Her şey ablamın üzerime oynadığı kumarla başlamıştı.
Beni, arkadaşlarıyla birlikte yaşamak istemediğim bir hayatın içine soktuğunda geriye dönüşü bulamadım.
Kaçmak istediğimde kaçamadım, oturup ağlamak istediğimde ağlayamadım.
Yılbaşı gecesi Fakült...
Selam, bu bölümü hasta bir şekilde yazdım. Hatalarım kaldıysa lütfen kusuruma bakmayın.
Yorum ve beğenileriniz eksik etmeyin.
Keyifli okumalar.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bütün gün Batuhan nereye gittiyse ben de peşinden giderek çalışma düzenini takip ettim. Beş dakika dinlenmeden yoğun bir şekilde çalışıyordu. Benim bütün vücudum neredeyse ağrıdan kırılıyordu. Mahkemesi vardı ve ben duruşmasını izleyeceğim için açıkçası biraz heyecanlıydım.
Sessiz bir köşeye geçtiğimde sesimi çıkarmadan salondaki insanların üzerinde gözlerimi gezdirdim. Mahkeme salonu, gergin bir bekleyişle doluydu. Gözlerim savcı Batuhan'a odaklanmıştı. O, sert ifadesi ve özgüveniyle ön safta duruyordu. Geçmişteki başarılı davalardan aldığı deneyim, yüzünden okunuyordu. Özgüveni ve diksiyonu, tüm salonun dikkatini çekiyordu.
Salon sessizliğe büründü, herkes merakla Batuhan'ın ne diyeceğini bekliyordu. Sinirli bir hali olmasına rağmen, mantığı ve konuşma becerisiyle etkileyici bir figür çiziyordu.
Gözleri, suçlu sandalyesinde oturan adama doğru kaydı. Adamın yüzünde gerginlik belirtileri vardı. Batuhan, suçlunun bu tepkisini gördükçe daha da kararlı bir hale geldi.
"Bugün burada, Eren'in işlediği vahşi cinayetin gerçekleştiği korkunç olayı ele alacağız. Bu suçlu, masum bir insanın hayatına son vererek toplumun güvenini sarsmıştır."
Beden dili, kendinden emin bir şekilde konuştuğunu gösteriyordu. Gözleri, adeta ateş saçıyordu, ancak sesi her zamanki sakin ve kontrollüydü.
Gözlerini suçlu olan Eren'e dikerek devam etti. "Bu suçu işlediğini biliyoruz. Deliller, senin parmak izlerini ve DNA'nı cinayetin işlendiği yerde açıkça ortaya koyuyor. Artık kaçış yok."
Eren'in yüzündeki panik aniden belirdi, ancak hızla toparlandı. "Ben masumum!" diye bağırdı. "Bu deliller yanıltıcı olabilir. Suçsuz olduğumu kanıtlayacağım!"
Batuhan, sinirini kontrol altında tutarak hafifçe gülümsedi. "Eren, sana şunu hatırlatmak isterim ki," dedi sakin bir şekilde. "Ben sadece delillere dayanarak hareket ederim. Deliller, senin suçlu olduğunu açıkça gösteriyor. Savunmanın kanıtlayıcı deliller sunma şansı var, ancak bugüne kadar hiçbir şey sunmadınız, sunamadınız. Suçlu olduğunu avukatın da biliyor."
Salonun atmosferi gerginleşiyordu ancak Batuhan, duruşunu koruyarak konuşmasına devam etti. "Bu vahşi cinayeti işleyen suçlunun, masumiyetini iddia etmesi, sadece zaman kaybıdır. Deliller açıktır, gerçek ortadadır. Eren'in hesap vermesi gereken bir suç işlediği açıktır."
Eren'in avukatıyla göz teması kurarak konuşmasına son verdi. Salondaki sessizlik, herkesin bu etkileyici sahneyi nefesini tutarak izlemesine neden oldu.
Gözlerim her birinin üzerinde gezinirken derin bir nefes aldım. Batuhan'ın ortaya koyduğu delillerle bu adamın müebbet hapis cezası alması kaçınılmazdı. Çok başarılıydı, adından söz ettirmekle haklıydı.
