22

151 16 110
                                    

~I love you and me
Dancing in the moonlight
Nobody can see
It's just you and me tonight~

Yanımda ki sandalye hızla çekildiğinde irkildim. Büyüdüğüne emin olduğum gözlerimi nefes nefese kalmış oturan bedene çevirdim.

Lee Juyeon

Endişeli gözleri yüzümü incelerken elini omzuma koymuştu. Baştan sona kontrol ettiğinde sadece ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.

Bir sorun mu vardı?

"Bir şey mi oldu?" Çokça kısık tuttuğum sesimi duyabilmesi için ona doğru biraz eğilmiştim. Yüzü kireç gibiydi, onu bu kadar korkutan şeyin ne olduğunu merak ediyordum ve aynı zamanda onu korkutan şey beni de korkutmuştu.

Elimde ki kitabı alıp masanın üstüne koydu ve telefonum ile çantamı sağ eline aldı. Sol eli ile bileğimi tutup ayağa kalktı ve hızla attığı adımlarının arkasından sürükledi beni.

Sessiz ama hızlı hareketlerimiz ile kütüphaneden çıkarken bizi gören ve çıkana kadar izleyen bir kaç yüz olmuştu.

Açıkçası benimde onlardan bir farkım yoktu, merakla Juyeon'un konuşmasını bekliyordum.

Sadece kütüphaneden çıkmak ona yetmemiş olacak ki hızını kesmedi ve binadan çıkmıştık.

Dayanamayıp "Juyeon" diye seslensemde durmadı. Sorunun başkasın da mı yoksa bende mi olduğunu sorgulamaya başladığım da insanların daha az olduğu arka tarafa doğru ilerledi.

Yavaşça durduğunda bende onunla durdum. Arkasında kalırken sessizliğimi korudum. En azından korumaya çalıştım ama merak ile doluydum.

"Juyeon, bir sorun mu var?"

Yavaşça adımlarını bana çevirirken bileğimi bırakmamıştı. Gözleri kızarmıştı ve bu canımı yakmıştı.

"Jeno gelmiş, eve"

Yerimde huzursuzca hareketlendim biraz. Gözlerimi kaçırsamda tekrar onun kızarık olan gözlerine çevirdim.

"Evet"

"Sana bir şey olursa beni aramanı söylemiştim"

"Bir şey olmadı Juyeon"

"Jeno'nun her hangi bir şeyi zaten sorun Sunyeon, en azından mesaj atmalıydın"

"Acele ile evden çıktığında aklında bir şeylerin olduğunu düşündüm. Rahatsız edip birde Jeno'yu eklemek istemedim" dedim dürüstçe. Juyeon'a ihanet etmiş gibi hissetsemde o an da Juyeon'u arayamazdım. Arayıp ne diyebilirdim ki?

"Rahatsız etmek mi? Böyle bir şeyin mümkün olmasının imkanı yok Sun, sen beni rahatsız edemezsin. Ama,"

Cümlesini yarıda kesip susarken yutkunmuştu. Sanki biraz daha konuşsa, gözlerinden yaşlar akacaktı.

Kızarık gözler, konuşamama. Juyeon çoktan ağlamıştı ve onu ağlatan şey neyse, hâlâ daha etkisi sürüyordu.

"Ama?" Dedim istemeden, onu konuşturup zora sokmak istemiyordum ama böyle bitiremezdik konuşmayı.

Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Kendine uzunca bir süre tanıdıktan sonra araladı gözlerini.

"Sana evden çıkmadan önce anlatmaya çalıştığım şey buydu. Ben evden çıktıktan sonra eve geldi ve sana zarar verebilirdi. Jeno sana zarar verirken ben bunu bilmeden ilerlicektim ve öğrendiğimde ise daha biraz önce oradaydım diye düşünecektim Sunyeon. Keşke beş dakika daha kalsaydım dicektim kendime. Bu yüzden seni bunların dışında tutmaya çalışıyorum ama çok zor"

Racing -°- Lee JuyeonWhere stories live. Discover now