belki de yaşadığı en huzurlu son 10 ay.

Artemis ve Bizarro'yu kaybetmesinin, Bruce tarafından sorgusuz ve yargısız bir infazla ölüm kıyısına getirilmesinin üzerinden geçmiş dile kolay 10 ay.

Ah, bir de şey. İyileşmesinin ardından her şeyi boşverip resmi olarak hayata dönmüş ve güzel bir üniversitede İngiliz Dili ve Edebiyatı okumaya başlamış olmasının üzerinden geçen yaklaşık...3 ay falan.

Yine de o ortamda edindiği tuhaf arkadaş topluluğu ve daimi dostu Roy, kendisine yeterince mutluluk sağlıyordu. Jason, sanılanın aksine aklına Bruce geldiğinde panik ataklar geçirmiyordu.

Ya da diğer Bat çocukları hatırına geldiğinde ya da eski hayatını hatırladığında ya da çocukluğunu anımsadığında, geçmişinin herhangi bir bölümü aklına geldiğinde gayet normal bir tepki verebiliyordu.

Şimdiyse oturduğunda saatlerce kendisiyle Shakespeare tartışabilecek veya rastgele Jane Austen alıntısı yaptığında karşılık verebilecek değerli arkadaş grubu ve her şekilde kendisiyle başa çıkabilen tek insan ve bir tanecik dostu Roy ile bir kareoke barda takılıyorlardı.

Ortam aslında eğlenceliydi. Çok kalabalık sayılmazdı ama yine de hatrı sayılır derecede insan vardı ve herkes keyif alıyor gibi görünüyordu. Birilerinin çıkıp rastgele bir şekilde şarkı söylemesini izlemek çok keyifliydi.

Muhabbetin en koyu noktasında aynı anda hem DJlik hem de sunuculuk yapan çocuk eğlenerek "Şimdiyse sahneye alkışlarla ve arkadaşlarının destekleriyle Todd'ı davet ediyoruz!" dediğinde Jason'ın yüzündeki hararet ve yarım gülüş dondu.

Kaşlarını çatarken etrafındaki çakırkeyif kalabalığın kendisine merakla bakmaya başladığını fark etti. Roy'un başını çektiği tuhaf üniversiteli arkadaş grubu suratlarında kocaman bir sırıtışla alkışı başlattı.

Kalan herkes bu vesileyle gaza gelip alkışlarken Jason yorgun bir nefes vererek burun kemiğini tuttu ve Roy'un iteklemeleriyle ayağa kalkıp sahneye ilerledi.

DJ'e bir şarkı ismi söyledikten sonra yavaş adımlarla yukarı çıktı ve önünde belirmeye başlayan kelimelere bir göz attı. Mesleki deformasyon, bir iki kez okuduktan sonra ezberlediği şarkı sözleri sebebiyle ekranı bir kenara çekti ve sahnede tek kendini bıraktı.

İşler tabi ki böyle işlemiyordu normalde fakat madem onu oraya kadar çıkarmışlardı, onun kurallarına göre oynayacaklardı. Kabul etmese de farkında olduğu edebi dramatikliği ve mükemmelliyetçi bir aileden gelmesinden mütevellit sahne ve şov işleri Dick'in alanı olsa da Jason yaptığı işi tam yapacaktı.

Stressed Out'un introsu girerken Jason acemilik ve biraz stresle sahnenin en ucuna gelmiş, boğazını şöyle bir temizlemiş ve şarkıyı söylemeye başlamıştı.

"I wish I found some better sounds no one's ever heard." Gözleri istemsizce tüm salonu tararken içinden kendisini parlak gözlerle izleyen arkadaşlarını azarladı.

i cried out, but nobody understoodWhere stories live. Discover now